| Komisyon Adı | : | ADALET KOMİSYONU |
| Konu | : | Tokat Milletvekili Yusuf Beyazıt ve İstanbul Milletvekili Numan Kurtulmuş ile 63 Milletvekilinin; Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/3697) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 23 .06.2021 |
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
CMK'nin 101'inci maddesinde bir değişikliğe gidiliyor. Tutuklamaya, tutuklamanın devamına ve bu husustaki bir tahliye isteminin reddine ilişkin kararlarda a) Kuvvetli suç şüphesini, b) Tutuklama nedenlerinin varlığını, c) Tutuklama tedbirinin ölçülü olduğunu gösteren deliller somut olgularla gerekçelendirilerek açıkça gösterilir. Kararın içeriği şüpheli veya sanığa sözlü olarak bildirilir, ayrıca bir örneği yazılmak suretiyle kendilerine verilir ve bu husus kararda belirtilir. (d) fıkrasına göre "Adli kontrol uygulamasının yetersiz kalacağını gösteren deliller somut olgularla gerekçelendirilerek açıkça gösterilir. Kararın içeriği şüpheli veya sanığa sözlü olarak bildirilir, ayrıca bir örneği yazılmak suretiyle kendilerine verilir ve bu husus kararda belirtilir." diye düzenleme yapılıyor, "Adlî kontrol uygulamasının yetersiz kalacağı," ekleniyor.
Bu kapsamda tutuklama kararlarında adli kontrol uygulamasının yetersiz kalacağını gösteren deliller somut olayda gösterileceği ve kararda yer alacağı ifade edilmiştir. Madde gerekçesinde "Mevzuatımıza göre tutuklama, istisnai bir tedbir olup öncelikli olarak değerlendirilecek husus, tutuklama yerine adli kontrol veya diğer koruma tedbirlerinin yeterli olup olmadığıdır." ifadesine yer verilmiştir. Lafzi yorumda anlamlı bir hüküm olsa da iktidar, pratikte tutuklamayı istisna değil esas hâle getirmiştir. Bu anlamda her hâlükârda verilecek kararlarda yargının bağımsız olmadığı ve kararların sarayın talimatı tarafından verildiği düşünüldüğünde, adli kontrolün yetersiz kalıp kalmayacağının gerekçelendirilmesi herhangi bir hukuki argüman üretmeyecektir.
Teşekkür ederim.