| Komisyon Adı | : | MİLLİ SAVUNMA KOMİSYONU |
| Konu | : | Kırıkkale Milletvekili Ramazan Can ve 96 Milletvekilinin; Makine ve Kimya Endüstrisi Anonim Şirketi Hakkında Kanun Teklifi (2/3677) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 24 .06.2021 |
HALİL ÖZTÜRK (Kırıkkale) - Teşekkür ederim Değerli Başkanım.
Komisyonumuzun değerli üyeleri, kıymetli bürokratlar ve basın mensupları; Makina ve Kimya Endüstrisi anonim şirketi hakkında kanun teklifi adına...
YASİN UĞUR (Burdur) - Yalan söylüyorsunuz, burada kayıtlara geçiyor, ondan sonra iş yapmış oluyorsunuz.
BAŞKAN İSMET YILMAZ - Yasin Bey, lütfen, Halil Bey'i dinleyelim lütfen.
ÇETİN ARIK (Kayseri) - Yönetim kurulu başkanı...
YASİN UĞUR (Burdur) - O, sizin söylediğiniz; biz de burada resmî açıklama yapacağız.
HALİL ÖZTÜRK (Kırıkkale) - Arkadaşlar, kavganızı dışarıda yapın, biz burada Makina ve Kimyanın hak ve hukukunun korunması için konuşma yapacağız.
Milliyetçi Hareket Partisinin görüşlerini sunmak üzere söz almış bulunmaktayım Kırıkkale Milletvekili olarak, öncelikle Komisyonumuzu saygıyla selamlıyorum.
Saygıdeğer Komisyon üyeleri, güzide kurumumuz Makina ve Kimya Endüstrisi hâlâ dünyada 40'tan fazla ülkeye ihracat gerçekleştirme başarısı gösteren azimli bir kurumdur. Hukuki yapısı değiştikten sonra kârlılıkta 2023 yılı hedefi 1,8 milyar TL olan Makina ve Kimya Endüstrisi, kârlılıkta 2020 yılında yaklaşık 926 milyon TL tutarına ulaşmış ve böylelikle en çok kâr eden kamu sanayi kuruluşları arasında ilk 3'te yer almıştır. Doğru değil mi Sayın Bakan? 2000 yılı itibarıyla Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu Türkiye'nin en büyük 100 sanayi sitesi kuruluşlarından biri olup 90'ıncı sırada yer almakla birlikte Türkiye'de savunma sanayi kuruluşları arasından 4'üncü ve kamu sanayi kuruluşları arasında da 7'nci sırada bulunmaktadır. 2020 yılında 24 adet AR-GE projesini tamamlayan Makina ve Kimya, 2021 yılında AR-GE bütçesini 244 milyon TL'ye, yatırım bütçesini de ciddi bir artışla 393 milyon TL'ye çıkarmıştır. Tüm bunlar elbette başta Kırıkkaleli çalışmalarımız olmak üzere kurumun emektar ve özverili çalışanlarının büyük katkılarıyla gerçekleşen rakamlardır.
Yine, burada ben Makina ve Kimyadan sorumlu Bakan Yardımcımız Sayın Muhsin Dere'yi ve Genel Müdürümüz Sayın, Yasin Akdere Bey'i de bu özverili çalışmalarından, kurumu bu denli kâr eder konuma geçirmelerinden dolayı, ortaya koymuş oldukları gayretlerden dolayı da tebrik ediyor, başarılarının bundan sonraki süreç içinde de devam etmesini temenni ediyorum. Bu noktada ben Sayın Bakanımızın sunumlarını dikkatlice dinledim, kendisinin önemli oranda bu konuya kafa yorduğunu, Genel Müdürümüzle beraber öteden beri Makina ve Kimyanın bu hantal yapısının daha da atak konuma geçmesi hususunda nasıl bir çalışma yaptığını, Genel Müdürümüzün gece-gündüz bu konuda bir zihin jimnastiği, bir toplantılar silsilesi yaptığını da biliyorum, bunun için de ayrıca teşekkür ediyorum.
Değerli Komisyon üyeleri, günümüzde dünya savunma sanayisi ve üretiminin büyük bir bölümü birkaç ülke tarafından gerçekleştirilmekte, acımasız rekabet şartları söz konusu olmaktadır. Bu bağlamda, dünyadaki en büyük 100 savunma sanayi firmasının 43 tanesi Amerika'da bulunmaktadır. Bununla birlikte Türkiye gibi savunma sanayisinde yer edinmek isteyen ülkeler grubu da ortaya çıkmıştır. Bu bakımdan, ileri teknolojili sektörlerden olan savunma sanayisi bugün ulusal düzeyde politika üretilen ve desteklenen bir sektör hâlini almış, Makina ve Kimya da bu kurumlar arasında faaliyetlerini sürdürmektedir.
