HALİL ÖZTÜRK (Kırıkkale) - Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum.

Sayın Başkanım, Komisyonumuzun değerli üyeleri; ben, konuşmacı arkadaşları uzunca bir süredir dinliyorum, şöyle bir hava estiriliyor: Sanki Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumu statü değişikliğine uğramıyor, Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumu sanki patates satan bir kurum ve bir bakkal dükkânına dönüşüyor; ne işçinin bir güvencesi var ne memurun bir güvencesi var ne 399 sayılı KHK'ye tabi çalışanın bir güvencesi var, böyle bir hava estiriliyor. Şimdi, bir defa, Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumunun özelleştirilemeyeceği, yani şirketin sermayesi itibarıyla herhangi bir şekilde kiraya verilemeyeceği, devredilemeyeceği kanunun 8'inci maddesinde verilen bir önergeyle kabul edildi ve herhangi bir yere devredilemeyecek.

Şimdi, Sayın Bakan Yardımcım, sormak istiyorum: Makine ve Kimya işçileri için sürekli "Siz daimî işçi olmayacaksınız, siz kamu işçisi olmayacaksınız, sizin bir bakkal dükkânında çalışan işçiden bir farkınız olmayacak. İşveren istediği zaman sizi tutup kolunuzdan dışarı koyabilecek." gibi bir algı yaratılıyor. Sermayesi tamamen hazineye ait, yönetimi Millî Savunma Bakanlığında olan Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumunun anonim şirket olması hâlinde bu arkadaşlarımızın kamu işçiliği sıfatı sona eriyor mu, ermiyor mu? Ermiyor diye biliyorum ben. Ermiyor değil mi?

MİLLÎ SAVUNMA BAKAN YADIMCISI MUHSİN DERE - Kamu şirketinde işçi olmaya devam ediyor.

HALİL ÖZTÜRK (Kırıkkale) - Yani kamu işçisi olacak.

BAŞKAN İSMET YILMAZ - Hepsi bitsin, bittikten sonra sizden açıklama alalım, hem Ahmet'in hem Hidayet Bey'in hem Halil Bey'in sorularına.

Halil Bey, devam edin lütfen.

HALİL ÖZTÜRK (Kırıkkale) - Diğer taraftan, bu arkadaşlarımızın dışında 1.300 civarında taşeron şirket çalışanı işçi var, bu arkadaşlarımızın da sözleşmesinin bitmesi durumunda statülerinin değişmeksizin devam edeceğini yani ihaleyi alan firmayla değil de doğrudan Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumu yönetimiyle bir sözleşme imzalayarak bunların çalışmaya devam edeceklerini biliyorum.

Öyle mi Sayın Genel Müdürüm?

MKE GENEL MÜDÜRÜ YASİN AKDERE - Evet.

HALİL ÖZTÜRK (Kırıkkale) - Öyle mi Sayın Bakan Yardımcım?

MİLLÎ SAVUNMA BAKAN YADIMCISI MUHSİN DERE - Evet.

