| Komisyon Adı | : | (10 / 96, 234, 409, 501, 698, 1743, 1747, 1912, 2187, 2203, 2303, 2353, 2389, 2477, 2673, 2675, 2697, 2830, 2976, 2979, 3019, 3109, 3206, 3430, 3476, 3479, 3482, 3484, 3485, 3493, 3504, 3505, 3508, 3510, 3685, 3723, 3918, 3919, 3920, 3921, 3922, 3923, 3924) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | Ankara Milletvekili Filiz Kerestecioğlu Demir'in, Komisyonda müzakerenin bulunmadığına ve Komisyonun şaibeli olduğuna ilişkin açıklaması |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 23 .06.2021 |
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Hoş geldiniz öncelikle.
Tabii, bu konunun muhatabı şu anda huzurumuzda aslında konuşmalarını yapmak üzere gelen sizler değilsiniz ama bir yandan da muhatabısınız diye düşünüyorum. O yüzden dünkü çekilme, tabii ki arkadaşların kararlarıdır ama ben sizin söylediklerinize ilişkin şu anda bazı şeyler ifade etmek istiyorum.
Şimdi, bu Komisyonu şaibeli yapan şey, aslında bu Komisyon kurulduktan on bir gün sonra İstanbul Sözleşmesi'nden bir gece kararıyla, tek kişinin kararıyla çekilinmesidir. Yani burada, başka bir niyet sezilmesi ve bununla ilgili düşüncelerimizi daha önce ifade etmiştik. Ama her şeye rağmen kadına yönelik şiddet ister bu Komisyon olsun ister başka komisyonlar olsun, onlarca komisyonda çalışmış biri olarak da bu Komisyona katılma kararı aldık ve Semra Vekille birlikte bu Komisyonda yer aldık. Size üç sayfa tutan, çağrılması gereken kurumlar iletimizi gönderdik ve nasıl çalışması gerektiğine ilişkin de aslında düşüncelerimizi paylaşmaya gayret ettik. Ama biz de başından beri, bu Komisyonun çalışma biçiminde daha çok sizin söz almanız ve her gelenden sonra yaptığınız açıklamalar, her gelenin sözüne eğer biraz farklı düşünüyorsa müdahale edilmesi gibi durumlarla da karşı karşıya kaldık. Tabii ki, biz de yaptık, biz de eleştirdik gelenlerin düşüncelerini size söylemiştik, "Biz, burada TİHEK Başkanını niye dinliyoruz? Daha önce dinledik ve lütfen o tutanaklara bakın neler söylediğine." diye. Siz dediniz ki "Kimse beni TİHEK Başkanı Süleyman Bey'i dinlemekten alıkoyamaz." Evet, alıkoyamadı, dinledik ve gördük gerçekten söylediklerini. Gelen yargı mensuplarından da gördük nasıl önerilerde bulunduklarını ve hakikaten sizlerin de tepki gösterdiği öneriler söz konusu oldu.
Bu Komisyonun işleyişine ilişkin asıl sorun, burada müzakere yeteneğinin olmaması, yeteneği derken işleyişinin olmamasından bahsediyorum. Yani bu bir müzakere komisyonu değil. Şimdi biz niye kurduk bu Komisyonu? Kadına yönelik şiddetin engellemesi, sebeplerinin araştırılması. Daha önce kurmamış mıydık başka komisyonlar? Kurmuştuk. Sebeplerini bilmiyor muyduk? Biliyorduk. Biz burada İstanbul Sözleşmesi'nin Etkin Uygulanması ve İzlenmesi Alt Komisyonunda ne kadar zaman çalıştık? Bir buçuk sene çalıştık, bir buçuk sene bu Komisyona katkı sunduk ve orada hepsinin tutanakları mevcut. Bu raporu alabildik mi? Hâlâ biz bu raporu alamadık, İstanbul Sözleşmesi'nin Etkin Uygulanması ve İzlenmesi Konulu Alt Komisyon Raporu'nu hâlâ alamadık ki biz buna katkı sunalım tekrar işte şerhimizi yazalım, şu bu.
O zaman kusura bakmayın yani şimdi bir buçuk yıl çalışmış ve gerçekten Türkiye'de en etkin denetim mekanizmalarını getiren, bütün kurumlara yükümlülükler getiren, bütün kurumların rollerini tarif eden ve şiddeti önleme konusunda en etkin uluslararası sözleşmeden çıkacaksınız bir gece kararıyla, sonra da bu Komisyonda gelecek bakanlar bize "Ne güzel yaptık, şunu yaptık, bunu yaptık, onu yaptık." diyecekler. Siz de Öznur Hanım "Evet, Sayın Bakanım, ne güzel yapmışsınız, ne güzel etmişsiniz." diyeceksiniz. Şimdi, böyle komisyon olmaz.