Görüşülmekte olan kanun teklifine geniş bir perspektiften yani küresel rekabet şartları ve ülkemizin jeopolitik ve jeostratejik konumu, şirketin gelecek hedefleri, vizyonu tümüyle değerlendirildiğinde değişiklik ihtiyacının önemi daha da net anlaşılmaktadır. Tamamen ekonomik ve küresel piyasalarda yeni pazarlar kapma hedefine yönelik hazırlanan görüşülmekte olan kanun teklifinin, son günlerde bazı siyasi partilerce siyasi malzeme yapılmasını da üzülerek izlemekteyiz. Teklif metninden okunulanların anlaşılamayacağını sanmıyorum ama özellikle, Makina ve Kimya Endüstrisi çalışanları açısından olayları çarpıtmanın, algı oluşturmanın ülkemizdeki huzuru bozmaya yönelik olduğunu da düşünmemek elde değildir.
Yeri gelmişken, bütün Komisyon üyelerimize olduğu gibi, Kırıkkale Milletvekili olmamız hasebiyle bizlere de Makina ve Kimya çalışanlarımız tarafından kanun teklifiyle ilgili hem olumlu hem de olumsuz geri dönüş ve talepler gelmektedir. Bu talepleri sırasıyla ben dikkatinize sunmak isterim: Hâlen Makina ve Kimya Endüstrisinde işçi olarak çalışanların sözleşmeyi kabul etmedikleri takdirde diğer askerî fabrikalara naklen atamalarında 3 il tercihi yapma isteği vardır. Biz de Makina ve Kimya çalışanlarının bu isteğini haklı ve yerinde gördüğümüzü ifade etmek isteriz Sayın Bakanım. Bu bakımdan, bizim de Milliyetçi Hareket Partisi olarak talebimiz bu noktada işçiler bakımından da aynı memurlarda olduğu gibi 3 il tercihi yapma hakkını kayıt altına alırsanız, bunu da biz bu Komisyon içerisinde bir önergeyle kabul ettirebilirsek, Makina ve Kimya Kurumunda çalışan işçilerimizin tamamına yakınının bu noktada bir endişe içinde olmayacakları, tamamen bir rahatlama içine gireceklerini de ben sizlere bu Komisyon vasıtasıyla iletmek istiyorum.
Diğer taraftan, Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumunun diğer siyasi partiler tarafından her ortamda, her platformda gerçeğe aykırı bir şekilde özelleştirme yapılacağı noktasında bir algı, bir operasyon yaptıklarına tanık oluyoruz. Nitekim, geçenlerde Kırıkkale ilimizde Cumhuriyet Meydanı'nda yapılan bir toplantıda gerek şahsımı gerekse diğer Kırıkkale Milletvekilimiz Ramazan Can Bey'i de yuhalatarak bir özelleştirme içinde olduğunu ifade etmeleri esasında bizi de üzmüştür, bunu da doğru bulmadığımızı ifade etmek isterim. Nitekim, Milliyetçi Hareket Partisi dün olduğu gibi, gerek bugün gerek yarın Türkiye'nin savunma sanayisinde önemli bir yer edinmiş olan, Türk Silahlı Kuvvetlerinin her türlü mühimmat ihtiyacını karşılayan Makina ve Kimyasının özelleştirilmesine apaçık karşı olan bir siyasi partidir. Dolayısıyla bugün bizim vereceğimiz bir önergeyle Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumunun da özelleştirme kapsamında olmadığını bir şekilde bu kanun teklifinin içine dercedilmesinde fayda olduğunu mütalaa etmekteyim. O bakımdan, kanun teklifinde zaman geldiğinde, maddelere geçildiğinde biz önergemizi hazırlayalım veya arkadaşlarımız önergelerini hazırlasınlar. Bu kanunun içerisinde Makina ve Kimya Endüstrisinin hiçbir şekilde özelleştirme kapsamında olmayacağının değerlendirilmesini, dercedilmesini özellikle talep etmekteyim.
