KOMİSYON KONUŞMASI

BAYRAM YILMAZKAYA (Gaziantep) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Makina ve Kimya Endüstrisi 15'inci yüzyıla Osmanlı İmparatorluğu'na kadar uzanır, kurumun çekirdeğini tabii Fatih Sultan Mehmet tarafından kurulan Top Dökümhanesi oluşturur. Kurtuluş Savaşı sırasında malzeme ve ustalarla birçok dağınık atölye hâlinde olan kuruluş Mustafa Kemal Atatürk tarafından 1923 yılında Ankara Askerî Fabrikalar Umum Müdürlüğü adı altında kurulmuştur, böylece Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk sanayi tesisleri olmuştur. Türk Silahlı Kuvvetlerimizin yurt içi ve yurt dışı askerî operasyonlarda kullandığı mühimmatı, patlayıcıyı, silahı üreten Kurum, yurt güvenliğimizin teminatı ve güvencesidir.

Millî savunma sanayimizin lokomotifi olan Türk Silahlı Kuvvetlerimiz ile Emniyet teşkilatımızın kullandığı askerî mühimmatı üreten, Anadolu'nun orta yerinde yer alan 12 hanelik bir köy, önce kasaba, sonra ilçe ve 89 yılında il hâline gelmiştir. Makine Kimya Endüstrisi Kurumunda ve entegre tesisinde insanların önce dedeleri, sonra babaları, şimdi de çocukları çalışmaktadır. Bir anlamda Kırıkkale şehri çok borçludur Makine Kimyaya. Kurumda bir dönem çalışan işçi sayısı 20 bin iken şimdi toplamda 5.800'e kadar düşmüştür. Kurumun yapı ve statüsünün değişeceği söylemleri uzun süredir kamuoyuna yansımakta, her defasında şehirde büyük bir tedirginlik yaratılmaktadır. Kuruma ait fabrikaların birçoğu Kırıkkale'de bulunmaktadır. Bunun yanında kurumun Çankırı'da ve Ankara'da fabrikaları vardır. Kurumun daha önce bazı fabrika ve atölyeleri kapatılmış, bu durum Kırıkkale'ye çok büyük yaralar açmıştır. Benzer yöntemlerle kuruma ait olan -az önce de bahsettik- ÇELBOR bir oldubittiyle özelleştirilmiş, bugün ÇELBOR diye bir tesis de maalesef yoktur.

Makine Kimya Endüstrisiyle ilgili hep hantal bir yapıya sahip olduğu, verimli olmadığı, kâr elde etmediği gibi iddialar iktidar partisince hep dillendirilmiştir ama yirmi yıldır tek başına iktidar olan parti kurumu büyütmek için kapsamlı hiçbir adım atmamıştır.

Makine Kimya Endüstrisinin yurt güvenliğindeki stratejik önemi, savunma sanayimizin ana omurgasını oluşturması ve yarınlarımızın teminatı olması gibi hayati sebeplerle kamuya ait olma özelliği korunmalıdır, yurt güvenliği özel sektörün inisiyatifine bırakılmamalıdır.

