| Komisyon Adı | : | (10 / 77, 372, 491, 534, 693, 817, 868, 992, 1004, 1018, 1150, 1170, 1221, 1305, 1434, 1518, 1806, 1815, 1943, 2009, 2139, 2206, 2391, 2909, 2929, 3031, 3032, 3382, 3558, 3575, 3581, 3583, 3647, 3677, 3682, 3690, 3708, 3740, 3769, 3798, 3817, 3831, 3840) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Akif Özkaldı'nın, iklim değişikliği ve Türkiye'de suyun yönetimi hakkında sunumu |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 30 .06.2021 |
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Teşekkür ederim Başkanım.
Hoş geldiniz Sayın Bakanım.
Evet, ben çiftçilikle uğraşıyorum ama bugün hazır sizi bulmuşken tarımın dışında bir konuyla ilgili size birkaç sorum olacak. Bence önemli bir konu, en az tarım kadar önemli. Biliyorsunuz yaz ayları geldi ve orman yangınları tekrardan hortlamaya başladı. Burada bize yapılan sunumlarda orman yangınlarında iklim değişikliğine bağlı olarak artış olacağı, daha önce bilim insanları tarafından söylenmişti, zaten bu da rakamlara yansıyor. Bakanlığınıza bağlı Orman Genel Müdürlüğünün yapmış olduğu açıklamalara bakıyoruz. Orman yangınlarıyla mücadelede Türkiye, dünyanın en başarılı ülkesi olarak gösteriliyor. Şimdi, tabii, neye göre bakıyorlar buna? İşte, yangın başına yanan alan miktarına göre bakıyorlar. Ben Bakanlığınızın yapmış olduğu bir iki açıklamaya baktım, Bakanlığınız der ki... EFFİS'i kaynak olarak gösteriyor, Amerika Birleşik Devletlerinde 68 hektar, Kanada'da 76 hektar, Fransa'da 7,6 hektar, Türkiye'de 6,2 hektar; 2020 rakamı bu. Yani yangın başına yanan, zarar gören alan miktarı 6,2 hektarmış. 2020 yılında, evet, 6,2 hektar ancak 2014 yılına baktığımız zaman bu oranın 1,45 hektar olduğunu görmekteyiz. Yani 2014 yılından 2020 yılına gelene kadar yaklaşık 4 kat artış olmakta yani yangın başına yanan alan miktarında ciddi bir artış olmakta, bunun sebepleri nedir? Yıldan yıla arttığını görmekteyiz, 2014 yılında 1,45; 2016'da 2,8; 2018'de 2,6; 2019'da 4,25; 2020 yılında bu rakam 6,13. Ve bu yangınlarla mücadele konusunda en önemli müdahale gücü hiç şüphesiz ki çalışanlarımız, işçilerimiz, emekçilerimiz. En son Marmaris yangınında kaybettiğimiz Görkem Hasdemir adlı işçimizi de burada rahmetle analım, 119'uncu şehidimizmiş, Allah rahmet eylesin.
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Allah rahmet eylesin, yani çok üzüldük.
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Önemli bir vatan vazifesi görürken ne yazık ki kaybettik.
Burada önemli konulardan bir tanesi... Kamuoyunda tartışılıyor bu, size de sormak istiyorum: Biliyorsunuz kamuoyunun orman yangınları konusundaki hassasiyeti ortada, ayrıca bu alanların imara açıldığı konusunda da bir algı bulunmakta; bu algı doğrudur, yanlıdır, yanlıştır onu tartışmıyorum.
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Yanan alanlar kati surette açılmıyor.
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Ben bir algıdan bahsediyorum.
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Onu ben buradan belirteyim: Kati surette açılmıyor hatta bu konuda mevzuat da var, kanun da var.