Buradan da Makina ve Kimya işçilerine şunu söylemek istiyorum: Milliyetçi Hareket Partisi, devlet ve millet hayatında her zaman bela paratoneri olmuş bir siyasi partidir. Dolayısıyla Makina ve Kimya Endüstrisi devlete ait bir salça fabrikası değildir, Makina ve Kimya Endüstrisi bir lastik fabrikası değildir; Makina ve Kimya Endüstrisi Türk savunma sanayisinin beyni, bel kemiği olan çok ciddi, yüzyıllardır varlığını korumuş bir KİT'tir. O bakımdan, bugün de yarın da bundan sonraki sürede de özelleştirilmesine zaten Milliyetçi Hareket Partisi olarak biz karşı çıkarız. O bakımdan, bu noktadaki yanlış algı oluşturma operasyonlarına hiçbir işçi arkadaşımızın, hiçbir memur arkadaşımızın, hiçbir Kırıkkalelinin, hiçbir Türk vatandaşının itibar etmemesini özellikle, hassaten temenni ediyorum ve bunun da Milliyetçi Hareket Partisi olarak garantisi olduğumuzun da bilinmesini arzu ediyorum.
Diğer taraftan, bazı haklarla ilgili, Sayın Genel Müdürüm... Şimdi, eşleri çalışmakta olan Makina ve Kimya çalışanlarının farklı illere nakledildiklerinde eşlerinin tayin haklarına öncelik verilmesini, yine nakil olacak işçi ve memur arkadaşlarımızın taşınma, yol ve günlük harcırah gibi işlemlerinde nakil desteği sağlanması ve teklifte yer alan beş günlük iznin on beş güne çıkarılmasını talep etmekteyiz Sayın Bakanım; bu da makul bir taleptir, bunun da yine bir önergeyle maddeye, kanun teklifine dercedilmesi gerektiğine inanıyoruz.
Diğer taraftan, çalışanların kendilerine teklif edilecek sözleşmelerde iş ve çalışma garantisi görebilme arzusu var yani bugünkü çalışma şartlarının devamını istemeleri söz konusu. Şimdi, zaten bugün itibarıyla Makina ve Kimya Kurumu çalışanları 4857 sayılı İş Kanunu'na tabi. Dolayısıyla bundan sonraki süreçte de yine aynı kanuna tabi olacaklarını biliyoruz. Bu bakımdan bu konuda işçi arkadaşlarımızın şöyle bir endişeleri var: "Biz şu anda kamu işçisiyiz, yarın özel sektör işçisi gibi olacağız." diye yanlış bir bilgilendirme yapıyorlar. Oysaki ben biliyorum, sizden de duymak isterim Sayın Bakanım. Bugün itibarıyla 4857 sayılı İş Kanunu Türkiye'de bir tane var, başka yok. O bakımdan sermayesinin tümü hazineye ait olan, yönetimi tamamen Millî Savunma Bakanlığında olan bir kamu şirketinin işçisi zaten kamu işçisi sayılır. O bakımdan, bugün Makina ve Kimya Kurumu kamu kurumu; yarın yine yüzde 100 kamu sermayesi var, yönetiminin de yüzde 100'ü Millî Savunma Bakanlığına ait, dolayısıyla yine bunun adı kamu şirketi olacak. Dolayısıyla buradaki "kamu" kavramı ortadan kalkmış değildir. Bunu da özellikle işçilerimizin ve memurlarımızın dikkatine ve Komisyon üyelerimizin dikkatine sunmak isterim.
Şimdi, Makina ve Kimyanın kamu statüsünün ortadan kalkması için bir yabancıya, Hans'a, Marx'a, George'a veyahut da Ahmet'e, Mehmet'e satışından doğan bir ortaklık ilişkisi var olması lazım. E, öyle bir şey yok, yüzde 100'ü Hazine ve Maliye Bakanlığına ait olan bir kamu kurumu. Dolayısıyla kamu tüzel kişiliğinden özel hukuk tüzel kişiliğine geçecektir. Burada işçiyi ve memuru ilgilendiren bir konu olmamakla birlikte tamamen idari işleyişle ilgili yönetimsel, etkin, süratli karar alabilmek adına ortaya konan bir kanun teklifidir. Bunu da Komisyonun bilgisine sunmak isterim.
Diğer taraftan Sayın Genel Müdürüm, Makina ve Kimya Kurumunda görevde yükselme sınavına girip de başarılı olanlar var -sınav açıklanmadı sanırım- bir de bunların durumu var. Bunların da yeni statüleriyle beraber nakil olma talepleri gündemde, bunun da dikkate alınmasını arzu etmekteyim.
