KOMİSYON KONUŞMASI

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Teşekkür ederim.

Kevser Hanım, şimdi, hatırlarsanız biz daha önce de bunu konuşmuştuk. Yani hep su üzerinde durduk, toprağı biraz göz ardı etmiştik, toprak konusunda zannedersem ikinci sunum bu. Yani toprağın ne kadar önemli olduğu konusunda...

BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Daha önce bir hocamız daha sunmuştu.

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Bir hocamız daha sunum yapmıştı, bu ikinci sunum.

Şimdi, burada, o zaman da söylemiştik ve siz de aynı şeyin altını çiziyorsunuz, organik madde. Yani öyle bir çelişki ki bu, organik madde şayet yeterli düzeyde değilse birincisi, işte, suya boğsan da o suyu alamıyor iki; gübreye de boğsan o gübreyi alamıyor yani çok ciddi bir çelişki. Bizim topraklarımızdaki organik madde oranını yükseltici desteklemeler yapmamız lazım. Gübre desteği veriliyor ama...

TAGEM UZMANI KEVSER KARAGÖZ SEZER - Aslında kimyasal gübreye destek veriliyor.

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) -...kimyasal gübreye destek veriliyor. Bunun üzerinde daha fazla durmamız lazım gibi geliyor. Çok doğru bir konu, biz daha önce aralarda Kevser ablayla da konuşmuştuk, bana söylediği şey, aklımda kalanı söyleyeyim: "Evet, ormanlar çok önemli yutak alanları." ancak onlardan daha fazla yutak alanı, meralar var ve bu oradaki endemik bitkiler, C4 diye tarif ettiğiniz, endemik bitkiler ve Sayın Bakanımızın da söylediği gibi, bunların mutlaka şehir estetiğinde ve parklarda kullanılması çok önemli.

Çiftçi mi biliyor, ziraat mühendisi mi biliyor? Şimdi, bence burada, çiftçi ile ziraat mühendisinin etkileşimini artırmamız lazım.

BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Evet, çok doğru.

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Şimdi, çiftçilik dediğimiz şeyin bir meslek olması lazım, meslek değil -biraz evvel Sayın Vekilim bahsetti- bir sertifikasyona tabi olması lazım ama bakın, on bin yıldan beri tarım yapılıyor, öyle mi Hocam, on bin yıldan bir tarım yapılıyor.

TAGEM UZMANI KEVSER KARAGÖZ SEZER - Evet, antik çağlardan beri yapılıyor.

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - On bin yıldan beri, kuşaktan kuşağa aktarılan bilgi, çok değerli bilgi ve bunun birçoğunu işte slayttan, sunumdan öğrenemeyiz. Yani çiftçi var, adam akşam yıldıza bakıyor, aya bakıyor, yarın havanın ne olacağını biliyor. Rüzgârı görüyor, yağmurun yağıp yağmayacağını ya da ne olacağını...

TAGEM UZMANI KEVSER KARAGÖZ SEZER - Deneyim çok önemli, bilgi birikim çok önemli.

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Ne bu? Önceki kuşaktan alınmış, ona da önceki kuşaktan bu aktarılmış. Yani çiftçilik, esasında çok önemli bir zanaat, bir meslek olması lazım fakat ne yazık ki değil. Bizim bu birikimle, ziraat mühendislerinin birikimini bir araya getirmemiz lazım. Yani sizin dediğiniz gibi "Ziraat mühendislerinin sahada olması lazım." Pilot bölgede, zannedersem Manisa'da bu yapıldı, bütün kırsal mahallelere, köylere birer tane ziraat mühendisi gönderildi. Bir yıl...

HALİL ETYEMEZ (Konya) - Türkiye genelinde yapıldı.

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) -Türkiye'de de yapıldı, her yerde yapılmıştır, olabilir.

BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Her tarafta. Çok kaldı mı?

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Kalmadı.

HALİL ETYEMEZ (Konya) - Merkeze çekildi.

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Çok iyi netice alınan köyler oldu ama ziraat mühendisinin verimli olamadığı veyahut da köyle diyaloğa geçemediği, ilgisini uyandıramadığı, başarısız olan köyler de oldu ama eminim başarılı olan bölgeler daha fazlaydı. Sonra nasıl olduysa birdenbire bunlar hepsi geriye çekildi. Gidiyoruz ilçe tarıma "Senin ne işi var burada?" diyoruz. "Ne işin var, sen daha evvelden tarladaydın, bahçedeydin bağdaydın." "Geldik buraya." diyor. Esasında bana göre onlara da büyük haksızlık oluyor. Ziraat mühendislerinin mutlaka tarlada olması lazım, bağda, bahçede olması lazım. Ben bunu daha önce de dile getirmiştim.

Sayın Bakanım, esasında bir şeyi yanlış yapmışız yani Tarım Sektörü Entegre Yönetim Bilgi Sistemi diye bir sistem 2011 yılında bu sistem Türkiye'de kurulması için adım atılmış, çok önemli bir sistem. Pulluk değen her karış toprağın mutlaka sisteme girmesi, verim ve rekoltenin önceden bilinmesi, politika oluşturulması, gıda güvenliği konusunda, verilerin oluşturulması konusunda çok önemli bir sistem. Hep şundan bahsettik, zirai meteorolojiden bahsettik, öyle bir sistem kurulacaktı ki bu ülkede 1.200 tane istasyon kurulacaktı. Burada bütün Türkiye'de her karış topraktaki bitkinin ne olacağı, ne olduğu, suya ne kadar ihtiyacı olduğu, bütün gelişim aşamaları hepsi kayda alınacaktı. Hatta ziraat mühendisleri dağıtıldı, belli bölgelere dağıtıldı tabletler dağıtıldı, o ziraat mühendisleri sahada olacaklardı. Yani bugün tartıştığımız birçok sorunumuzu, tarımda tartıştığımız birçok sorunu ortadan kaldırabilecek, hakikaten de önemli bir sistemdi, Tarım Sektörü Entegre Üretim Bilgi Sistemi ve bu önemli ayağı TARBİL fakat bu rafa kaldırıldı. Yani Komisyon olarak bizim bu konuda, bunun elzem olduğunu, şart olduğunu, mümkünse daha da gelişmişinin bu ülke şart olduğu konusunda Komisyon raporumuzda yer vermemiz gerektiğini düşünüyorum.

Başka da sorum da olmadı gerçekten size.

BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Teşekkür ederiz, sağ olun.

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Bir de anız yakma konusunda...

Şimdi, Sayın Vekilim, "Yangınların, kuru otların yanması, ormanların yanmasının karbon salımı olduğu kadar yutak alanında oluyor." diyorsunuz Şimdi, o zaman bu mantıkla gidersek anız yakmak...

HASAN KALYONCU (İzmir) - Anızla alakalı değil. Hayır, hayır.

BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - O orman için bahsetti.

HASAN KALYONCU (İzmir) - Anız yakmayı ben hiç karıştırmadım bile.

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Ama yani şimdi, tamam, neyse o zaman...

HASAN KALYONCU (İzmir) - Anızla alakası yok onun.

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Aynı mantık değil mi? Yani anızı da yakıyorsun, otu da yakıyorsun.

HASAN KALYONCU (İzmir) - Değil, orası tarım alanı. Doğal alanlardan bahsettim ben.