HALİL ÖZTÜRK (Kırıkkale) - Burada da bir sıkıntı yok. Bunun da tekrar açıklığa kavuşturulmasında da fayda var, tutanaklara geçiyor zira. Zira, Kırıkkale'de işçilerimizle sürekli biz muhatabız. "Bizim iş güvencemiz kalmıyor, kamu işçisi statümüz sonra eriyor, taşeron işçiler işten atılacak, binlerce insan işsiz kalacak, evsiz barksız kalacak." gibi bir algı üzerinde yürüyor bu süreç. Oysaki biz, Cumhur İttifakı'nın paydaşları olarak bu işin böyle olmadığını gerek Ramazan Bey bulunduğu platformlarda gerekse ben olduğum platformda teşkilatlarımızla beraber anlatıyoruz. Burası nihayetinde kamu şirketi ve kamu işçisi olmaya devam ediyor arkadaşlarımız. Bu işi kabul etmeyen arkadaşlarımızın da yine 3 tane il tercih etme hakkı var hem işçiler için hem de memurlar için; sanırım, işçiler için bu hak yok ama biraz sonra verilecek bir önergeyle işçilerimize de bu 3 il hakkı tanınacak diye biliyorum ve ümit ediyorum. Diğer taraftan, buna rağmen, bütün bu şartlara rağmen Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumunda çalışmak istemeyen memur ve 399 sayılı KHK'ye tabi sözleşmeli çalışanlara yine başka kurumlara, kamuya ait başka kurumlara geçme hakkı da tanınıyor. Dolayısıyla, arkadaşlar, şunu özellikle söylemek istiyorum: Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumu hem Türkiye'de lider olma hem dünyada lider olma adına bir değişimin, dönüşümün içerisinde. Dolayısıyla bizim değişime ve dönüşüme direnerek, bu süreci baltalayarak bir sonuca varma ihtimalimiz, imkânımız yoktur. Sürekli söylüyoruz, Makine Kimya sürekli küçülüyor. Makine ve Kimya sürekli küçülmesin diye zaten bu kanun teklifine ihtiyaç duyuldu. Makine ve Kimya büyüsün, Makine ve Kimya bugün ROKETSAN'la, HAVELSAN'la, dünyadaki rakipleriyle mücadele edebilsin, onlarla rekabet edebilir duruma gelsin diye bu kanun teklifi hazırlandı ve biz de Milliyetçi Hareket Partisi olarak bu yüzden destekliyoruz çünkü biz Sayın Genel Müdürümüzle, Sayın Bakanımızla değişik vesilelerle Afrin olsun, diğer operasyonlarda görüştüğümüzde sahadan mühimmat istendiğinde ani karar alabilme ve o kararı uygulama yeteneklerini, kabiliyetlerini istemleri dışında bazı mevzuat sıkıntısı nedeniyle yerine getiremediğini biliyoruz. Bütün bunları aşmak adına bu teklife gerek duyulmuş. İşçi çalışmaya devam edecek. Kaldı ki şunun garantisini almış durumdayız: "İşçiler emekli olmuş olsa dahi işçilere kapımız açık, gelsinler ve çalışmaya devam etsinler." diye ifade ettiler. Dolayısıyla, memur arkadaşlarımızdan isteyen çalışsın, kimseyi Makine ve Kimyanın kovduğu yok. Makine ve Kimya yönetimi burada, Bakan burada, devlet burada. Nihayetinde, bir devlet sorumluluğu içerisinde bu sorularımıza cevap veriyorlar, bu devlet sorumluluğu içerisinde bunun gereği mutlaka yerine getirilecektir. Gelip çalışırlar, kimse kimseyi kovmuyor, isteyen çalışır, isteyen çalışmaz ama şimdi, Makine ve Kimyadaki arkadaşlarımız şöyle düşünüyor, böyle düşünüyor diyerek haksız yere arkadaşlarımızı düşünceye sevk etmenin de Makine ve Kimyanın bu değişimini, dönüşümünü engellemenin de, ben, esasında, hem Kırıkkale için hem de Türkiye için bir yarara sebebiyet vermeyeceğini düşünüyorum. Nitekim, bugün, Makine ve Kimyada, Kırıkkale'de 2.500 kişi çalışıyor işçi olarak. Biz istiyoruz ki Makine ve Kimyada 25 bin kişi çalışsın. Makine ve Kimyada 25 bin kişi çalışır ise eğer Makine ve Kimya dünyada ve Türkiye'de liderdir ve bütün dünyadaki rakipleriyle yarışır hâle gelmiştir. Dolayısıyla, onların üretmiş olduğu katma değer de öncelikle Kırıkkale'ye, sonra bütün Türkiye'ye kâr olarak, katma değer olarak dönecektir diye değerlendiriyorum. Bu bakımdan, bunlarla beraber, Sayın Genel Müdürüm Sayın Bakanım Yardımcım, memur arkadaşlarımızın bazı talepleri var. Bu talepleri konusunda da bir açıklama istiyorum. Şimdi, bizim sendikadaki arkadaşlar bu konuda bir muamma olduğunu değerlendiriyorlar. Bu Makine ve Kimyada çalışan 399 ve devlet memuru statüsünde çalışan arkadaşlarımız bir başka kamu kurumuna geçtikleri vakit özlük hakları korunmayacak mı, unvanları korunmayacak mı veyahut da bir başka kuruma gittiklerinde bugün daha yüksek maaş alıyorlarsa oraya gittiklerinde maaşı orayla eşitlenene kadar donacak mı yoksa meydana gelen, oluşan bütün zamlardan faydalanacaklar mı? Bu konu çok önemli, bu konuda ciddi manada bir sıkıntı var, düşüncede veya okumada ciddi bir sıkıntı var. Bunu çok net olarak bir açıklığa kavuşturursanız hem memur arkadaşlarımızın kafasındaki istifham çözülmüş olur hem de bizler de rahatlamış oluruz.

Ben, bütün bunları söyledikten sonra teşekkür ediyorum. Bütün bunlara cevap bulması hâlinde ki bize göre bunun cevabı var ama bunu arkadaşlarımız... Tutanaklardan da biz yarın bunları alacağız, tutanakları da -işçi ve memur arkadaşlarımızı bu noktada ikna etmek adına- paylaşacağız kamuoyuyla. Bütün bunlara da bir cevap verirseniz ben size müteşekkir kalırım. Sayın Başkanım, vaktinizi aldım kusura bakmayın.

Çok teşekkür ediyorum. Selam ve saygılarımı iletiyorum bütün Komisyona.