Yine, emekliliğe sevk edilen olmayacak ama emeklilik hakkını doldurmuş olan kamu çalışanlarının da yüzde 30 civarında bir ilave emekli ikramiyesi alabilmeleri hususunda bir düzenleme yapılabilir mi? Bu da yani Maliye Bakanlığıyla görüşülüp bir değerlendirilebilir belki ama tabii, siz de istiyorsunuz ki -az evvel gerçi bunu cevapladı Sayın Bakanım- kimse emekli olmasın, aksine "Emekli olsa dahi -Sayın Bakan az evvel ifade etti- emekli ikramiyesini alsın, gittiğinde emekli maaşını alsın gelsin, yine Makina ve Kimyada çalışsın." diyorsunuz, bu da esasında güzel bir teklif. Ki orada da rahatlıkla çalışabilirken artık emekli...
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) - İyi niyeti gösterir.
HALİL ÖZTÜRK (Kırıkkale) - İyi niyeti gösterir, orada bir sıkıntımız yok.
Şimdi, yine, kanun teklifiyle görevleri sona erecek yöneticilerin durumunun düzeltilmesi söz konusu. Şimdi, bizim TÜRK ENERJİ-SEN'den, memur sendikasından bazı talepler vardı. Onu da az evvel görüştüm, onlar da karşılanıyor sanki. Şimdi, şöyle bir endişe var memurlarda: "Biz aynı özlük haklarıyla başka kamu kurumuna geçtiğimiz vakit, burada bizim maaşımız diğer kamu kurumlarına göre 1.000-1.500 lira daha yüksek, dolayısıyla onların maaşıyla eşitlenene kadar geçici süre zarfında maaşlarımıza olan zamların dondurulması..." gibi bir endişeleri var. Böyle bir endişeye de bir çözüm bulunabilir mi ki bulunması lazım böyle bir şey varsa. Bu çok önemli bir husus, dolayısıyla memurların da hak kaybının önüne geçilmesi bakımından diye değerlendiriyoruz. Bu ve bunun gibi beklentiler söz konusu. Ancak yine Makina ve Kimya yönetimiyle gerçekleştirdiğimiz görüşmelerde tüm bu beklentilere cevap verileceği ve büyük kısmının karşılanacağını, çalışanlarımızın tedirgin olduğu bütün bu konulara ilişkin imkânlar çerçevesinde çözüm bulunacağına dair sözün verildiğini de Komisyonda söylemek isterim.
Yine, burada, Makina ve Kimya Endüstrisi yönetimince esas icra edilmesi gereken önemli bir konu -çalışanlarımızla, temsilcileriyle bir araya geldiniz mi bilemiyorum ama sanırım geldiniz- beklenti ve taleplerinin karşılıklı olarak çözüme kavuşturulması hususunda bir gereklilik olduğu kanaatindeyim. Şimdi, böylelikle de art niyetli siyasi gruplara konuyu sulandırma fırsatı da verilmemiş olacaktır. Yani çalışanlarımızın akılları siyasi şovlar amacıyla çelinemeyecektir, doğru olanı da budur. Buradan siyasi oy avcılarına da seslenmek isterim: Kırıkkale'de Makina ve Kimya çalışanlarından ekmek çıkmaz, aklıselim Makina ve Kimya çalışanları konunun farkındadır, Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumunun anonim şirket olmasıyla birlikte kazanacakları yeni haklar hakkında bilgi sahibi olmaya başlamışlardır. Bundan sonraki süreçte de bizler değişik zamanlarda, değişik toplantılarda bunu defaatle açıklayacağız. Yani bu kanunun arkasında durduğumuzun bilinmesini isterim, biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak bu kanunun arkasındayız.
Yine, teklif sonrası anonim şirket olan Makina ve Kimya Kurumu yeni finansal imkânlara kavuşarak gerçekleştireceği hızlı çalışmalarla hem Kırıkkale'de yeni yatırımlara hem de yeni istihdama kapı aralayacaktır. Az evvel Kırıkkale Milletvekilimiz Ahmet Bey ifade etti; geçmişte Kırıkkale'de çok daha yüksek kamu işçisinin çalıştığını biz tanırız. Kırıkkale'de çıktığı zaman işçiler mesai bitiminde, böyle sular seller gibi işçinin aktığını biliyoruz. E, tabii, şimdi, o günlerden bugünlere gelindi. Burada şunun kusuru var, onun kusuru var; onu geçmek istiyorum ama bugün asıl amaçlardan bir tanesi de üreten, büyüyen Makina ve Kimya, dünyada lider olmak isteyen, savunma sanayisinde lider olmak isteyen bir Makina ve Kimya var. Dolayısıyla, ürettikçe büyüyen bir Makina ve Kimya ve bununla beraber istihdamı yine Kırıkkale'de artan ve şehri büyütecek olan bir Makina ve Kimya arzumuz var. Bunu da biz Sayın Genel Müdürümüzle değişik zamanlarda yapmış olduğumuz toplantılarda fikir birlikteliği içerisinde, bir mutabakat içerisinde değerlendirdik. Bugün itibarıyla Kırıkkale'de 4.000-5.000 Makina ve Kimya çalışanı varsa... Burada taahhüt ediyor Sayın Genel Müdürümüz, diyor ki: "2023 yılında 8 milyar kâr eden bir Makina ve Kimya öngörümüz var." Öyle mi Sayın Bakanım? Dolayısıyla, bugün kâr eden ve cirosu 4 milyar olan Makina ve Kimya iki sene sonra, bir buçuk sene sonra 8 milyar kâr edecekse, bu 4 milyarı 8 milyara çıkaran Makina ve Kimya bunu işçisi marifetiyle yapacaktır. Dolayısıyla bundan sonraki süreçte Makina ve Kimyadaki işçi sayısı artacak, aynı zamanda Kırıkkale'deki istihdama bir katkı sunacaktır. Bu istihdam da daha ziyade öncelikle Kırıkkale'deki bizim gencimizin iş bulması olarak da sonuçlanacaktır. Kırıkkale'deki meslek liselerinden tutun, değişik yerlerde görev alan mühendisine, onlar da iş bulacaktır. O bakımdan bunun da özellikle bilinmesini arzu ediyorum.
