KOMİSYON KONUŞMASI

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Tamam.

Sayın Başkanım, yani hakikaten bugün çok değişik bir sunum oldu bizim için. Gerçi, bu Milankovitch teorisini daha önce okumuştum, daha buna yer verildiğini görmüştüm. Şimdi, Sayın Güven Hocam, iki tane teoriden bahsettiniz, işte, Milankovitch teorisi ile sera gazı teorisinden bahsettiniz. Ama öyle bir sunum yaptınız ki esasında bir tane teori var, o da Milankovitch teorisi; bir tane de komplo teorisi var yani sizin sunumunuzdan bizim çıkardığımız sonuç bu, zaten bunu da söylediniz. "Eser miktarda sera gazlarının küresel iklim değişikliğine etkisi vardır; eser miktardadır, esas Milankovitch teorisidir. İşte, dünyanın dönmesinden, dünyanın hareketinden kaynaklanır." dediniz ve "Bu G7 ülkelerinin dünyaya, dünyadaki az gelişmiş, gelişmekte olan ülkelere yapmış olduğu bir tuzaktır, bunların gelişmesinin önünde bir engeldir." Sizi anladığım kadarıyla, özetlememiz gerekirse sunumunuz bu şekildeydi.

YURT MADENCİLİĞİNİ GELİŞTİRME VAKFI BAŞKANI PROF. DR. GÜVEN ÖNAL - Bir tek komplodan bahsetmedim ben, geri kalanın hepsi doğru.

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Ama sonuçta komplo teorisi, bunlara "komplo teorisi" deniliyor. Yani özet itibarıyla bir tane teori var -Milankovitch teorisi- size göre, bir tane de komplo teorisi var, sera gazları teorisi.

Şimdi, bize daha önce -buraya- belki onlarca, belki 40-50 bilim insanı geldi; onlar da sizin tam tersinizden bahsettiler; o insanlar sera gazı teorisinin sarsılmaz gerçekliğinden bahsetti. Hâlbuki şöyle bir şey de var: Evet, bu Milankovitch teorisi 1925'li yıllarda ortaya atılmış ama sera gazı teorisi daha da önce ortaya atılmış.

YURT MADENCİLİĞİNİ GELİŞTİRME VAKFI BAŞKANI PROF. DR. GÜVEN ÖNAL - Yok, sera gazı 1970.

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Hayır, değil efendim. Sera gazı teorisi 1900'lü yılların başında ortaya atılmıştır efendim.

YURT MADENCİLİĞİNİ GELİŞTİRME VAKFI BAŞKANI PROF. DR. GÜVEN ÖNAL - 1900'lü yıllarda sera gazı dünyada o kadar azdı ki.

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Efendim, benim okumam bu şekilde, hatta 1876'ydı zannedersem ilk sera gazı teorisinin ortaya atıldığı.

YURT MADENCİLİĞİNİ GELİŞTİRME VAKFI BAŞKANI PROF. DR. GÜVEN ÖNAL - 1970 yılında ortaya çıktı.

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - 1900'lü yılların başında beri dünyada bilim insanları buzullarda araştırmalar yapıyorlar, bu yüzyılın başından beri yapıyorlar.

YURT MADENCİLİĞİNİ GELİŞTİRME VAKFI BAŞKANI PROF. DR. GÜVEN ÖNAL - 1800'lerden itibaren.

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - 1900'lü yılların başından beri insanlar şunu söylüyor: Bu yüzyılın sonundaki küresel sıcaklık değişiminin 2 santigrat derece ile 6 santigrat arasında olabileceğini bu yüzyılın başından beri söylüyorlar. Hatta eleştiri şu: "Neden bu kadar geç kaldık, neden bu kadar süre kaybettik?" tarzında bir tartışma da var bakıldığı zaman.

Şimdi, teoridir, size saygı duyuyorum yani sonuçta hocasınız, saygı duyuyorum ama buraya gelen aynı sizin gibi bilim insanı olan insanların da bu konuda yapmış olduğu çalışmalar, ortaya koyduğu sunumlar vardı. Şimdi bunları "komplo teorisi" "bu komplo teorisini savunan insan" pozisyonuna getirmenin de -bana göre- bir haksızlık olduğunu ben düşünüyorum. Daha sonra, mesela burada şunu gördüm ben, TOBB'dan sayın yetkili burada, mesela şunu söyledi yani çok şaşı bir bakış açısı ortaya koydu ve TOBB'un genel görüşüyle de çelişen bir bakış açısını ortaya koydu. Çünkü bizim buraya TOBB geldi, TOBB'u temsilen Antalya Ticaret Odası Başkanımız geldi ve Paris İklim Anlaşması'na Mecliste taraf olmamız gerektiğinden bahsetti. Siz de bugün burada onun tam tersinden bahsediyorsunuz ve hatta şunu söylüyorsunuz anladığım kadarıyla...

