KOMİSYON KONUŞMASI

ZEYNEL EMRE (İstanbul) - Şimdi, bu kanun teklifinde 3 kesişen madde vardı, biri de bu. Bizim buradaki önerimiz şu şekilde... Önergemizde yazdığımız gerekçeyi ben şimdi izah edeceğimden okumanıza gerek yok.

Şimdi, biz burada diyoruz ki: "'5271 sayılı Kanun'un 110'uncu maddesinin ikinci ve üçüncü fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

'(2) Hâkim, Cumhuriyet savcısının istemiyle, adlî kontrol uygulamasında şüpheli ve müdafinin de hazır bulunduğu bir duruşmada, şüpheliyi bir veya birden çok yeni yükümlülük altına koyabilir; kontrolün içeriğini oluşturan yükümlülükleri bütünüyle veya kısmen kaldırabilir, değiştirebilir veya şüpheliyi bunlardan bazılarına uymaktan geçici olarak muaf tutabilir.'

'(3) 109 uncu madde ile bu madde hükümleri, gerekli görüldüğünde, görevli ve yetkili diğer yargı mercileri tarafından da kovuşturma evresinin her aşamasında uygulanır. Bu aşamada verilen adli kontrol kararı da şüpheli ve müdafinin hazır bulunduğu bir duruşmayla verilir.'

'(4) Adli kontrol kararları, şüpheli ve müdafinin de bulunduğu bir duruşmayla, 30 günlük sürelerle gözden geçirilir.'"

Gerekçe olarak da "Düzenlemeyle, adli kontrol kararı ve uygulamasına ilişkin koşullar yeniden düzenlenmektedir. Kanunun mevcut hâlinde belirtildiği şekliyle adli kontrol kararlarının şüpheli ve müdafinin yokluğunda verilmesi, çelişmeli yargılama ve silahların eşitliği ilkelerine aykırılık teşkil edecektir. Diğer taraftan, adli kontrole ilişkin her düzenlemenin aslında tutuklamaya alternatif olduğu hususu da gözden kaçırılmamalıdır. Gıyaben tutuklama kararının verilemeyeceği hâllerde alternatifi olan adli kontrolün de evleviyetle verilemeyeceği kabul edilmelidir. Zira alınacak adli kontrol kararının yukarıda belirtilen Anayasa ve AİHS'ce koruma altına alınan temel hak ve özgürlükleri kısıtlayacağı açıktır. Kaldı ki bu yükümlülüğün ölçülülük ve isnat edilen suçla orantılı olması, kişiselleştirilebilmesi için en azından şüpheli ve müdafinin huzurda olması, kararın verilmesi aşamasında yeterli bir savunma hakkı tanınması asgari bir zorunluluktur. CMK m. 35/2 uyarınca, verilecek kararın ayrıca tebliğinin de gerekmediği düzenlemesiyle, şüpheli, hakkındaki değiştirilmiş veya ağırlaştırılmış adli kontrol kararını denetimli serbestlik bürosunca gönderilen yazıyla öğrenebilecektir."

Dolayısıyla, bizim buradaki değişikliğe ilişkin verdiğimiz teklifin gelenden daha kapsayıcı, daha iyi olduğunu düşünüyoruz, önergemiz de bu doğrultuda.