KOMİSYON KONUŞMASI

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Evet, Komisyonumuza hoş geldiniz.

Ben de aynı zamanda devlete ait şirketlerin denetlendiği KİT Komisyonu üyesi olduğum için ve bugün de Halk Bankasının denetimi olduğu için o denetimin ilk kısmına katılıp daha sonra buraya iştirak ettim. Toplantı sonrası yine KİT Komisyonunda denetime devam edeceğiz.

Milletvekili arkadaşlarım aslında konuyu çok farklı boyutlarıyla ele aldılar, neredeyse büyük harita ortaya çıktı. Ben de bir özet yapmak istiyorum. Aslında daha anlaşılır olması için burada oluşan endişeleri özetlemek bakımından KVKK'nin internet sitesinde yer alan temel ilke ve değerlerimizi okumak istiyorum. "Özel hayatın gizliliğini koruma" evet, burada herkes hemfikir bunda. "Temel hak ve özgürlüklere saygı" şöyle farklı görüşler var, birinin "özgürlük" dediğini ötekisi onun siyasi alanını ihlal etmek olarak değerlendiriyor. "Özgürlük" kavramı da felsefi anlamda bile dünyada tartışılan bir kavram dolayısıyla burada çeşitli endişeler doğuyor. Yani bugün AK PARTİ şu anda iktidarda dolayısıyla bu endişeleri gidermek ağırlıklı olarak siyasi sorumluluğu ona ait, yarın Cumhuriyet Halk Partisi iktidar olduğunda o siyasi endişeleri gidermek sorumluluğu ona ait olacak. Yani hangi parti olursa ona ait dolayısıyla burası hassas nokta.

"Tarafsızlık" bu da çok tartışmalı bir kavram. Yani "Cumhurbaşkanı tarafsız olacak." diyoruz ama aynı zamanda partili, yeni bir sistemin içine geçti devlet kurumları, kuruluşları, yapıları; bir entegrasyon sorunu var. Dolayısıyla tarafsızlık problem. Bu da dolayısıyla kurul üyeleri olarak sizin de tarafsız olup olmadığınız yönünde negatif yönlü bir düşünce gelişmesine sebep oluyor.

"Bağımsızlık" burada tabii, hani Platon'un ifade ettiği gibi böyle ayrı bir ülkede yönetici bir zümre olamayacağına göre demokrasilerde, dolayısıyla da devlet memurları eliyle bu bağımsız otoritelerin oluşması gerekiyor ancak o da on dokuz yıllık bir tek partinin iktidar döneminin içinde çok da bağımsız kalmalarının mümkün olmadığı bir yerdeyiz. Devlet memurlarının siyasi partiye üye olmama gerekçesi aslında bu devlet kurumlarındaki bağımsız otoriteleri oluşturmakla ilgili, ancak dediğim gibi bunun da pratikte pek olmadığını görüyoruz. Yani objektif olarak ortaya koyuyorum.

"Güvenilirlik" tabii bu eksikliklerle güvenilirlik kısmı nasıl sağlanır bu da ayrıca bir soruna dönüşüyor ama yine de alacağınız kararlar, aldığınız kararlar noktasında bu güven notunu yükseltmek mümkün.

"Hukuka ve etik ilkelere uygunluk" evet, zaten sizlerin de uzmanı olduğu, Komisyondaki pek çok milletvekili arkadaşımızın da uzmanı olduğu bir konu ve maalesef böyle ülkede hak ihlalleriyle ilgili çok fazla tartışıldığı için herkes biraz avukat oldu Türkiye'de.

"Şeffaflık ve hesap verilebilirlik" şeffaflık notumuz ülke olarak çok düşük, genel olarak çok düşük. Örnek verecek olursak, bir tane örnek vereyim: İşte, burada milletvekilleri var, milletvekillerinin aldığı maaşlar belli, bir polis memurunun aldığı maaş açıklanıyor belli, hâkimin belli, genel müdürün belli ama mesela Cumhurbaşkanı başdanışmanlarının belli değil, böyle bir durum şimdi. Bu ne bu? Bu yeterince şeffaf olunmadığını gösteren şey. Peki, bunların hepsi, aslında alınan maaşlar, internet sitesinde resmî olarak yayınlansa bunun bir sakıncası var mı? Hayır, yok, diğerlerinin yayınlanıyor, polis memurunun, emniyet müdürünün hepsinin yayınlanıyor dolayısıyla Türkiye'de devletle ilgili, devlette görev alan herkesin yani kamu kaynağı aktarılarak aylık maaşını alan herkesin bu bilgisinin paylaşılması gerekiyor, bunun adına "şeffaflık" deniyor. Dolayısıyla burada da çeşitli sorunlar var.

