ABDULLAH KOÇ (Ağrı) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Esasında, bu dört ayda bir uygulamanın veyahut da gözden geçirmenin çok sakınca doğuracağını biz düşünüyoruz. Şöyle Türkiye'de son yıllardaki yargının işleme mekanizmasına baktığınız zaman -ben şu anda tam sayılarını bilmiyorum, belki yetkililer burada bize o konuda bir sayı verirler- şu anda adli kontrol mekanizması altında kaç bin insan var? Benim tahmin ettiğim kadarıyla yüz binlerce insan bu konuda şu anda adli kontrol mekanizması altındadır yani binlerce insanın bir şekilde yargıya yolu düşüyor, bir şekilde denetim altında tutulmuş durumda. İmzayla, yurt dışına çıkış yasağıyla ve birçok denetimle şu anda Türkiye halkları gerçek anlamda bir denetim altında. Bu hâliyle baktığınız zaman yani bu adli kontrol mekanizması, adli kontrol sistemi gerçek anlamda bir cezaya dönüştürülmüş durumda. Ne demek bu cezaya dönüştürülmüş hâli? Bir defa, özgürlük alanına bir müdahaledir, öte taraftan kişinin psikolojik dünyasında çok ciddi bir şekilde tahribat yaratan bir olayla biz karşı karşıyayız. Dolayısıyla daha soruşturma sürecinde kişinin herhangi bir takibata maruz kalması, kendisi hakkında bir soruşturmanın başlatılmış olması bile yeterli olarak kabul ediliyor ve adli kontrol sistemiyle karşı karşıya bırakılıyor. Bu adli kontrol sistemi Türk ceza yargılama sistemine girdiği zaman da araştırmalar üzerine birçok eleştiri dile getirildi fakat hiçbir esas alınmadı ve dikkate alınmadı. Dolayısıyla karşımızdaki tablo çok ciddi. Bu nedenle biz de anayasal bir mekanizma olarak değerlendirilen, yasal bir mekanizma, kontrol olarak da nitelendirilen ve kişinin psikolojik dünyasına, aynı zamanda özgürlük dünyasına müdahale eden bu yapının dört ayda bir olmasındansa -bir de buradaki mevcut olan teklifte de biraz sorunludur, dili de çok sorunlu- ayda bir gözden geçirilmek suretiyle ortadan kaldırılıp kaldırılmayacağına ilişkin karar verilmesi gerektiğini düşünüyor, hepinize teşekkür ediyorum.