MURAT BAKAN (İzmir) - TÜSİAD da aynı şeyden bahsetti.

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - TÜSİAD da aynı şeyden bahsetti. "Bizi bu konuda sıkıştıracaklar, bir an önce çıkartmalıyız." dediniz efendim. Bakın, yani "100 milyon ton Türkiye'de linyit çıkarılıyor, 200 milyon tona çıkaralım." O zaman şunu yapalım: 300 milyon tona çıkaralım, 400 milyon tona çıkaralım, 500 milyon tona çıkaralım, bu, mantıklı bir şey mi? Eğer siz derseniz ki: "O zaman şunu yapalım, 5 katına çıkaralım termik santral sayısını." Yani 100 milyon değil de bir an önce yapalım biz bu işi...

MURAT BAKAN (İzmir) - Ekonomik de değil.

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Rantabl da değil efendim. Yani bilmiyorum bunu neye göre söylediniz, onu anlamak da hakikaten de zorlanıyorum. Mesela şey dediniz Sayın Hocam, "Beraber gidelim." dediniz. Beraber gidelim, gelin Soma'ya, ben Somalıyım.

YURT MADENCİLİĞİNİ GELİŞTİRME VAKFI BAŞKANI PROF. DR. GÜVEN ÖNAL - Tabii, gidelim, ben daha üç gün evvel Soma'daydım.

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Bakın efendim, orada şu anda hiçbir baca yok, baca çalışması yok. Yasal olarak zorunlu olmasına rağmen bir buçuk yıldan beri geçici izinle Soma'da 4 tane ünite çalışıyor.

YURT MADENCİLİĞİNİ GELİŞTİRME VAKFI BAŞKANI PROF. DR. GÜVEN ÖNAL - Bacadan çıkan bir şey var mı?

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Efendim, olmaz mı! Bacada filtre yok efendim.

YURT MADENCİLİĞİNİ GELİŞTİRME VAKFI BAŞKANI PROF. DR. GÜVEN ÖNAL - Ben görmedim. Bakın, resmini bile çektim.

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Yani kükürdü engellemişler ama hâlâ partiküller var, hâlen daha zehirli gazlar var yani zehirli gaz var. Evet, şu anda kükürt salınımı yok belki ama hâlen daha zehirli gazlar var, Afşin-Elbistan'da var.

YURT MADENCİLİĞİNİ GELİŞTİRME VAKFI BAŞKANI PROF. DR. GÜVEN ÖNAL - Beraber gidelim sizinle, bunların emisyon ölçümleri yapılıyor. Çevre Bakanlığına...

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Yanlış anlamayın ama şunu yapmayın lütfen: Sayın Hocam, bakın, siz bize burada çok güzel örneklerini gösterdiniz rehabilitasyon çalışmasının, ben de size hiç yapılmamış rehabilitasyon... Gelin, beraber Turgutlu'daki Çaldağı'na gidelim, yıllardan beri duruyor.

YURT MADENCİLİĞİNİ GELİŞTİRME VAKFI BAŞKANI PROF. DR. GÜVEN ÖNAL - Var mı her yerde? Ben gördüklerimi söyledim.

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Hayır, demek istediğimi anlatabildim mi? Yani güzel örneklerini verdiniz ama bunun çok kötü örnekleri de var Sayın Başkanım. Ve şu pozisyona gelirse üzülüyorum ben, ben üzüldüğüm şeyi söyleyeyim.

Biraz evvel siz de şunu söylediniz: "Bu ülkenin gelişmesini istemeyen odaklar var, bunu devlet biliyor, ben bunu açıklamayayım." dediniz Sayın Hocam.

YURT MADENCİLİĞİNİ GELİŞTİRME VAKFI BAŞKANI PROF. DR. GÜVEN ÖNAL - Doğru söyledim, evet.

