JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Ben Kevser Hanım'a da teşekkür ediyorum.

Şimdi, ben aslında Kevser Hanım'ın sunum yapmasını çok istedim çünkü o öyle bir referans verdi hocamız, söylediğiniz gibi. Aslında bilimsel araştırma yapan ve bu konuda söyleyecek sözü olan herkesi dinlememiz gerektiğini düşünüyorum, o nedenle de Kevser Hanım'a teşekkür ediyorum. Özellikle bilimsel konuda geleceğe ait söyleyecek sözü olan gençleri de dinlememiz gerektiğini bir kez daha yineliyorum burada, kadınları olsun, gençleri olsun.

BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Yani, burada, mesela Bülent Bey var.

JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Çünkü gerçek anlamda çok değerli kadınların ve gençlerin iklim...

BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Ya, tamam da bu dinlemenin de hududu var Jale Hanım, dinlemenin de hududu var yani.

JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Tabii, iklim krizi konusunda...

BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Bir sene daha uzatalım bunu kanun teklifiyle.

JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Bir sıkıntı yok yani bunun geleceğimiz açısından çok önemli bir Komisyon olduğunu düşünüyorum, onun için bilimsel...

HASAN KALYONCU (İzmir) - Ama önlemleri konuştuğumuz için... Yani, gençlerin bu konudaki görüşlerini almak güzel de Komisyon açısından...

JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Hayır, onları dinlemeliyiz, ne istiyorlar, onu da dinlemeliyiz.

BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Peki, tamam, dinledik işte.

JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Sadece 23 Nisanlarda çocukları belediye başkanları koltuğuna, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanının koltuğuna oturtmakla olmuyor bu işler. Gelecek onların, dinleyeceğiz onları.

AYŞE SİBEL ERSOY (Adana) - Geleceği düşündürtmek açısından önemli.

JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Evet, tabii, kesinlikle çok önemli.

BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Evet, teşekkür ederiz.

JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Bir dakika, bitmedi.

HASAN KALYONCU (İzmir) - Şimdi, Sayın Vekilim, süre kısa; bir ay uzatma almışız.

JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Sayın Vekilim, kimleri kimleri dinledik burada. Orman Mühendisleri Odası geldi, hiçbir şey söylemeden çekti gitti. Bırakın, bir de çocukları dinleyelim lütfen yani.

BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Şimdi, bakın...

HASAN KALYONCU (İzmir) - Ya, öyle de demeyelim, öyle de demeyelim.

JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Evet, aynen öyle.

BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Orman Mühendisleri Odası da güzel bir sunum yaptı yani öyle demeyin.

JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Allah aşkına, hiçbir söylemedi.

BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Şimdi, bakın, lütfen...

JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Neyse...

HALİL ETYEMEZ (Konya) - Ya, buraya gelenlerin emeğine saygı duymak lazım yani gelip sunuyorlar.

BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Bakın, sizin zihniyetinizle... Bakın, şunu yapmayın...

JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Hiç öyle yapmıyoruz. Niye? Gayet güzel...

BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Burada herkesi dinliyoruz, herkesin fikrine saygımız var.

JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Biz bakanlık yetkililerini de dinliyoruz.

BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Ama mesela dün Güven Hocamızın -dünya çapında meşhur bir hoca- görüşüne arkadaşlarımız itiraz etti. Ya, yeni bir açılım yaptı.

JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Ben görüşüne itiraz etmedim.

BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Belki doğru olan odur.

JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Bakın, Sayın Başkan...

BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Çünkü ben hatta bugün sizlere... Kâinatta biz neredeyiz? Bütün kâinatta biz şu anda, bırakın bizi, dünya bile bir kum tanesi bile değil. Bakın, ben size, ekibe bir şey gönderdim; bir gözden bir kâinat ve öbür tarafta insan hücresinden ininceye kadar...

JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Sayın Başkanım, bakın, ben...

BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Yani, bunu yapmayın.

JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Hayır, tam tersine, siz yapmayın.

BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Yani, Jale Hanım, size yakıştıramadım bunu.

JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Bakın, hayır, bir dakika, benim şunu söylemem lazım, benim dünkü itirazım şu noktadaydı: Biz burada bilimsel bir heyet değiliz, teorilerin doğruluk yerini tartışacak bilimsel bir heyet değiliz. Asırlardır bir sürü, dünya kadar teori ortaya atılır; ha, doğrudur, yanlıştır, ona bilim insanları karar verir. Benim itiraz noktam şuydu: Madenciliği, Türkiye'de yapılan vahşi madenciliği aklamak üzerine sera gazı salınımlarının sorumlu olmadığını, tarihsel sorumluluk olmadığını söylemelerine itiraz ettim ben orada. Ben teorisine, teoriyi anlatışına itiraz etmedim.

BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Yok ama onlar da sonunda "Biz de vahşi madenciliğe karşıyız." diye söylediler.

AYŞE SİBEL ERSOY (Adana) - Benim kesinlikle madencilere karşı bir önyargım vardı, dünkü toplantıdan sonra o önyargım gitti.

JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Zaten o mealde bir sunuş yaptılar ama öyle demeyin.

AYŞE SİBEL ERSOY (Adana) - Çünkü şöyle: Yani, onlar o kadar iyi niyetli ve o kadar çevreci bir yaklaşımla geldiler ki...

JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Bakın, tabii ki, ben katılıyorum, kötü örnekler vardır ama burada...

BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Jale Hanım, her sektörde yanlış yapanlar oluyor, doğru yapanlar da vardır.

JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Doğru. Bakın, işe...

BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Ama doğru yapanları yanlış yapanlar üzerinden karalamayalım.

JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Yok, ben madencileri karalamıyorum. Ben, tam tersine, dün şunu söyledim dikkat ederseniz: Yasama olarak bizim, görevimizi yapıp, onları kontrol altına alacak, bakanlıkların da denetim altında tutacağı çalışmaları yapmamız lazım.

BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Çok doğru, ona katılıyoruz.

JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Yani, şimdi, adamlar madenden para kazanıyor; sonuna kadar kazanmak isteyecekler, çok doğal.

AYŞE SİBEL ERSOY (Adana) - Ama şimdi, bu kadar basite indirmek de yanlış oluyor yani.

JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Aynen öyle. Yani, şimdi, para kazananlar siz... Bakın, bu redevans sözleşmeleriyle bu yapıldı. Yani, tabii ki bir işten para kazanan insanlar sonuna kadar her şeyi yapmak ister, en iyi şekilde de kazanmak ister.

BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Ekmeğini taştan çıkaran insanlar var burada.

JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Tamam, ben bir şey söylemiyorum, onlara da saygı duyuyorum.

BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Onu da takdir edelim, alın teriyle, tamam mı?

JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Tabii ki. Binlerce madenci çalışıyor; işte, o madencileri korumak için, onların ölmemesi için, o Soma'daki 301 madencinin ölmemesi için madencilerin gerekli önlemi alması gerekiyor.

BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Tabii, elbette, onda hepimiz hemfikiriz.

JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Bizim söylediğimiz bunlar Sayın Başkanım, başka bir şey söylemiyoruz.

BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Tamam, teşekkür ederiz.

JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Hiç kimseye ya da görüşe karşı değiliz.

Şimdi, burada şeyi soracağım...

BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Şimdi, Kevser Hanım heyecanla sizin sorunuzu bekliyor.

JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Soracağım.

Şimdi, burada, işte, böyle parçalı projeler yerine, hani, özellikle eğitim konusunda tarımsal üretim seferberliği ilan edilmeli.

Şimdi, Vehbi Vekilim çok güzel söyledi; evet, hakikaten yıldızlara bakıp "Yarın yağmur mu yağacak?" diye söyleyen büyüklerimiz vardı bizim tarımda ama tarım o tarım değil. Anadolu toprakları yorgun; yüzyıllardır ekiliyor, biçiliyor, o toprakları rehabilite etmiyoruz. Topraklar çok önemli.

