KOMİSYON KONUŞMASI

HASAN KALYONCU (İzmir) - Efendim, sunumlarınız için teşekkür ediyorum ama ben yetişemedim -biraz işim vardı- şöyle bir göz gezdirdim sadece.

Sunumda büyükbaş, küçükbaş var; kuşlar, tavuklar falan var mı? Yok.

TARIM VE ORMAN BAKANLIĞI HAYVANCILIK GENEL MÜDÜRÜ ZEKERİYYA ERDURMUŞ - Koyduk efendim.

HASAN KALYONCU (İzmir) - Arı? Yok.

TARIM VE ORMAN BAKANLIĞI HAYVANCILIK GENEL MÜDÜRÜ ZEKERİYYA ERDURMUŞ - Var, var, başlangıcında var.

HASAN KALYONCU (İzmir) - Arı başlangıcında var.

Şimdi, ben arılardan başlayayım, ondan sonra devamında şeylerimiz var. Şimdi, arılar iklim koşullarına göre, değişimlere göre nasıl etkilenecek? Bu çok önemli. Bunun üzerinde bilimsel çalışmalar var. Yeterince var mı? Onu bilmiyorum, fazla irdeleyemedim. Şimdi, arılara etkisi olması birçok alanda tarımı etkiliyor. Yani bu hayvancılık açısından yem, bitkisel üretim açısından diğer alanları etkiliyor. Arı ve arı ürünleri açısından, ülkemiz açısından da önemli bir şey çünkü arıların varlığı hem arı ürünleri hem flora üzerinde müthiş bir etkiye sahip ve arılarda da sıcaklık değişimi çok fazla etki yapıyor. Sadece arılar değil, bu böcek faunası... Bizim ürün olarak hayvancılık işine girdiği için ele alıyoruz. Diğer böcek grupları da bu grupta var fakat arılarla ilgili yapılan çalışmaların iklim değişikliğiyle nasıl etkileşim içerisinde olduğu, olacağı, nasıl etkileneceği ülke açısından çok önemli. Bununla ilgili çalışmalarınız var mı? Bunları soruyorum.

İkincisi; iklim değişikliğinin meralar üzerinde nasıl etki edeceği konusu çünkü sıcaklıklar artınca biz biliyoruz ki fauna, flora tamamen değişime doğru gidecek. Hatta orman açısından baktığınız zaman, ormanlarda da değişim olacak. Meralar üzerinde etki durumu nedir? Bu sizi direkt ilgilendirmese de hayvancılık açısından ilgi alanınızda.

Üçüncüsü; hayvan refahı üzerine etkileri neler, nasıl etkileyecek? Şimdi, sıcaklıklar arttığı zaman, sizin işletmelerden tutun da hayvanların alanda dolaşmasına kadar birçok alanda etkisi olacak çünkü yapılan binalar da bu sefer ısıya göre değişim gösterecek. Birçok alanda değişim yapmak zorunda kalınacak.

Dört, ölüm oranlarını artıracağını biliyoruz. Yani insanlarda da ölüm oranlarını artıracak, hayvancılık açısından da ölüm oranlarını nasıl artıracak?

Beş, hastalık değişimleri de var. Şimdi bunu farklı konularda sürekli soruyorum. Bizim ülkemizde olmayan fakat sıcaklık artışıyla güneyden bize doğru gelecek patojen ve mikroorganizmalarla ilgili bir öngörü, bir planlama yapıldı mı? Çünkü hastalıklar hayvanlar üzerinde çok etki edebilecek.

Ayrıca üreme üzerinde etkileri var, üremeyi nasıl etkiliyor? Bu konuda sıcaklık artışları mesela 2030'da şu derece olacak, üreme üzerinde şu etkileri yapacak; 2050'de şu santigrat dereceye çıkacak, hayvanları şu şekilde, üremeyi de bu şekilde etkileyecek. Buna göre önlemler alınmasıyla ilgili bir öngörü, bir planlama var mı? Bunlar çok önemli çünkü gelecekte yapacağımız işleri planlamazsak karşılaştığımız olaylarda birçok sıkıntıya giriyoruz. Mesela -Ankara'dayken- Ankara'yla ilgili bir şey anlatayım: 1880 yılında bir çekirge salgını oluyor, ürün hasadından sonra olduğu için çok fazla etkilemiyor. O sırada da Yunanistan'la bir savaş durumu söz konusu olduğundan çok fazla üzerine eğilmiyorlar. 1881'de Ankara'da bir çekirge salgını oluyor ve 18 bin kişi ölüyor açlıktan.

JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Hocam, iki yıl önce de oldu yine, 2020'de de oldu çekirge salgını.