Kamu kurum ve kuruluşlarında hizmet sözleşmesiyle şirket elemanı yani taşeron olarak çalışan işçilere kadro verilmesi düzenlemesi partimizce de sıkça dillendirilmiştir, şu anda arkadaşlarımız tarafından söylendiği gibi. Bu konuda birçok kanun teklifi de verilmiştir. Yüzbinlerce insanı doğrudan ilgilendiren bu konu partimizin seçim bildirgesinde yer almıştır. Bu konuda 30 Haziran 2018 tarihinde Bakanlar Kurulu kararıyla kamu iktisadi teşebbüsleri ve bağlı ortaklıklarında taşeron olarak çalışanlara kadro verilmesi düzenlemesi yapılmıştır. Bu anlamda KİT olma özelliği taşıyan Makine Kimya Endüstrisi fabrikalarında çalışan taşeron işçilere kadro verilmemiştir. Üstelik getirilen düzenlemede bu konuda bizce açıklayıcı, aydınlatıcı hiçbir düzenleme de yoktur. Makine Kimya Endüstrisi Kurumunun kamu iktisadi teşebbüsü yani KİT olma özelliği kaldırılıp Millî Savunma Bakanlığına bağlı bir anonim şirket şeklinde bir yapıya dönüştürülmesi kurumun özelleştirilmesi ya da özerkleştirilmesi için atılacak bir adım olacaktır. Yani MKE kurumunun kamu hukuku hükümlerine tabi olmasına son verip özel hukuk hükümlerinin uygulanması sağlanacak, böylece kurum kamu denetiminin dışına çıkarılacaktır. Ayrıca, kurumun yapı ve statüsünün değiştirilmesiyle birlikte kurumda yer alan personelin başka fabrika ve illere gönderilmesine de yol açılacaktır. Taslağa eklenen geçici maddeyle de kanunun yürürlüğe girdiği tarihi takip eden altı ay sonunda kurumda İş Kanunu'na tabi olarak çalışan personel dışında personel kalmaması amaçlanmaktadır. Bu süre içerisinde kurumda çalışanlara iş sözleşmesi teklifi yapılacak, 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin ek1 ve 2 sayılı Cetvel'e tabi olarak çalışan personelden sözleşmeyi imzalamayı kabul etmeyenler Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca diğer kurum ve kuruluşlara nakledilecektir, bu tam bir dayatmadır. Ayrıca, kanunun yürürlüğe girmesiyle şirkete alınacak personel kamu kuruluşlarında personel alımıyla ilgili hükümlere tabi olmayacaktır. Kurum şirkete dönüştürüldükten sonra, personelin nakli, terfisi, ataması, işe alımı, görevlendirmesi, ödül ve disiplin işleri Şirket Genel Kurulu tarafından çıkarılacak düzenlemelerle belirlenecektir. Genel Kurul bu yetkisini yönetim kuruluna devredebilecektir; Bu durum da beraberinde çalışanlar için güvencesiz bir çalışma yaratacak keyfiliğe yol açmaktadır.

Kıbrıs Barış Harekâtı sırasında ambargo uygulandığı dönemde son dönemlerde Suriye'de yapılan askerî operasyonlarda olduğu gibi her atölyesini bir cephe gibi kullanmış ve yapılamaz denilen her şeyi alnının teriyle yapmıştır Makine Kimya Endüstrisi. Bugün ülkemizde sanayi varsa bunu da bir anlamda 1920'lere dayanan Makine Kimya Endüstrisi Kurumu fabrikalarına borçluyuz. Makine Kimya Endüstrisi, Atatürk cumhuriyetinin kurduğu fabrikalardır. Tüm faaliyetlerini kendi ürettiği ürünlerden elde ettiği kârdan ve hurda gelirlerinden, bir kısmını kendi içinde kullanıp fazlasını satarak finanse etmekte ve yüz milyonlarca lira kâr etmektedir. Makine Kimya Endüstrisi gelenekleri, örf ve âdetleri olan kendine ait teamülleri olan bir kuruluştur, faaliyet alanı daha çok özel ve spesifik görevlere dayanır. Burada bir elemanın yetişmesi en az beş on yıllık tecrübeye ve emeğe dayanır. Kaldı ki bu süre içerisinde usta-çırak yöntemiyle işbaşı eğitimleri yapılmakta, burada personel ayrıca gözlemlenmekte ve yeteneklerine göre değerlendirilebilmektedir.

Makine Kimya Endüstrisi bu ülkenin en büyük başarılı üniversiteleri gibi mühendis yetiştirmektedir. Makine kimya Endüstrisinin çalışanlarını küçümsemek yerine yetişen personelin maaşını düzeltecek çalışmalar pekâlâ yapılabilir. Makina ve Kimya Endüstrisi çok stratejik ve kritik, bu nedenle de liyakat sisteminin çok önemsenmesi gereken bir kurumdur. Bir mühendis işe girer, belli bir süre yetiştikten sonra yeterli olursa sınava da girmeden devam eder.

Sayın Başkanım, yani bu uzayacak...