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Yani demek istediğim şey şu: Böyle bir hassasiyet var ve böyle bir algı var. Ben "Bu doğrudur." diye bir şey iddia etmiyorum ama kamuoyunun algısından ve hassasiyetinden bahsediyorum. Hâl böyleyken yanan alanların verilerinin çok sağlıklı olması lazım fakat şöyle de bir iddia var: Kamuoyuyla paylaşılan bu yangınlarda yanan alanlarla ilgili verilerin gerçeği yansıtmadığı da dile getirilmekte. Mesela ben Türkiye Ormancılar Derneğinin bir çalışmasını, bir raporunu inceledim, İzmir Menderes'teki bu büyük yangınla alakalı. Türkiye Ormancılar Derneğinin yapmış olduğu çalışmada toplam yanan alanın 6.647 hektar olduğunu iddia etmekte. Orman Genel Müdürlüğü uzunca bu süre, bu yanan alanın 600 hektar olduğunu söylemişti fakat daha sonra kayıtlara da 4.346 hektar olarak geçti yani arada yüzde 30'un üzerinde bir fark var. Biraz evvel orman... Yani bu konuda çok hassas olunması lazım, bu verilerin daha şeffaf bir şekilde verilmesi lazım kamuoyu adına. Ve yangınlarda ilk müdahalenin işçiler tarafından yapılması gerektiğinden bahsettik yani işte, orduda bir laf vardır, "Ne kadar bombalarsan bombala ne kadar hava taarruzu yaparsan yap mutlaka oraya Mehmetçik'in, neferin girmesi lazım." denilir. Anladığım kadarıyla aynı şey orman yangınlarında da geçerli, ne kadar helikopter kullanırsan kullan, uçak kullanırsan kullan sonuç itibarıyla oraya o orman işçisinin girmesi gerekmekte ve bu insanların çok ciddi sorunları var Sayın Bakanım.
Bir kere, bu orman işçilerinin sayıları yetersiz, her arazözde 5, 6 işçi olması gerekirken -ben kendi gözlerimde şahit oldum, Turgutlu'da bir yangın olmuştu, ta Muğla bölgeden insanlar gelmiş, yüzlerce kilometre öteden gelmiş- insanlar hakikaten zor durumda. Bakıyorum arazözde kaç kişi var? 2 kişi var, 3 kişi var, bir kere bunların sayıları yetersiz.
İkincisi, bu insanlar sözleşmeyle çalışıyorlar yani dört aylığına sözleşme yapıyor, daha sonra Bakanlık isterse bu sözleşmeyi uzatıyor yani esasında bu insanların kadrolu olması lazım ve bunların ne yazık ki eğitimleri de yetersiz. Tek işçi eğitim merkezi olan Buca'daki Tınaztepe Eğitim Merkezi daha eğitime başlamadan üniversiteye devredilmiş. Bunların eğitim alanlarının, eğitim müesseselerin artırılması lazım ve bunların eğitiminin artırılması lazım. Tartışma işte, son senelerde yaşıyoruz "Orman yangınlarında helikopter mi daha iyi müdahale ediyor, yoksa uçaklar mı daha iyi müdahale ediyor?" İşte, Türk Hava Kurumuyla Tarım ve Orman Bakanlığının tartışmalarını hep daha önce gördük. Sayın Bakanımız 2021 yılı için 33 helikopter, 5 uçak, 4 İHA, insansız helikopter kullanılacağından bahsetti yangınlarla alakalı. İlk başta uçakların çok etkili olmadığını söyleniyordu, demek ki uçaklar da şartmış, bütün dünya da bu uçakları kullanıyor ki Bakanımız 5 tane uçaktan bahsetti. Ancak şöyle bir şey var: Bir sürü yangın oldu, Kaş'ta yangın oldu, Dalaman'da yangın oldu, Marmaris'te yangınlar oldu fakat biz bu yangınları söndürmek için semalarda 1 tane uçağı göremedik Bakanımız da 5 tane uçağın hizmet vereceğini söylemesine rağmen. Öte yandan uçaklar ortada yok, beri taraftan da Türk Hava Kurumuna ait 5 tane uçak üç yıldan beri hangarlarda bekletilmekte, bütün dünya uçakları yangın söndürmede, müdahalede kullanmasına rağmen. Bu uçaklar nerede yani Bakanın bahsetmiş olduğu 5 tane uçak nerede? Ne zaman faaliyete geçecek bunlar, bu konuda geç kalınmadı mı?
Ayrıca -doğru mu bilmiyorum- şöyle bir iddia var: Orman Bakanlığınız bu uçak hizmeti için ihaleye çıkıyor, tabii, ihale şartnamesinde su kapasitelerini belirtiyor, mesela "5 bin litre" diye bir kapasite belirtilmiş bir taraftan bakıyorsunuz Türk Hava Kurumunun uçaklarının kapasitelerinin, depolarının 4.900 litre su aldığı söyleniyor yani 100 litrelik bir fark için bu insan, bu Türk Hava Kurumu ihaleye giremiyor. Peki, bunda bir kasıt var mıdır? Daha da ötesi elimizde yerli ve millî bir kurum varken, Atatürk tarafından kurulmuş Türk Hava Kurumu varken, hazır, bu Türk Hava Kurumuna kayyum da atanmışken yani neden hâlen daha yurt dışından firmaların önü açılıyor, neden milyonlarca dolar ödeyerek yurt dışından kiralama yapıyoruz?
Teşekkür ederim.