Bakın, ben şunu söyledim, dün de bunu söyledim: Bir avuç toprağın oluşması için üç yüz yıl gerekiyor ama otuz beş yıllık ömrü olan termik santrallere topraklarımızı heba ediyoruz. Sadece üzerine oturduğu binalarla, tesislerle değil; kül depolama alanlarıyla yapıyoruz.

BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Jale Hanım, sorumlusu Kevser Hanım değil yani.

JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Biliyorum. Ben Kevser Hanım'a şunun için teşekkür ediyorum...

BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Kevser Hanım'a yüklenme.

JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Toprağın önemini burada vurguladı, tespit etti.

BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Tabii, toprak çok önemli.

JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Gerçekten hem yutak alanı olarak önemli hem üzerinde yaşadığımız doğa önemli, hepsi önemli ama işte, tarım da eski tarım değil, topraklar yorgun; tohumlar eski tohumlar değil, hepsi hibrit tohum.

Yani, ben mesela şöyle bir şey bile duyuyorum, daha önce de dile getirdim: İşte, biz tohumluğu burada üretiyoruz ama burada ektiğimizde o bitki olmuyor, yetişmiyor; başka bir bölgeye götürüp orada ekiyoruz. Yani, tarım da bizim eski, bildiğimiz geleneksel, çiftçilerimizin anadan babadan kalma... Tohumlar öyle değil, usuller öyle değil. Mahvettik yani topraklarımızı da mahvettik, tohumlarımızı da mahvettik.

Şimdi, "Eğitim veriyoruz." diyorsunuz; çok iyi, güzel, eğitim veriliyor da ne elde ediliyor, çıktıları ne bu eğitimlerin? Yani, hani, dostlar alışverişte görsün gibi işte pestisit kullanımında fazla peptisit atılmasın diye tarım il müdürlükleri eğitiyor ama o hem toprağa zarar veriyor hem bitkiye hem bizim sağlığımıza; ondan sonra dönüyoruz, o sağlığımızı iyileştirmek için o küresel şirketlerin ilaçlarını kullanıyoruz gibi sıkıntılar. Yani, bunların hepsi zincirleme bir döngü. Dolayısıyla, yani, yapılması gereken çok şey var ama ben yine de size, toprağın önemini söylediniz, onun için teşekkür ediyorum.

Eğitimler konusunda ne yapılmalı? Hani, ziraat mühendisleri... Mesela Ziraat Mühendisleri Odamızı dinlemedik burada, onu da söylüyorum. Ziraat Mühendisleri Odamızı dinleyelim, odalarımızı dinleyelim.

BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Şimdi, bakın, şu anda biz Türkiye Büyük Millet Meclisindeki...

JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Elektrik Mühendisleri Odamızı da, Merkez Bankasını da dinleyelim.

BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Müsaade eder misin? O zaman bir cevap vereyim.

JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Buyurun.

BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Şu anda biz Türkiye Büyük Millet Meclisindeki komisyonlar içinde en çok uzmanı dinleyen, hocayı dinleyen Komisyon olarak rekor kırdık.

JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Biliyorum, onun için teşekkür ediyoruz.

BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Daha niye itiraz ediyorsunuz?

JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Yok, biz ona itiraz etmiyoruz. Biz daha iyi olsun diye...

BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Hatta hepsini geçtik...

JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Biz teşekkür ediyoruz.

BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Yani, dinleyelim. Ama tamam da dinlemenin bir sınırı var. Biliyorsunuz, bir ay daha süre aldık. Önümüzdeki hafta bu konuda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve Tarım ve Orman Bakanlığının suyla ilgili bütün birimleri sunum yapacak. Çok dinledik yani; rekor.

JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Biliyorum, biliyorum, dinlediğimizi biliyorum yani ben dinlemedik demiyorum.

BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Ama daha da vakit olursa...

JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Daha çok dinleyelim, daha çok bilimsel görüşe yer verelim.