| Komisyon Adı | : | KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası AŞ'nin 2017 ve 2018 yıllarına ait bilanço ve netice hesaplarının görüşmeleri |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 23 .06.2021 |
KEMAL PEKÖZ (Adana) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Genel Müdür, yönetim kurulu üyeleri; hoş geldiniz öncelikle.
Bankanın yapısına baktığımız zaman Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankasının misyonunun Yatırımcıların finansman ve danışmanlık ihtiyacım karşılayarak sürdürülebilir kalkınma öncelikleri doğrultusunda yapısal dönüşümüne yardımcı olup, sermayenin tabana yayılmasına katkı sağlamak olduğu belirtilmiştir. Yine bunu yaparken çevreye ve topluma duyarlı bir bankacılık anlayışının hâkim olduğu da ifade edilmektedir. Fakat özellikle Sayıştay denetim raporlarında ortaya çıktığı üzere Kalkınma Bankası HES ve otel inşaatlarına krediler sağlamakta ve sorunları yine daha çok bu sektörde yaşamaktadır. HES'ler her ne kadar yenilenebilir enerji kaynağı olarak algılansa da aslında sahip oldukları ekolojik yıkım potansiyellerinin yüksek olması bankanın misyon olarak belirlediği çevreye duyarlılıkla örtüşmemektedir. HES'ler, doğal olarak ekolojik ve tarihî bir yıkım gerçekleştirmektedir. Yakın zamanda HES'le yok edilen Hasankeyf, bu yıkımın en üzücü örneklerinden bir tanesidir. On iki bin yıllık tarih, elli yıllık ömrü olan bir baraj için heba edilmiştir. Dolayısıyla HES'lerin toplumsal duyarlılıkla bağdaşması mümkün değildir. Yine betonlaşmaya dayalı bir turizm modeli esası olan oteller birçok ekolojik alanın da tahribine neden olmaktadır. Betonlaşmanın bir kalkınma modeli olarak lanse edilmesi, sahip olduğu sermaye devlet ilişkisini gizleyememektedir ve açığa vurmaktadır.
Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankasının amaç ve misyon açısından sorunları bulunduğu gibi, uygulama yaptığı iş ve işlemlerle ilgili sorunlar da Sayıştay denetim raporlarında göze çarpmaktadır. Banka tarafından enerji yatırımları konusunda işletmeci firmalara yönelik tanınan esnek borç ödeme politikasının firmadan firmaya farklılık gösterdiği anlaşılmaktadır.
Reel anlamda bankacılık işlevini yapan Kalkınma Bankasınca borç erteleme taleplerinde özellikle bazı firmalara daha hassas yaklaşıldığını da söylemek mümkündür. Yine otelcilik hizmetleri değerlendirildiğinde, hem Arıcak dosyasında hem de 1.000.381 sabit sayılı firmada bir sermaye artışı yöntemiyle yüzde 51'lik hisselerin yüzde 90-99 arasında çıkarıldığı görülmektedir. Sermaye arttırılması, borçlunun elinde sabit olan haklarının da azalmasına sebebiyet vermektedir.
4456 sayılı Kanuna göre "Banka, bu Kanundaki amaç ve faaliyetleri gerçekleştirmek için şirketler kurabilir ve kurulmuş şirketlere iştirak edebilir. Banka payının % 50'nin altında olması esastır. Bu oranın aşılması halinde aşan miktar, aşım tarihinden itibaren üç yıl içinde elden çıkarılır." denilmektedir. Fakat bankanın sermaye arttırması ise oteller üzerinde ciddi hukuki süreçlerin başlamasına sebep olmuş ve yıllarca süren mahkemeler de hâlâ sonuçlandırılamamıştır. Türkiye'de uygulanan kamu iktisadi teşebbüsü mantığı, sermayenin tamamının ya da bir kısmının devlete ait olduğu, piyasa için mal üreten kuruluşların verimli olanlarının özel sektöre satılması, verimsiz sayılanların ise tasfiye edilmesi anlamı taşımaktadır. Bu bağlamda Arıcak Turizm AŞ bugün tasfiye hâlindedir.
Bir diğer husus ise bankanın bir banka refleksiyle değil, bir kâr-zarar refleksiyle projelere dâhil olması sürecidir. Gerek başvuran şirket, gerek başvuruda bulunan şirket sahipleri ve yönetim kurulu üyelerinin içlerinde bulunduğu mevcut durumlar yeterince araştırılmadan proje bazında krediler sağlanmakta ve bu krediler sonrası defalarca kez talep edilen erteleme ve yapılandırma talepleri banka tarafından olumlu karşılanmaktadır. Kamu bankaları sermayenin çıkarları doğrultusunda şekillenmiş olmaktadır.
Bankanın belli bir kurallar zincirinde yönetilmesi, mevcut erteleme taleplerinin yalnızca bir ya da iki kere olarak yapılacağı yönünde bir standart oluşturulması, bunun yanında erteleme kredilerinin belli bir zaman dilimiyle -üç yıl, beş yıl, iki yıl, her neyse- belirlenmesi, yine bazı kredilerde "İki yıl ödemesiz." bazılarında ise "Bir yıl ödemesiz." gibi kavramlar ortadan kaldırılarak net bir zaman aralığının belirlenmesi gerekmektedir.