Biz o bakanlara ve başkalarına şunu sorabilmeliydik "Ya, siz bunları bunları niye eksik yaptınız? Neden şiddeti önleyemiyoruz?" Şunu söylemiyorum; şiddet önlenebilir, hemen önlenebilir bir şey değil, dün de söyledim İsveç'te de var, Amerika'da da var, Fransa'da da var, dünyanın her yerinde var. Şiddet, sadece Türkiye'de olan bir şey değil ve sadece sizin iktidarınızda olan bir şey de değil. Bunun için kalkıp da hemen savunmalara geçmek durumunda da değilsiniz. Ama şöyle bir sorumluluğunuz var, yirmi yıldır iktidardasınız 2006/17 sayılı Başbakanlık Genelgesi'ni burada ben telaffuz ettim ilk olarak diye hatırlıyorum, çok iyi bir genelgeydi ve neden uygulanmadı diye. O genelgenin neresi uygulandı? 2006'dan bahsediyoruz, 2016 değil, 2006. 2006'dan bugüne -matematiğim çok iyi değildir- sayın, söyleyin kaç yıl geçmiş.?
Şimdi, bunu uygulamayıp, bununla ilgili gereklilikleri yerine getirmeyip bir Komisyon kuruyoruz. "Ne kadar üst mertebedeki insanları dinleyebiliyoruz, ne güzel." diye getiriyoruz onları, dinliyoruz, ee, ondan sonra da Temmuz 19'da görevimiz tamamlanacak! Neydi bizim görevimiz, neyi tamamlayacağız, hakikaten neyi tamamlayacağız? Bütün kadınlar 1 Temmuzda İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmenin uygulamaya geçeceği zamanın endişesini taşıyorlar. "6284'ün başına bir şey gelir mi?"nin endişesini taşıyorlar ve bize lütfen, anlatmayın, bizim gerçekten kırk yıllık bir kadın hareketi mücadelemiz var. Bu mücadeleyle bu arkadaşlar buraya geldiler yani hepsinin mücadelesi var ayrı alanlarda. Bunu iktidarlar, partiler yapmıyor, sivil toplum, kadın örgütleri, feministler; bunlar mücadele ediyorlar ve ondan sonra yasalar değişiyor. Dünyada böyle olur zaten, mücadele yoksa değişiklik yoktur, değişim yoktur, baskı vardır, diktatörlük vardır.
Ee, şimdi engellenen bu. "İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmeyelim." diyen kadınlar engelleniyor, 25 Kasımlarda, 8 Martlarda sokağa çıkan kadınlar engelleniyor. Neden engelleniyor onlar, biz niye bu Komisyonda bunu tartışamıyoruz, niye "Devlet gücü, kadınlara şiddet uyguluyor."u yok tartışamıyoruz? Tartışabilir miyiz? Tartışamayız çünkü herkese bir terör yaftası hemen yapıştırılır. Yani "Bu Komisyonda eşit rollere sahibiz." diyebilmek için gerçekten gelenlerle müzakere etmek, şiddetin sebeplerini doğru dürüst konuşmak, yirmi yıllık iktidarınız süresince de alınmayan önlemleri, yeterli olmayan şeyleri tartışabilmemiz lazım ama biliyorum, şimdi ben konuştum, siz benden sonra tekrar söz alacaksınız, ben sizden sonra tekrar söz almayacağım çünkü arkadaşlara gerçekten saygımdan dolayı tekrar söz almayacağım çünkü bu, müzakere değil. Yani bu Komisyon bu anlamda gerçekten ilk baştan itibaren şaibeli bir Komisyon olmuştur ama ben ve Semra Vekilimiz ve partimiz şiddete karşı...
YELDA EROL GÖKCAN (Muğla) - "Şaibe" ne demek? Bu Komisyona "şaibeli" diyemezsiniz.
PAKİZE MUTLU AYDEMİR (Balıkesir) - Nesi şaibeli?
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - "Şaibe"nin neden olduğunu açıkladım ama şaibenin neden olduğunu açıkladım, İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme kararı alındığı için.
PAKİZE MUTLU AYDEMİR (Balıkesir) - Siz bu Komisyonu İstanbul Sözleşmesi'ne kurban ediyorsunuz, gerçekten kurban ediyorsunuz.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Ya, İstanbul Sözleşmesi'ne kurban etmek değil, bu Komisyonda sadece gelenler dinleniyor, gelenlerin dinlendiği ve nelerin iyi yapıldığı anlatılacak, onun dışında da bir şey olmayacak, benim düşüncem de bu.
PAKİZE MUTLU AYDEMİR (Balıkesir) - Siz beğenmeyebilirsiniz bu Komisyonu ama "şaibeli" diyemezsiniz, diyemezsiniz böyle bir şey.