"Hızlı doğru ve objektif karar alma" zaman zaman bu konuda adımlar atılıyor, daha fazlasının atılması gerektiği kanaatindeyiz. "İş birliği ve katılımcılık" tüm bu unsurlar sağlandığında zaten tüm vatandaşlarımız el birliğiyle buna katılabilirler. Ulusal ve uluslararası düzeyde hizmet verme, bu konuda da hep birlikte çaba harcıyoruz. Ben, bir özet olarak paylaşmak istedim. Aslında, kök nedenler burada, temel ilke ve değerler noktasında bizim yaptığımız tespitlerle biraz daha aslında ortaya çıkıyor yani sorunu tarif etmek veya niye çözemiyoruz, onu anlamak bakımından.

Şimdi, dünyada bir dijital kasırga yaşanıyor. Dolayısıyla bu öyle bir kasırga ki eğer zamanın ruhuna ayak uyduramazsınız değil sadece kişisel verilerin ihlali, önümüzdeki yıllarda belki pek çok devletin yıkılmasına dahi neden olabilir, bu denli önemli. Özellikle, Arap Baharı'nda sosyal medya platformlarının ne denli etkin olduğunu, bir iletişim aracı olarak kullanıldığını ama aynı zamanda da manipülasyona da açık bir alan olduğuna hepimiz şahitlik ettik. O nedenle, insan kandırılabilen bir varlık, kendini de kandırabilen bir varlık, başkalarının kandırmasına da oldukça açık. Dolayısıyla böyle bir durum var ve dijital platformlar da bunun için uygun.

Şimdi, 2 tane kavram var hayatımıza yakın dönemde giren. Bunlardan bir tanesi veri madenciliği. Veri madenciliği aslında yine kişisel verilerin diyelim, toplandığı, depolandığı, arşivlendiği ve ne kadar fazlası toplanırsa bunun da bir onay mekanizmasına neredeyse dönüştüğü bir yapı. Şimdi, bizim devlet kurum ve kuruluşlarımızın da bu kavramı kendilerine uygun hâle getirmeleri gerekiyor yani farklı senaryo alternatiflerine uygun hâle gelmeleri gerekiyor. Bu konuda, özellikle bir araştırma geliştirme çalışmaları yapmaları, önümüzdeki beş, on, yirmi belki daha uzun süreli perspektifleri bugün konuşabiliyor olmamız gerekiyor. Çünkü bu veri madenciliği noktası da aynı zamanda bir süre sonra yasal veya yasal olmayan şekilde kişisel verilerin ihlali noktasına da gelebilecek. Aynı zamanda şöyle: Kişisel verilerin korunması için -teknik olarak söylüyorum- aslında, teknik olarak bir kişiye ait olan bütün veriler hiçbir şekilde tek bir kurum veya kuruluşta toplanmazsa dolayısıyla verilerin bütünüyle aynı anda ele geçirilme ihtimali de düşmüş olur. Yani bugün, bizim terör örgütü dediğimiz pek çok yapı yani cinayet işleyen, işte darbe girişiminde bulunan, somut olarak bu tip zararlar vermeye çalışan yapılar bir süre sonra artık belki de ağırlıklı olarak bizim dijital ortamda karşılaştığımız, bugün "korsan" adını verdiğimiz, zaman zaman kibar anlamda, tabii iyi niyetli, vatandaşın menfaatine veya devlet kurumlarının menfaatine de çalışan hackerlar. Bunların daha yıkıcı amaçla çalışan ve faaliyet gösterenleri de olacak, hem devlet kurumlarına sızmaya çalışacaklar hem kişisel verileri alarak toplum düzenini altüst etmeye çalışacaklar, belki kişisel infialler yaratarak intiharlara neden olacaklar ve neticede bu ciddi anlamda hasar verebilecek.