Şimdi, 1.043.649 sabit sayılı firmanın banka borçlarını toplayarak yeniden yatırımlar için sermaye oluşturması gerekmekteyken bu kadar uzun vadelerde borç verilmesi, aynı zamanda, borcunu sağlıklı bir şekilde ve zamanında ödeyemeyen bu ve benzeri kurumlara defalarca kez borç ertelemesi ve yeniden yapılandırma yöntemini seçmesinin gerekçesi nedir? Ekspertiz değerlendirmesi ya da ön rapor hazırlanırken ne gibi hususlara dikkat ediliyor? Toplamda 28.570.375 Amerikan doları olması gereken kredide yüzde 42,5 oranında bir artış yaşanıyor ve 40.698.028 Amerikan dolarına çıkıyor. Banka olarak bu iş artışlarını önceden göz önünde bulunduruyor musunuz? Olası risk raporlarını önceden hazırlıyor musunuz?
İkinci soru: 1.045.140 sabit sayılı firmanın yüzde 96,4 oranında ortağı firmaya ihale yasağı getirilmiş olmasına rağmen, yine birçok SGK ve vergi borçları mevcudiyetlerini korurken yönetim kurulu üyelerinin birinin rüşvet ve ihaleye fesat karıştırma gibi bir suçtan yargılanırken bazı alacakların 2018 yılına kadar ertelenmesi nasıl sağlanabilmiştir?
Üçüncü soru: Şanlıurfa'da biraz önce söz ettiğiniz 162 oda, 344 yatak kapasiteli beş yıldızlı otel inşaatıyla ilgili olarak 1.042.318 sabit sayılı firmaya Yönetim Kurulunun 18/3/2010 tarihli 95 sayılı Kararı ve iki yıl ödemesiz toplamda yedi yıl vadeli 8 milyon avro tutarında Avrupa Yatırım Bankası veya uygun kaynaklı kredi tahsis edilmiştir. Firmanın başvuru tarihinden bir yıl sonra iflas ertelemesi talebinde bulunduğu banka tarafından öğreniliyor. Bankadan ipotek karşılığı büyük miktarlarda para çekmek bu kadar basit olabilir mi diye düşünüyorum. Banka, daha önceden firmanın ipotek ettirdiği alanlarla ilgili icra ve iflas müdürlüklerinde bir araştırma yapmış mıdır? İstihbarat incelemelerini krediyi vermeden önce yapmakta mıdır, yapmamışsa bunun sebebi nedir?
4'üncü soru: 1.044.198 sabit sayılı firmadan -rakamlar verildiği için hangi firmalar olduğunu bilmiyoruz, onun için rakamdan söz ediyoruz- otel ve benzeri tesislerin yeniden yapılanması veya ilave yapılması durumlarında kredi veren olarak imar durumları ve belediyeler kanalıyla gerekli ön incelemeler yapılıyor mu? Yapılmamış ise bunun gerekçesi nedir? Bir otelin mevcut işleyiş durumu kredi çekebilmeleri için yeterli midir, değil midir? Birçok geri dönüşü mümkün olmayan veya alınmasında sıkıntı yaşanan kredilerin Avrupa Yatırım Bankası destekli olduğu görülmektedir. Avrupa Yatırım Bankasının özellikle seçilmesinin bir nedeni var mıdır? Banka, sizin vasıtanızla firmalara yüzde kaç üzerinden kredi imkânı sağlamaktadır?
5'inci soru:
Türkiye Kalkınma Bankası Anonim Şirketine Uzman ve Uzman Yardımcıları Giriş, Yeterlilik ve Yükseltme Esasları Yönetmeliği sözlü sınava ilişkin hükümlerinin yargı tarafından iptal edilmesine karşın herhangi bir işlem tesis edilmeyerek 2011, 2014 ve 2016 yıllarında sınavla uzman yardımcısı alımı yapılmıştır. Danıştayın 12. Dairesi 2010 tarihinde söz konusu uygulamanın kanuna aykırı olduğunu belirtmesine ve bankanızın konuyla ilgili bir davada haksız bulunmasına rağmen ilerleyen yıllarda benimsenen sözlü sınavda ısrarının sebebi nedir? Sözlü sınav uygulamasıyla banka olarak adil ve hakkaniyetli bir alım gerçekleştirdiğinizi düşünmekte misiniz? Liyakatin temelini sözlü sınavdaki başarı mı oluşturmaktadır, yoksa başka bir ölçütü var mıdır?