Bugün Komisyonumuza vereceğim önergelerle tüm çalışanların beklentilerini karşılayacağımızı, tedirgin gönüllere su serpilmesi gerektiğini ifade etmiştim. Konuşmamı tamamlamadan önce şu vurguyu da özellikle yapmak istiyorum: Kanun teklifi bir özelleştirme teklifi değildir, KİT olan bir kurumu, Türk Ticaret Kanunu'yla özel hukuk hükümlerine tabi anonim şirket hâline çeviren bir tekliftir. Bu kamu kurumu olmaktan kamu şirketi olmaya evrilen bir süreçtir. O bakımdan burada sadece bir statü değişikliği vardır, burada bir atma satma kesinlikle söz konusu değildir. Bugün eğer bir özelleştirme olsaydı bu, bugünkü bu statü değişikliğine dair kanun teklifi değil, bugün özelleştirme kapsamında olan bir KİT'in satışıyla ilgili olarak Makina ve Kimya Kurumu gündeme gelirdi. Dolayısıyla bugün bu statüye gücü yeten siyasi iradenin özelleştirmeye de gücü yetebilirdi. Dolayısıyla bugün bu noktada bu karar verilmişse, bu bir statü değişikliğini tarif eder, bunun başka bir anlamı olmayacaktır ama özellikle de ben buradan bizleri dinleyen işçi arkadaşlarımıza, memur arkadaşlarımıza da şunu söylüyorum: Bizler, benim ve diğer arkadaşlarımın imzalayacağı bir önergeyle bu kanun teklifinin içine Makina ve Kimya Kurumunun özelleştirme kapsamında olmadığını, özelleştirilmemesi hususunun da dercedileceğini ifade etmek istiyorum.
Değerli arkadaşlarım, biliyorsunuz, Ziraat Bankası, Devlet Demiryolları, PTT gibi diğer kamu kurum ve kuruluşlarının anonim şirkete dönüşüp kâr oranlarını artırdıklarını biliyoruz. Nihayetinde PTT kendi hâlindeyken, hantal bir yapıya sahipken, bugün PTT'nin banka açtığını, PTT Bank adı altında bir bankacılık sistemine dahi soyunduğunu, hem kâr ettiğini hem de daha fazla istihdam sağladığını da hepimiz çıplak gözle görebilmekteyiz. Burada özelleştirme diye kaygı ortamı yaratıp partisine oy devşireceğini sananlar bilsinler ki Kırıkkale'de toplumsal huzursuzluğun fitilini ateşleyemeyeceklerdir, Kırıkkale üzerinden bir toplumsal muhalefetin fitili ateşlenemeyecektir. Kırıkkale, devletine, milletine, bayrağına sahip, tamamen iç huzurun yaşandığı ve hiçbir huzursuzluk ortamının olmayacağı, oluşmayacağı bir memlekettir.
Biz burada bütün bunlara destek vermekle beraber, eleştirilerimizi ve desteklerimizi ifade ettik. Bunların da karşılanması ümit ve temennisiyle ben bütün Komisyonu saygıyla selamlıyor, Milliyetçi Hareket Partisi olarak kanunun tümüne destek vereceğimizi ifade ediyor ve bundan sonraki süreçte de kanunun her aşamasında desteğimizi esirgemeyeceğimizi söylüyor ve Komisyonu saygıyla selamlıyorum.
Teşekkür Ediyorum.