Bu bakımdan, kurumların, hiçbir kurumun Türkiye'de -Türkiye İletişim Ofisi dahil olmak üzere- bir kişinin bütün verilerini almak kolaycılığıyla sanki ona kendince dijital bir kimlik oluşturmak yani tıpkı bir Facebook kimliği gibi, böyle bir kimlik oluşturmak noktasına gelmesi çok yanlış. Yani ülkedeki bütün sırları, devlet sırlarını oturup kozmik odaya, bir tane kozmik odaya koyarsanız o kozmik odaya giren biri, bütün sırlara vâkıf olur. O nedenle, ben kurumlardaki toplanan, ayrı ayrı toplanan kişisel verilerin aynı bu kripto parada olduğu gibi şifrelenmesi ve ilgili memurun dahi -bu şifrede tabii, şöyle bir şifre yani saniyelik, saliselik kendisini yenileyen bir şifreleme metodu- ekran başında oturan memurun dahi bu bilgiyi görememesinin sağlanması, böylelikle riskin düşürülmesi, şifrenin yani anahtarın kilidi için de ilgili kişide bu kilidin olması ve bunun da sürekli değişerek kendisini yenilemesi gibi teknik çözümlerin geliştirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Aksi takdirde, bugün ortada var olan sorunlar, siyasi partiler var olduğu sürece -yani kimi da baskıcı kimi daha özgürlükçü olabilir- toplum nazarında büyük bir soru işaretine yol açacak. Özellikle bu dijitalleşmeyle birlikte insanların nereden nereye hareket ettiği, işte navigasyon uygulamalarıyla veya çeşitli uygulamalarla takip edilebilir hâle gelmişken, yani uzaya 1 değil, 2 değil, 30 tane uydu gönderen ülkenin âdeta izlemek istediği ülkeyi rahatlıkla izleyebildiği bir teknolojik seviyedeyken mutlaka bu konuların değerlendirilmesi gerekiyor.

Benim söylemek istediğim, sizin ekibinizi... Bir kere yani bir şekilde siyasetten sıyrılmak zorundasınız. Eğer bunu yapmıyorsanız ve arkanızı döndüğünüzde "Ben, AK PARTİ'ye gönül veriyorum." diyorsanız veya dönüp arkanıza "Ben, Cumhuriyet Halk Partisine sempati duyuyorum, gönül duyuyorum, İYİ Parti veya diğer partilere..." diyorsanız gerçekten bence istifa etmelisiniz. Çünkü o kurum bu kurum değil, bu kurum mümkün olduğunca bağımsız olmalı, mümkün olduğunca tarafsız olmalı ve hatta bana göre öyle ki yani bu kurumda görev alan... Yani bu sizin yaptığınız görevi normalde kimsenin yapmak istemiyor olması gerekiyor bence. Çünkü neredeyse başarı ihtimaliniz yok denecek kadar az ama göstereceğiniz her bir çaba, alnınızdan dökülecek her damla da bir o kadar kıymetli. Yani çünkü bu dijital kasırgayla mücadele etmek zor, çok iyi bir takım oluşturmak gerekiyor. O nedenle, kurulun altında Sayın Tuncay Özkan'ın ifade ettiği gibi, daha fazla bütçeyse daha fazla bütçe, daha teknolojik AR-GE yanı itibarıyla geliştirilebilir bir sistem oluşturmanız gerekiyor, siyasi otoriteye dirsek gösterebilecek kadar cesur olmanız gerekiyor, her bir yaptığınız hatanın kul hakkı yemekten geçtiğini görüyor olmanız gerekiyor. Bu bakımdan, öyle bir konu ki bu söz konusu olan, Cumhurbaşkanı da olabilir, milletvekili de olabilir, siyasi bir partinin genel başkanı da olabilir, duyguları çok hassas bir noktada yaşayan sade bir vatandaşımız bile olabilir hakkı ihlal edilen. Bu hak ihlallerinin önüne geçecek olan, sizlersiniz bir noktada. Aynı zamanda da toplumu bilinçlendirme göreviniz de var yani bu bakımdan da öğretici bir misyonunuz da olmak zorunda, dünyayla da entegre olmanız gerekiyor. O nedenle, ben gerek kurulda gerekse de bünyenizde görev alan personelde daha genç arkadaşlara da mutlaka yer vermeniz gerektiğini belirtmek istiyorum. En az 3 jenerasyonu aynı arada barındıran bir çalışma metodu belirlerseniz çok faydalı olur.

Ben, yaptığınız ve yapacağınız çalışmalarda özellikle veri madenciliğiyle ilgili perspektifinizi bugün soruyorum, yazılı olarak da yanıt verebilirsiniz veya bu konuyla ilgili çalışma yaptığınızda da raporları Dijital Mecralar Komisyonuna aktarırsanız memnun oluruz.

Başarılar diliyorum. Teşekkürler.