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Doğru söylediniz ama şimdi, biz bunları ortaya koyduğumuz zaman, "Bunlar yanlış." dediğimiz zaman... E, biz "Bu ülkenin madenleri çıkmasın." diye bir şey demiyoruz ki.

YURT MADENCİLİĞİNİ GELİŞTİRME VAKFI BAŞKANI PROF. DR. GÜVEN ÖNAL - Sayın Vekilim, biz de bu madenleri... "Önce insan, sonra çevre." diyoruz.

BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Söz vermediğim için kayda girmiyor.

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Sayın Hocam, burada bir ifade kullandınız, çok güzel bir ifade ama değişik bir ifade "İstenirse oluyor." Ya, bunun isteğe bağlı olmaması lazım, bizim itiraz ettiğimiz nokta bu. Sayın Hocam dedi ki: "İstenirse güzel örnekler oluyor." Bunun isteğe bağlı olmaması lazım, isteğe bağlı olmaması lazım.

BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Efendim, bu konuda haklısınız yani biz madenciliğe karşı değiliz ama çevreci yani hakikaten rehabilitasyonu vesaire tam yapan madenciliği yapabiliriz.

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Sayıştay raporundan bir rakam söyleyeceğim size, bir rakam söyleyeceğim Sayıştayın raporundan. Şimdi, efendim, Sayıştay örnekleme yapıyor maden sahalarında; 678 maden sahasından örneklemeyle almış, orada araştırma yapmış: 330 tanesinde sınır aşımı var efendim, 330 tane maden kendisine verilen sınırları aşmışlar, 49 sahada izinsiz yapılaşma var. Yani oradaki almış olduğu ruhsatla alakasız yapılaşmalar var, izinsiz kaçak yapılar var, 31 sahada verilen izin amacın dışında kullanım olduğu tespit edilmiş, neredeyse yüzde 70'inde sıkıntı var; bu, Sayıştay raporlarında. Ormanlara tahsislerden bahsediliyor, 2003 ile 2015 yılları arasında ormanlara tahsisle önceki on üç yıl arasında yüzde 143'lük bir artış var, az bir rakam değil bu, yüzde 143'lük bir artış var. Hektar olarak bakıldığı zaman da ilk on üç yıllık dönemde ortalama her yıl 2.483 hektar orman alanı madencilik faaliyetlerine açılmışken sonraki on üç yılda yani 2003 ile 2015 yılları arasında 6.700 hektara çıkmış bu yani bu da ciddi bir rakam.

BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Yalnız, sonraki yıllarda rehabilitasyon şartı koyduk; ben Bakandım, onu söyleyeyim.

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Ya, işte uygulama yok Sayın Bakanım.

BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Zaten ormancılıkta çok sıkı takip ediliyor.

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Neyse, daha söylenecek çok şey var.

Mesela şeyden bahsedildi; burada yüz binde 1 kesilen ağaçtan bahsettiniz; az bir rakam, hakikaten de öyle. Yani bu madencilik faaliyetleri için kesilen ağaç sayısından bahsettiniz. Neresi var mesela? Bu rakam neye göre veriliyor? O konuda da çok ciddi soru işaretleri var. Kaz Dağları'ndaki altın çalışmasında, ÇED raporunda "45.650 ağaç kesilecek." deniyor, Orman Genel Müdürlüğü "13.400 ağaç kesildi." diyor, orada 200 bin ile 347 bin arasında ağacın kesildiğinden bahsediliyor. Şimdi hangi rakama göre biz... İşte, yüz binde 1... Orman Genel Müdürlüğünün rakamına göre mi, ÇED'deki rakama göre mi? Yoksa hakikatteki, fiiliyattaki durum da farklı.

BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Şimdi, Ahmet Vehbi Bey, ormana girdiğin için söyleyeyim.

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Orman tamam, ormana girmeyeyim.

BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Şimdi, bir dakika. Ormanda damga vardır, ondan izinsiz... Orman çok sıkı takip...

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Rakamlar bu Sayın Başkanım.

BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Hayır, ormanlar izinsiz asla kesilemez.

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - ÇED'de 45.650 rakamı var.

BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Orman o kadar izin vermiştir.

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Ama kesilen 200 bin ile 347 bin arasında diyorlar yani.

BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - İnanmıyorsanız sayayım.

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Yapmayın Allah aşkına Sayın Bakanım.