| Komisyon Adı | : | (10 / 77, 372, 491, 534, 693, 817, 868, 992, 1004, 1018, 1150, 1170, 1221, 1305, 1434, 1518, 1806, 1815, 1943, 2009, 2139, 2206, 2391, 2909, 2929, 3031, 3032, 3382, 3558, 3575, 3581, 3583, 3647, 3677, 3682, 3690, 3708, 3740, 3769, 3798, 3817, 3831, 3840) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | İstanbul Maden İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Dinçer, Altın Madencileri Derneği Başkanı Mehmet Yılmaz, TOBB Madencilik Meclisi Başkanı İbrahim Halil Kırşan ve Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı Başkanı Prof. Dr. Güven Önal tarafından yapılan sunumlara ilişkin görüşmeler |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 22 .06.2021 |
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Teşekkür ederim.
Şimdi, biraz evvel ön yargıdan bahsetti sayın madenci büyüğümüz. Ön yargı olması için bilgisiz olmak lazım. Ben bir kere ön yargılı olduğumu düşünmüyorum, buradaki arkadaşlarımızın ön yargılı olduğunu düşünmüyorum çünkü gördüğümüz şeyler var.
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Gerçekler.
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Gerçekler de var ama şöyle bir şey de var, şöyle bir gerçek de var: Daha geçen gün buraya Şeref Bey, Şeref Kalaycı, Bakan Yardımcımız geldi, bir şey söyledi "Negatif olan algıyı bizim pozitife döndürmemiz lazım." dedi, bir tespitte bulundu. Bir algı var, bu algının da bir gerçekliği var, bunu Sayın Bakan Yardımcısı söyledi. Yani burada bir sıkıntı var, problem var, bizim buradaki arkadaşlarımızın bütün çabası bu negatif olan algıyı pozitife çevirmek, bu ülkenin daha temiz, daha yaşanılabilir bir yer hâline gelmesini sağlamak. Bir de zaten şöyle bir durum var, onu da söyleyeyim size: Bu Paris Anlaşması veyahut da Yeşil Mutabakat... Biraz evvel şeffaflıktan bahsettiniz, şeffaf finansmandan bahsettiniz, çevreye duyarlılıktan, insan sağlığına duyarlılıktan bahsettiniz. Bu önümüzdeki süreçte finansmana ulaşmanız için bunları Yeşil Mutabakat sayesinde veyahut da Paris Anlaşması, İklim Anlaşması şeyinde zaten dayatacaklar bize, zaten bunlar kaçınılmaz olacak; bizim anlatmak istediğimiz şey o, yani bunun bedelini bize ödetecekler.