HASAN KALYONCU (İzmir) - Ya, bu, o zamankiyle kıyaslanabilecek bir durum değil çünkü 18 bin kişi Yozgat, Ankara, bütün her yer... Ya, bunu örnek olarak vermemin sebebi şu: Bununla ilgili elimizde daha farklı veriler de var. Yani bir şey geldiği zaman önlem almaya uğraşırsak çok kaybımız olacak. Biz önceden planlayıp tahmin edersek ve bu tahminler doğrultusunda bizim planlamamız elimizde hazır olursa, ona göre de önlemler paketi oluşturursak gelecekte en az zararla bu durumu atlatabiliriz. Zaten Komisyonun amacı da bu. İklim değişikliklerine karşı, küresel ısınmaya karşı Türkiye'de gelecekte alınabilecek önlemler neler? Su tüketimi veya su varlığı hayvancılık açısından önemli, bununla ilgili planlamalar da olması gerekiyor.

Bir başka sorum: Melez ırklara yönelmeyle ilgili çalışmalarınız var mı? Yani yerli ırklarda bu küresel ısınmayla alakalı daha fazla salınım olduğu ifade ediliyor bazı yayınlarda. Yani melez ırklarla bu işi çözmeye yönelik bir çalışmanız var mı? Yeni ırkların bölgelere getirilmesi yerine sıcaklık ve hastalıklara dayanıklı melezleşme veya bu dayanıklı ırklar üzerine çalışmalarınız var mı, planlamalarınız var mı? Hayvanlarda verimliliği artırarak sayıyı azaltmaya yönelik bir girişim var mı? Mesela, 100 tane inekten 100 ton süt alıyorsanız, bunu 10 tane ineğe düşürdüğünüz zaman verimliliği artırırsanız aynı oranda sütü alabiliyorsunuz.

Bir başkası; sürü kompozisyonunu değiştirmek, büyükbaş yerine küçükbaş tercihine yönelik bir çalışma hayvancılığımıza nasıl etki eder? Otlatma alanlarına uygun hayvan yetiştirme çalışmalarıyla ilgili bir girişiminiz var mı? Yani yeme göre hayvan çeşitliliği. Bir de mesela ülkemizde manda yetiştiriciliği söz konusu. Mandaların ter bezleri yok, onlar terleme yoluyla şey yapmıyor, genelde çamurların içerisinde... Eğer ısınma böyle giderse mandaların sonu mu gelecek? Yani bu konuyla ilgili, manda yetiştiriciliğiyle ilgili ayrı bir şeyiniz var mı?

Kanatlılarla ilgili... Yine, yetiştirilme alanlarından itibaren başlarsanız yem vesair, üreme durumları, bunların hepsini etkileyecek yine küresel ısınma ve iklim değişikliği. Onunla ilgili çalışmalar var mı?

Hayvancılık işletmelerinin kurulum yerleri... Malum, sürekli sel baskınları oluyor. Yerleşim yerleri bile sel baskınları tehdidi altında, şehirlerimiz dâhil olmak üzere konutlarımız. Hayvan işletmelerinin bulunduğu alanlar bu risklere karşı bir denetimden geçti mi? Buna göre bir şey var mı? Yani Bakanlığın bu konuda destek verirken tavsiye edeceği veya uygun görüp görmediği alanlar var mı? Adam çukur yere yapar, ilk gelen selde de bütün hepsi gider.

Bir başkası; bu desteklerle alakalı. Devletin verdiği desteklerin büyük bir çoğunluğu sonuca ulaşmıyor. Eğer ulaşmış olsaydı zaten birçok şey değişirdi ülkemizde. Bunun denetiminin sıklaştırılması veya verilen desteğin amaca uygun olup olmadığına dair sürekli denetim yapılması daha uygun değil mi? Bir de gübre depolama sistemleri ve tesislerinin oluşturmasında gübre depolarının planlamaları, sürelerle ilgili, süreleri kısaltma, salınımı azaltmaya yönelik çalışmalar var mı?

Sorularım bunlar, birazcık fazla soru oldu da...

BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Evet, teşekkür ederiz.

HASAN KALYONCU (İzmir) - Bir şey daha ekleyecektim ama.

BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Fazla deyince, ben de kapattım.

Şimdi bak, hemen bekliyor. Arada...

HASAN KALYONCU (İzmir) - Bir şey soracaktım?

BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Sor hadi.

HASAN KALYONCU (İzmir) - Şimdi, yine sürekli sorduğum bir soru, tarımda salınımdan bahsediliyor. Tarımın, yutak alanı olarak nasıl iş yaptığından bahsedilmiyor. Mesela, meralarımız yutak alan. İşte, hayvanlara yem olarak ürettiğimiz bitkilerin, mesela yoncadır, şudur budur, 10'dan fazla salınım olduğu söyleniyor fakat yoncaların, yonca ekim alanlarının ne kadar yutak alanı olarak görev yaptığı söylenmiyor. Yani tarımda sadece salınım üzerinden devam edip giden bir söylem var. Bu Komisyon boyunca da bilimsel çalışmalarda da hiç kimsenin -ben baktım, hiçbir çalışmada- tarımın yutak alan olarak ne kadar etki ettiğine yönelik herhangi bir çalışma yok. Bunu hep söylüyorum, 5 salınım yapıyorsanız, 10 da yutak görevi yapıyorsa tarımda salınımdan bahsetmeye de gerek yok.

Teşekkürler ederim.