BAŞKAN ÖZNUR ÇALIK - Filiz Hanım, teşekkür ediyorum.
Arkadaşlar, söz taleplerinizi görüyorum.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Yani dolayısıyla siz de kendiniz söz alırsınız, söylersiniz ama uluslararası ve gerçekten daha öncesinde nasıl İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi yeterli olmadığı için Kadınlara Yönelik Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi CEDAW kabul edildiyse dünyada, nasıl evrensel bildirge erkek şiddetini açıklamıyorsa ve kadına yönelik şiddeti önlemeye yeterli değilse, başka sözleşmeler çıktıysa İstanbul Sözleşmesi de böyle bir sözleşmedir ve böyle bir şey olmaz. "İstanbul'da imzalandı, biz imzaladık, ilk imzacıyız." diye övünülüp ondan sonra arkasından yok "Bizim aile yapımız uymuyor." Ya, İstanbul Sözleşmesi'ni açalım bir gün tartışalım bu Komisyonda, nesi uymuyor aile yapısına, nesi uymuyor aile yapısına? (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
YELDA EROL GÖKCAN (Muğla) - Yok böyle bir şey.
PAKİZE MUTLU AYDEMİR (Balıkesir) - Her gün konuşuyoruz, İstanbul Sözleşmesi...
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Niye o zaman bu Mecliste kalktınız, İstanbul Sözleşmesi'nin Uygulanmasının İzlenmesi Alt Komisyonunu kurdunuz? Biz bir buçuk sene çalıştık bu Komisyonda, ne idi o Komisyon? Sizin başkanınız, o Komisyonun Başkanı Hülya Nergis'e yazık ya. Onun öncesinde Canan Kalsın'a yazık ya, KEFEK Başkanı. Bu kadınlar niye çalıştılar bu komisyonlarda? HDP'li değil onlar, CHP'li değil onlar, İYİ Partili değil, AK PARTİ'li kadınlardan bahsediyorum, niye çalıştılar? Onca sene boyunca, onca aylar boyunca bu kadar insan gelip de burada, bütün barolar, bütün yargı mensupları niye geldiler ve dediler ki...(AK PARTİ sıralarından gürültüler)
PAKİZE MUTLU AYDEMİR (Balıkesir) - Biz niye çalışıyoruz, bizim çalışmalarımıza yazık değil mi?
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Yazık, yazık, yazık; işte onu söylüyorum. İşte, onu söylüyorum, bu Komisyonda...
PAKİZE MUTLU AYDEMİR (Balıkesir) - Maksat bu Komisyonu sabote etmekten başka bir şey değil. Bugüne kadar neyi istediniz de söyleyemediniz?
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Ya, "Neyi istediniz?" Benim söylemen gerekmiyor, benim söylemem değil önemli olan.
BAŞKAN ÖZNUR ÇALIK - Mutlu Hanım... Arkadaşlar... Mutlu Hanım...
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Önlem almak, şiddeti önlemek ve gerçekten işlevli...
PAKİZE MUTLU AYDEMİR (Balıkesir) - Siz konuşun diye...
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Ya, "Siz konuşun." Ne demek ya?
PAKİZE MUTLU AYDEMİR (Balıkesir) - Siz konuşun diye hakkımızdan feragat ettik. Saatler sürdü konuşmanız.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Ben sizin hakkınızı alıp da konuşma yapmam. Ben kaç yaşında kadınım, kendim gelmişim bu yere, kendim konuşurum.
PAKİZE MUTLU AYDEMİR (Balıkesir) - Siz konuşun diye soru hakkımızdan feragat ettik.
BAŞKAN ÖZNUR ÇALIK - Mutlu Hanım...
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Ya, niye feragat ediyorsunuz, etmeseydiniz gerçekten çok naziksiniz, bunu yapmanıza gerek yoktu.
PAKİZE MUTLU AYDEMİR (Balıkesir) - Yirmi beş dakikadır siz sorunuzu sorun diye...
BAŞKAN ÖZNUR ÇALIK - Filiz Hanım... Mutlu Hanım...
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Saçma bir şey bu, saçma bir şey bu. Yani bunun için gerek yoktu feragat etmenize.
BAŞKAN ÖZNUR ÇALIK - Sayın Kerestecioğlu...
PAKİZE MUTLU AYDEMİR (Balıkesir) - Kimi istediniz de çağırmadık?
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - "Kimi istediniz?" meselesi değil. Bu Komisyonun neden kurulduğu, saikinin ne olduğu meselesi. İstanbul Sözleşmesi'nden çekilinirse, gerçekten 1 Temmuzdan önce bundan vazgeçilmezse bu Komisyonun da yerine getireceği hiçbir şey olmayacaktır.
Teşekkür ederim.