| Komisyon Adı | : | MİLLİ SAVUNMA KOMİSYONU |
| Konu | : | Kırıkkale Milletvekili Ramazan Can ve 96 Milletvekilinin; Makine ve Kimya Endüstrisi Anonim Şirketi Hakkında Kanun Teklifi (2/3677) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 28 .06.2021 |
BAYRAM YILMAZKAYA (Gaziantep) - Sayın Başkan teşekkür ederim.
Zaten maddeler falan, hepsi de karıştı.
Şimdi aslında, Sayın Başkanım, Sayın Bakan Yardımcım; temelde bu durumumuzun şu anda en büyük nedenini söyleyeyim ben size: Hem mevcut Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine hem de en son güven endekslerinde yavaş yavaş bu Savunma Bakanlığı sistemine olan güven azlığı. Tabii, bu güven azlığı hani derler ya "Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz." Bu iki gün boyunca da zaten geriden gelen bütün eksikleri yavaş yavaş söyledik. Ben, yine bu uygulamalarınızdan olan anormal tablolardan ve anormal durumlardan birazcık daha bahsetmek istiyorum. Şimdi, biliyorsunuz bir 15 Temmuz kalkışması oldu, orada yaklaşık 18-19 bin FETÖ mensubu askerî personeli ihraç ettik. Hadi, tamam, sebep olan kişilerin ihracı tamam da, duyuyoruz ki artı o tarikat mensubu arkadaşların yerine başka tarikatlardan gelen olmaya başlamış hatta karargâhlarda, cuma namazını senin imamın mı kıldıracak, benim imamım mı kıldıracak kavgalarının olduğu... Bakın, bu yaşamış olduğumuz, ülkemizde yaşanmış olan bu kötü tablodan sonra bunların söylentisi bile doğru değil arkadaşlar.
Bakın, ASELSAN, TAİ ve HAVELSAN'dan başarılı mühendislerimiz yurt dışına gidiyor. Evet, belki yurt dışı istihbarat örgütlerinin bir katkısı vardır ama şimdi burada duyuyoruz ki, bir mobbingden dolayı bu insanlarımız yurt dışına gidiyor, beyin göçü oluyor. Ülkemizde 2021 yılında, bu 15 Temmuzu yaşadıktan sonra ordumuzun içerisinde -bu güzide ordumuzun hepimizin ordusu, hepimizin değeri olan ordumuzun içinde- hâlâ bir tarikat yapılanması lafını bile ediyor olmamız hepimizin ayıbıdır diye düşünüyorum ama başta da siz idarecilerindir değerli arkadaşlar. Bir kere bunu söylemek istiyorum.
Şimdi, yine yanlışlar, yanlışlar devam ediyor. İşte, S-400'lerin alımını konuştuk, niye aldınız, onlara tekrar girmiyorum. Yani açamayacağımız, kuramayacağımız silah sistemine 2,5 milyar dolar neden verdiniz? Hâlâ daha belli değil durumunuz, elimizde patladı. Şimdi, bir de dış politikayla ilgili askerî yanlışlarımız, Libya'nın iç işlerine karışıyoruz... Şimdi, en son Macron'la Sayın Cumhurbaşkanı konuşmuşlar; anlaşma gereği Libya'daki askerî personeller çıkacak diye. Dışişleri Bakanımız diyor ki: "Türk Silahlı Kuvvetlerinin kendi yapısı değil de diğer milis güçler çıkacak." Bu milis güçleri oraya yerleştiren de biziz. Ya, ne işimiz var elin Libya'sında, elin insanlarıyla? Neden bu hâle geldi bu ordumuz, neden bu şekilde?
Evet, büyük ülke, büyük ülke... Geçelim arkadaşlar, büyük ülke falan işi değil. Bir başka ülkenin iç işlerine karışmak kadar yanlış bir şey yok. Bakın, iki ülke anlaşmasıyla Silahlı Kuvvetlerimizin belli bir miktar personelinin orada eğitim amaçlı durmasına bir şey demiyorum, Birleşmiş Milletler gözetiminde veya NATO gözetiminde görevlilere de bir şey demiyorum ama kalkıp da Suriye bölgesindeki yetiştirdiğimiz, biriktirdiğimiz özel milisleri, bir başka ülkeye gönderdiğimiz zaman bakın, orada anlaşma bittiğinde, daha doğrusu ülkenin kendi öz yapısı oturduğunda, bu güçleri biz nereye koyacağız? Bakın, bunlar paralı askerler, bunlar yarın, eninde sonunda bizim elimize düşecekler, bizim ülkemize gelmek zorunda kalacaklar.
İzmir'de bir siyasi partiye bir baskın yaptı genç biri, bir kızımızı öldürdü orada. O çocuğun Suriye'de silahlı eğitim alıp yurda döndüğünü biliyor musunuz? Suriye'de silahlı eğitim alan bir sağlık personeli. Şimdi, biz şu andan itibaren, önümüzdeki günlerde, belki de buna benzer binlerce olaya maruz kalacağız arkadaşlar. Yani bu kadar başıboşluk olur mu? İşte, bunları gördükçe, bunları yaşadıkça, daha burada sayamadığımız birçok olayları yaşadıkça, şu anda gelen kanun teklifinden dolayı da size bir güvensizliğimiz var. Evet, diyorsunuz ki "Özelleşmeyecek." Yok, arkadaşım güvenmiyoruz, kusura bakmayın. Özelleşmeyecek diyemezsiniz, zaten hukuken bu imkânsız. Siz şimdi bize kızıyorsunuz, "Uzatıyorsunuz, uzatıyorsunuz." diyorsunuz da ne yapalım yani? Şimdi, bu kadar yanlışı söyleme, söyleme nereye kadar? Yanlışlar silsilesi maalesef Türk Silahlı Kuvvetlerimizde, ordumuzda siyasi iradeden dolayı bir şekilde devam ediyor, bu da bir yanlış arkadaşlar. İleride, bakın, bunu da tekrar tekrar konuşacağız hem sözcü arkadaşlarımız hem diğer komisyon üyesi arkadaşlarımız, diğerleri de söylediler, ilerde "Bu yanlışı da niye yaptık?" diyeceksiniz. Ama yine söylüyorum, hiçbir zaman geç değil, gelin bu yanlıştan dönelim diyoruz arkadaşlar, vicdanlarımızı rahatlatalım.
Teşekkür ediyorum.