6'ncı soru: 1.012.433 sabit sayılı firmaya 16/04/2014 tarih ve 109 sayılı Kararıyla, 1,9 milyon TL kalkınma kaynaklı yatırım kredisi tahsis edilmiş. Kredi Garanti Fonu kefalet mektubu ve gayrimenkul ipoteği karşılığında 2014-2016 yıllarında firmaya 1 milyon 520 bin TL kredi kullandırılmıştır. Söz konusu kredi hangi iş için verilmiştir? Kasım 2017 tarihli durum tespit raporunda İzmir Serbest Bölge'de bulunan ve Kredi Garanti Fonu'na ipotekli firma adına taşınmazın Ağustos 2016'da üçüncü şahıslara devredildiği ve Ekim 2016'da satılmış olduğu öğreniliyor. Banka tarafından kredi verildikten sonra bir denetim mekanizmanız bulunmakta mıdır?
7'nci soru:
Banka, bugüne kadar özellikle HES'lerde yaşanan gerçekleşme rakamları arasındaki farklılıktan kaynaklı herhangi bir zarar veya kayıp yaşamış mıdır?
8'inci soru: Bankanızın Sayıştaya verdiği cevapta bu ölçütlerin isabetli ve objektif olduğunu uzun yıllar süren deneyimlere dayanarak bu yaklaşımınızın doğru olduğunu ifade etmektesiniz. Sayıştayın söz konusu bulgusunun aslında bankanızın çıkarlarını koruma amacı taşıdığı göz önüne alınır ise yöntem değişikliğine gidilmesi daha doğru bir yaklaşım olmayacak mıdır, bu konuda ne düşünüyorsunuz?
9'uncu soru:
Sayıştay raporunda 21 adet firmadan 175 milyon TL alacağın yapılandırıldığı ifade edilmektedir. Bankanız ise 14 firmadan 175 milyon alacağın yapılandırdığını söylemektedir. Bu aradaki fark nereden kaynaklanmaktadır? Yani 21 adet firma ve 14 adet firma.
10'uncu soru...
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Evet, onuncu dakika da doldu Sayın Peköz. 10'uncu soru da onuncu dakika.
KEMAL PEKÖZ (Adana) - Ben her zaman uzun söz almıyorum. Bugün izninizi rica ediyorum.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Tabii buyurun.
KEMAL PEKÖZ (Adana) -
Özellikle, HES projelerinde bankanızın temel kriterlerinin bugüne kadar doğru bir şekilde ilerlediğini iletmiştiniz. Mesela, Mecliste bu kanunlar borcunu ödeyen için değil ödemeyen için yaptırımlar düzenler. Dolayısıyla banka tarafından sağlanan kredilerde vadesinde taksitini ödeyenlerin değil ödeyemeyeceklerin düşünülerek bir eylem planının hazırlanması ve Sayıştay raporlarında bu bulguların tekrarını önlemek daha kolay olacaktır.
Sonuç olarak, hem Sayıştayın hem de burada bulunan milletvekillerinin temel amacı bankanın her ne koşulla olursa olsun zarar etmemesi, enerji yatırımı altında bazı sermaye sahiplerinin elini rahatlatacak hamlelerin yapılmamasıdır.
Keza, verilen krediler düşünüldüğünde, banka bu kredilerin tamamının verilen projeler üzerinde harcandığının tespitini yapmakta mıdır?
11'inci soru: Kalkınma Bankası 2017 yılında stratejik ve teknolojik yatırımlar çerçevesinde toplamda ne kadar kredi kullandırmıştır?
12'nci soru: Uzun yıllar bankanın elinde bulunan ve tahmini değeri 4 milyar 861 milyon Türk lirası olan arsa, fabrika ve binalar hakkında muhammen bedel neye göre belirlenmiştir? Dikkat edilirse tüm alanlarda muhammen bedelin çok az üzerinde nihai teklif bulunmaktadır. Mevcut araziler hiç değerlenmemiştir? Örneğin, Adana'da 7 adet arsanın varlığı söz konusudur. Bu arsalar şehir içinde midir, şehir dışında mıdır ya da tarım alanı mıdır? Bugüne kadar bir kiralama yönteminin seçilmemiş olmasının gerekçesi nedir?
13'üncü soru:
Bankanın takipteki alacakları 2016 yıl sonuna göre yüzde 2,2 oranında 2 milyar 767 bin TL azalarak 123 milyar 12 bin TL'ye düşmüştür. Bankanın takipteki krediler hesabında izlediği 125 milyon 779 bin TL'lik alacak tutarının 73 firma üzerinde bulunduğu görülmektedir.
Söz konusu firmaların sabit sayıları verilmektedir. Özellikle, yirmi sekiz yıldır tahsil edilemeyen borçlar kimlerdendir? Bu firmaların sahipleri kimlerdir? Bunu mümkünse öğrenmek istiyorum.
Bankaya ait boş lojmanların personel ve hak sahiplerine dağıtılmamasının sebebi nedir? Dağınık yerlerde, değişik yerlerde boşluklar olan lojmanlar var. Farklı nedenlerden dolayı onlar kullandırılamadığı için bunlara bakım, bekçilik vesaire için banka ayrıca ekstradan harcamalar yapmaktadır. Bunun önlenmesi için hepsinin bir yere toplanması ve hak sahiplerine dağıtılması daha uygun olacaktır diyor teşekkür ediyorum.
Sağ olun.