KOMİSYON KONUŞMASI

SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Ben canlı yayından gitmeyeyim, normal gideyim, Turan kardeşim gibi gitmeyeyim.

Sayın Başkan, bu 6, 7, 8, 9'uncu maddeler olumlu maddeler. Boşanmış eşe yönelik ağırlaştırıcı sebep içine sokulması olumlu. Tabii, bizim itirazımız biraz önce Zeynel ve Turan Vekilimin de söylediği gibi eksik olduğu yönünde.

Şimdi, öncelikle belirtmek gerekir ki Türk Ceza Kanunu'nda eş, 4721 sayılı Türk Medeni Kanun hükümleri esas alınarak tanımlanıyor. Türk Ceza Kanunu bir yandan suçun eşe karşı işlenmesini ağırlaştırıcı neden olarak kabul etmiş diğer yandan suçun eş tarafından işlenmesini indirim, cezasızlık sebebi saymış diğer bir deyişle denge kurmuştur. Burada boşanma davasının kesin hükümle neticelenmesi koşulunun aranıp aranmadığı hususunda gerekçede yahut teklif metninde sarahat getirilmediğini, evliliğin iptal edilmesi, mutlak butlanla sakat olması hâllerinde düzenlemede yer almasında fayda bulunduğunu belirtmek gerekmektedir. Öte yandan nişanlıların durumu bakımından Türk Medeni Kanunu'nun 118'inci maddesine göre "Nişanlanma evlenme vaadiyle olur." ancak nişanlanmanın geçerlilik şekli hususunda doktrin ve içtihat fikir birliği içinde değildir. Nitekim doktrinde hâkim düşünce, evlenme vaadi içeren irade açıklamasının özel bir şekle tabi olmadığı yönündedir. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi ise 5/3/2018 tarihli ve 2016/12231 esas 2018/2059 sayılı Kararı'nda nişanın geçerliliğini belli bir ritüel içinde yapılmış olmasına, duyurulmasına, ilan edilmesine ve aile bireylerinin şahitliği çerçevesinde yapılmış olmasına bağlamaktadır. Ceza hukukunda kanunilik ilkesi esastır buna rağmen nişanlıların yahut sevgililerin durumunun da gözetilmesi gerektiğini ve bunların en az boşanılan eş kadar yasal korumaya mazhar olduğunu dile getirmekte fayda bulunmaktadır. Buna ek olarak kanun teklifiyle değişiklik yapılması öngörülen Türk Ceza Kanunu 82/1'inci de belirtilen hayata karşı suçlar, 86/3.a'da belirtilen vücut dokunulmazlığına karşı suçlar, 96/2.b'de belirtilen işkence ve eziyet, 109/3.e'de belirtilen hürriyete karşı suçlar başlıklı bölümlerde yer almaktadır. Diğer bir deyişle, teklif farklı hukuki değerleri koruyan suç tiplerine ilişkindir. Sınırlı kanun teklifiyle meskûr suç tiplerinde yapılacak değişiklikle, suçun nitelikli hâllerinin kapsamı mağdur konumunda bulunan boşanmış olduğu eşi içine alacak şekilde genişletilmektedir. Ancak sayılı suç tiplerinin nitelikli hâllerine benzer diğer hükümler, örneğin Türk Ceza Kanunu "Fuhuş" başlıklı 227'nci maddesinin 5'inci fıkrasında, "Dilencilik" başlıklı 229'uncu başlıklı 2'nci fıkrasında suçun yöneldiği kişi fıkralarda sayılan diğer kimseyle dışında sadece eştir. Kanunda birliğin sağlanması açısından bu genişlemenin yapılmasının dile getirilmesinde fayda bulunmaktadır diye düşünüyorum.

Teşekkür ediyorum.