| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | İstanbul Milletvekili Vedat Demiröz ve 79 Milletvekilinin; Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi (2/3622) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 26 .05.2021 |
ERHAN USTA (Samsun) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Şimdi, burada çok kısa bir... Genelinde eksik kalan bir nokta vardı: İnsanlarımız, mükelleflerimiz zor şartlar altında, o dar bir vergi tabanı içerisinde kamu harcamalarını karşılayacak vergileri veriyor, ödüyorlar. Ama "İşin bir de diğer boyutu var." demiştik yani bu vergiler nereye harcanıyor? Vergilerin harcanmasında devlet nasıl bir tasarrufa gidebilir? Yani işte böyle... Diyelim ki akaryakıt ÖTV'sini artırma veya işte zaman zaman böyle yapılandırmalar çıkarıp vergi tahsilatını artırmanın da ötesinde mevcut vergilerimizin daha düzgün, daha iyi harcamanın da yollarını bulmamız lazım. Eylem planında israfla mücadele anlamında birtakım hükümler var ancak buna ilişkin daha henüz somut bir tedbir görmedik. Yani Maliye Bakanlığımızın mutlaka bu konuda bir şey yapması lazım. Bu kamu-özel iş birliği projelerinin kamuya olan yükünü azaltacak mutlak suretle tedbir almamız gerekiyor. Yani uzatacak değilim çünkü vaktimiz yok. Kamu tüketimi yıllar itibarıyla bakarsanız toplam -kamu anlamında da bakın isterseniz merkezî yönetim bütçesi anlamında da bakın- kamu tüketiminin arttığını görüyoruz. Burada da mutlaka tasarrufa gitmemiz lazım.
Ondan sonra bir de faiz yükünün borç... Faiz oranlarındaki artışın üzerinde onunla mütenasip olmayan şekilde faiz yükü ve borç stoku artıyor. Bu özellikle 2018 Temmuzundan sonra Sayın Berat Albayrak'ın Hazine ve Maliye Bakanlığı dönemindeki yurt içerisinden altın ve döviz cinsinden borçlanmanın bunda büyük etkisi oldu. Yani bizim orada hesaplamalarımıza göre 135 milyar lira o günden itibaren önümüzdeki yıllara gelecek ilave bir yük var, altın ve döviz cinsinden borçlanmanın. Neye göre? Normal yurt içi faiz oranındaki borçlanmaya göre. Dolayısıyla borçlanma stratejisi anlamında da yapmamız gereken işler var. Bunların da mutlaka dikkate alınması lazım yoksa parayı kötü harcayalım, parayı rastgele harcayalım, ondan sonra habire milletin üzerine yüklenelim diye bir şey olamaz, Böyle bir anlayış olamaz. Buna dikkat etmemiz gerekiyor.
Diğer bir husus, vergisini zamanında ödeyen mükelleflerin mağduriyetini giderecek, mutlak suretle... Bu işler artık kurumsallaştı yani anlaşıldı ki asgari her yıl bir yapılandırma çıkıyor. Veya dürüst mükellefler var, olabildiğince vergisi düzgün olan mükellefler var, şimdi onları da artırımında konuşacağız. Yani vergisini olabildiğince fazla veren onun yüzde 30'unu vererek daha fazla vergi vererek barışıyor devletle böyle bir durum var, bu çelişkileri gidermemiz gerekiyor.
Son husus da bu 0,35 konusu. Şimdi, 2016'dan sonra malum 0,35. Bu zannediyorum o 2017'de çıkan yapılandırmada o zaman tabii yurt içi ÜFE daha düşük olduğu için onunla biraz oranlı, uyumlu olacak şekilde küçük bir oran tespit edilmişti. Fakat daha sonra üretici fiyat endeksi enflasyon hızlandı. Yani yüzde 4,2'yle eğer biz yapılandırmayı bir defa yaparsak problem yoktu, 2 defa oldu, şimdi 3'üncüsü oluyor. Bundan sonra hep beklenti bu şekilde olursa "Nasıl olsa devlet son dönem borçları çok düşük faiz oranlarıyla yapılandırıyor." anlayışı hâkim olursa önümüzdeki dönemde hakikaten zaten ilave olarak birtakım insanların vergi ödememe alışkanlığı vardı, bunları daha da kamçılarız. Burayı ucuz kaynak olarak görülmemesi lazım. Türkiye Cumhuriyeti devleti içerisinde yaşayan, hizmet veren, para kazanan herkes devletin harcamalarını finanse edip vergi ödemekle yükümlüdür, yeter ki devlet adil olsun. Burada benim şeyim şu yani bakın bunu bir muhalefet partisi milletvekili olarak söylüyorum: Bu 0,35'in tekrar bir gözden geçirilmesi lazım. Ancak 2020 yılında olanları da belki hiç faiz almayalım. Çünkü 2020'de hatta onu ayrıştırabiliyoruz nasıl olsa sektörleri hakikaten pandemideki gelir kaybından dolayı insanlar vergi ödeme yükümlülüğünü yerine getiremediyse orada 2020 için hiç faiz almayalım. Ancak önceki yıllarda bu kadar ucuz bir kredi faiz oranıyla diyeyim ben, tamam mı, bu yapılandırma yapılmasında bunun kurumsallaştığı algısının da oluşturulmasının bizim ülkemize zararı olur, milletimize bir faydası olmaz.
Kapsama ilişkin de 2 tane küçük şeyim var Sayın Başkan: Esnafı söyleyecektik, esnaf odalarına ilişkin aidatlar konusu. Onu Esnaf Sanatkârlar Odası söyledi, tamam bizim de talebimiz o şekildeydi. Bir de Ziraat Bankasına çiftçi borçları. Biz bunu geçen sefer de şey yaptık Sayın Vekilim, bunu almak lazım bu kapsama. Hele hele bu yıl bir de kuraklık var, sıkıntı had safhada. Yani bakın, işte, istatistiklere gelecek değilim ama AK PARTİ hükûmetleri döneminde tarım hasılası 9 kat artarken tarım borçları -yani kurumsal borçlar anlamında, dışarıya olan şahıs borcunu bilmiyoruz ama banka ve tarım krediye olan borçları- yaklaşık 59 kat artıyor. Şimdi, bu kadar hızlı gelirle mütenasip olmayan bir borç artışı var. Kazanamıyor, görüyoruz hepimizin işte kırsal alanda seçmenlerimiz var. Dolayısıyla burada bir rahatlama getirmemiz gerekir diye düşünüyorum. Bunun da bu anlamda kapsama alınması faydalı olacaktır diye değerlendiriyorum.
Teşekkür ederim.