| Komisyon Adı | : | KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Türkiye Halk Bankası AŞ Genel Müdürlüğünün 2017 ve 2018 yıllarına ait bilanço ve netice hesaplarının görüşmeleri |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 24 .06.2021 |
KEMAL PEKÖZ (Adana) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın banka yönetimi ve bağlı kuruluşlar yönetimleri, hoş geldiniz. Bugünkü görüşmelerimizin iyiliklere vesile olmasını dileyerek sözlerime başlıyorum.
Son günlerde gazetelerde bir haber çıktı, çokça gazetede haber çıktı; deniyor ki: "Banka müşterilerine kredi verilirken yönetim kurulu kararıyla sözleşme yapılmadan kredi tahsisleri yapılmaktadır." Şimdi, herhangi bir bankaya gidip 5 bin lira, 10 bin lira, 50 bin lira, her neyse, küçük rakamlar bile istediğinizde önünüze neredeyse bir defter gibi bir sözleşme çıkar ve o sözleşmeyi imzalarsınız. Sözleşmenin gereğini yerine getirmediğiniz zaman da banka işlemleri başlatır. Şimdi, bu küçük işletmeler için yönetim kurulu toplanıp böyle bir karar alamayacağına göre, daha büyük çapta kredi kullanan müşteriler için demek ki böyle bir uygulama söz konusu olabiliyor. Böyle bir uygulama var mıdır? Yani yönetim kurulu, sözleşme yapmadan yönetim kurulu kararıyla kredi tahsisi yapabilmekte midir? Yapıyorsa bunu doğru bulup bulmadığınızı doğrusu merak ediyorum ve öğrenmek istiyorum.
Şimdi, Sayıştay raporlarını incelediğimizde 2018 yılı için görüyoruz ki muhtemel riskler için ayrılan serbest karşılık tutarları TMS 37'ye uygun görülmemektedir. Menkul kıymetlerin sınıflandırılmasında TFRS 9 finansal muhasebe standardına uyumu gözetilmediği ifade edilmektedir. Sayıştay bu 2 bulgudan hareketle, menkul kıymetlerin sınıflandırılması ve serbest karşılıklara ilişkin konuların etkileri hariç, tüm önemli yönleriyle doğru ve güvenilir bilgi içerdiği kanaatine varmıştır. Bu 2 bulguyla ilgili detaylı bir açıklama bekliyoruz. Son dönemlerdeki Sayıştay raporlarında kurumların hepsi yüzlerce bulguya rağmen doğru ve güvenilir bulunduğuna göre, bu 2 tespit demek ki çok önem arz ediyor ki bu dile getiriliyor ve kapatılmamıştır.
Sayıştayın tespiti ve değerlendirmelerine bakacak olursak, alacaklardan dolayı edinilen varlıkların elden çıkarılmasına ilişkin sürecin etkin yönetilmediği, bankaca kullandırılan nakdî kredilerde müşteri risk dağılımını KOBİ'ler lehine artırılmadığı söylenmektedir ki Halkbankası "HALK'tan aldığımız adımızın gücü ile köklü geçmişimize dayanan deneyimlerimizi yenilikçi teknolojiler ve dijital çözümlerle birleştirerek başta esnaf, sanatkâr ve KOBİ'ler olmak üzere tüm kesimlerin tercih edeceği öncü banka olmak." diyor, ifadesi bu ama uygulamada bunu görmüyoruz.
Yabancı para cinsinden ticari nitelikli kredilerden kaynaklanan risklerin etkin yönetilmediği, bankanın takipteki alacakların etkin yönetilmediği, bilançonun pasif hesaplarına ilişkin maliyetlerin düşürülmediği, kredi borç yapılandırması sözleşmelerinin fayda maliyet ilkeleri ve mali performans bakımından etkili yönetilmediği, takipleri uzun süredir devam eden ipotekli teminatların ivedilikle çözümlenmediği, bankanın olağan genel kurul toplantısının ve iştirak genel kurullarının süresi içerisinde yapılmadığı, hak edilen yıllık ücretli izinlerin zamanında kullandırılmadığı, kurumsal ve ticari firmalara ilişkin kredi değerlendirme işlem ve süreçlerinin revize edilmediği, bireysel kredi ve ürünlerdeki pazar payının artırılmadığı dile getiriliyor. Yeniden yapılandırma işlemleri ve yapılandırılan kredilerde ilgili risklerin etkin yönetilmediği, mevduat toplamı içinde tasarruf mevduatı payının yeterince artırılmadığı... Saydığım bu tespitlerin çoğu hem 12/7/2017 hem 2018 tarihlerine ait raporlarda var. Ki bazı tespitler daha eski yıllardan beri de devam etmektedir.
Şimdi, tüm bunlar bize bir bankanın banka olmaktan kaynaklı yerine getirmesi gereken unsurların yerine getirilmediğini gösteriyor. Halk Bankası, müşteri risklerini sağlıklı hesaplayamıyor, alacaklarını takip etmiyor veya tahsil etmiyor ifade durumu söz konusu olabiliyor. Verdiği kredilerden kaynaklanan risklerini etkin yönetemiyor. Fayda-maliyet hesabı etkinliklerini zamanında yapıp yapmadığını doğrusu burada tam olarak anlayamıyoruz.
Tüm bu sebeplere ek olarak detaylı açıklamak istediğim birkaç tespit daha var. Birincisi: Halk, hatalı kurlarla döviz satış işlerine yer vermiş olması, 31/8/2018 tarihinde, Cuma günü piyasalar kapandıktan sonra 22.01 ve 23.06 saat aralığında Halk Bankası, dijital kanallarında gerek bilgilendirme amaçlı gerekse döviz alım satım işlemlerinde kullanılmak üzere hatalı olarak yayımlanan döviz kurları nedeniyle kısa bir süre içerisinde, banka döviz kurlarının olması gereken döviz kurundan daha düşük seviyelerde yenilenmesi sonucu, 1.647 banka müşterisinden 2.561 adet döviz ve altın satış işlemi yapılmış. Bu işlemler sonucunda 30 milyon 903 bin TL olan döviz ve altının 18 milyon 805 bin 734 TL'ye satışının yapıldığı, bu suretle toplamda 12 milyon 97 bin TL tutarında Halkbankın zararının oluştuğu. Burada işlem yapan 1.647 müşterinin kimler olduğunu kamuoyu merak etmektedir. Defalarca sorulmuş olmasına rağmen bununla ilgili bir açıklama yapılmadı. Bu zarar olarak da gösterilmemiştir. Ama zarar olarak gösterilmemesinin sebebi olarak da piyasalar kapandıktan sonra işlem yapılan miktarın bankada kalmış olması gerekçe olarak gösterilmiş. Çünkü o anda havale başka bankalara yapılamamıştır, kapalı olması nedeniyle. Bunun doğru olup olmadığını, daha doğrusu sizin doğru bulup bulmadığınızı merak ediyor ve sizden bunu öğrenmek istiyorum.
Ayrıca, yüksek tutarlı kredi kullandırılmış, takipteki grup firmalarıyla ilgili gelişme ve değerlendirmeler kısmındaki 4787 müşteri no.lu grup firmaları hangi firmalardır? Neden firmanın ismi değil de numarası yazılıyor? Bu firmanın 2011 yılında verilen krediye istinaden 241.478.770 Amerikan doları, nakit 221.696 Amerikan doları tutarının güvenliğindeki riskleri mevcut iken sadece üç ay sonra 480 milyon Amerikan doları tutarında kredi tahsisi yapılmıştır. Üç ay sonra bu kadar yüksek tutarda tekrar kredi verilmesini nasıl açıklıyorsunuz? Söz konusu firma borçları ödenmiş midir? Ödememişse son durum nedir? Takipte midir? Herhangi bir kısmı en azından tahsil edilmiş midir? Onu merak ediyorum.
9624 kod no.lu şubenin 16149 müşteri no.lu grup firmaları hangi firmalardır? Neden firmanın ismi değil de numarası yazılmaktadır? Bu firmanın banka takipli alacaklar portföyünde önemli yer işgal eden yüksek miktardaki tutarı, alacaklarına yönelik takip, yapılandırma, tahsil işlemleri vesairesi yapılmış mıdır? Takipte midir? Tahsilatı yapılmış mıdır?
Son olarak da 2017 raporlarında geçen Amerika Birleşik Devletleri'nde devam eden Halk Bankası Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla'nın davasının yakından takip edilmesi ve konuya dair ABD'li yetkili kurumlarla iletişimin etkin yürütülmesi tespitiyle son durum nedir? Bunu merak ediyoruz çünkü bu Türkiye ekonomisinin şu an içinde bulunduğu darboğaz üzerinde çok ciddi etkileri olabilecek, olumlu olursa olumlu; olumsuz olursa da çok kötü etkileri olabilecek bir davadır. Bu davayla ilgili son durum nedir? Banka bu konuyla ilgili içeride ve dışarıda gerekli çalışmaları yürütmekte midir? Ciddi bir risk içerdiği için bunu da çok önemsiyoruz. Bu konu hakkında da bilgi verirseniz sevinirim.
Teşekkür ediyorum, kolaylıklar diliyorum; işiniz zor çünkü.