| Komisyon Adı | : | TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Hayvanları Koruma Kanunu ile Türk Ceza Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/3727) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 06 .07.2021 |
TAMER OSMANAĞAOĞLU (İzmir) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Değerli Komisyon üyeleri, kıymetli milletvekilleri ve STK'lerimizin temsilcileri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bugün burada bu kanunun görüşülüyor olması gerçekten de hepimizin adına sevindiricidir. Milliyetçi Hareket Partisi 26'ncı Dönemde hayvanların bir mal değil bir can olduğunu ifade ve ilan eden kanun çalışması, liderimiz Sayın Devlet Bahçeli'nin 2018 yılının Temmuz ayında hayvan haklarının düzenlendiği bir kanun teklifinin hazırlanması için bulunduğu çağrı ve 25/7/2018 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına teklifimizin sunulmasıyla başlayan sürecin bugünlere gelmesi hepimiz için mutluluk vericidir. Ortak aklın ortaya çıkmasıyla bugün önümüzde duran kanun teklifinin vücut bulmasında emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.
5199 sayılı Yasa'nın yetersiz olması, hayvanları bir mal veya meta olarak gören anlayışın, hayvanlarımızın can güvenliğini sağlamak bir yana yaşam hakkını da tehdit etmesi, sokakta yaşayan canlarımızın sahipsiz olarak nitelendirilmesi ve bunun sonucunda bir meta olarak...
(Uğultular)
TAMER OSMANAĞAOĞLU (İzmir) - Başkanım, çok özür dilerim insicamım bozuldu konuşma için.
BAŞKAN YUNUS KILIÇ - Evet, arkadaşlar, hatibi dinleyelim lütfen.
TAMER OSMANAĞAOĞLU (İzmir) - ...bile kabul görmemesi, hayvanlara karşı işlenen sapıkça suçların mevzuatımızda yer almaması, sayıları giderek artan sokak hayvanlarının yaşam hakkının gasbedilmeden popülasyonunun kontrol altına alınması, tedavilerinin sağlıklı bir ortamda yapılabilmesinin bu kanun teklifinin hepimizin emeğiyle ortaya çıkmasındaki payı tartışılmazdır. Neredeyse her gün karşılaştığımız hayvanlara karşı işlenen iğrenç suçların hepimizi sarstığı, hepimizin yüreğini sızlattığı da bir gerçektir. İnsanlıktan nasibini almamış organizmaların küçücük ve savunmasız hayvanlara reva gördüğü şiddet ve işkencelerin cezasız kalması muhatapları için utanç verici olduğu kadar buna sebebiyet veren statü sahipleri için de büyük bir vebaldir. Bugün söz konusu vebalin ortadan kalkması için atılan bu adım bu sebeple çok daha değerlidir. İnanıyorum ki, işkenceler sonucunda öldürülen minik bedenlerin omuzlarımıza yüklediği vebalin altında ezilmekten hep birlikte kurtulmak insan olan herkes için büyük önem arz etmektedir. Dehşet verici işkencelerin, caniliklerin, sapıklıkların hedefi hâline getirilen hayvanlara yapılanların cezasız kalması, fiillerinin suç olarak kabul edilmemesi, varlıklarının dahi inkar edilmesi "insanım" diyen hiç kimseye yakışmayacak, hele hele Türk milletinin değerleriyle hiçbir zaman bağdaşmayacaktır. Bugün öldürülen, işkence gören patileri kesilen, her türlü şiddete maruz bırakılan, yaşam hakları elinden alınan, aç bırakılan varlıkları görmezlikten gelinen, bir tas su, bir kap yiyecekle hiçbir paranın satın alamayacağı duyguları bizlere yaşatan, merhameti, sevgiyi, sadakati, şefkati kuruyan yürekleri bile tekrar yeşerten, yeri geldiğinde yoldaşımız, yeri geldiğinde aş ortağımız, yeri geldiğinde ise sırdaşımız olan hayvanlarımızın bundan daha sahipsiz kalmaması için atılan bu adımın bir başlangıç olduğu akıllardan çıkmamalıdır. Unutulmamalıdır ki saklandığı çalılıkların arkasında diri diri yakılan yavru köpek öldü ama altında hepimiz kaldık. Unutulmamalıdır ki sapıkça muamele edilen sokak hayvanları öldü ama altında hepimiz kaldık. Bugün insanlık olarak üzerimizdeki bu vebalin altından kalkabilmek için önümüze gelen bu fırsattan dolayı emeği geçen herkese teşekkürlerimi sunuyorum.
Sözlerime son verirken her şeyin başının eğitim olduğunu, evlatlarımıza hayvan sevgisinin ve hayvanların da yaşam hakkı olduğu bilincinin yerleştirilmesinin ancak örnek davranışlarla, eğitimle olabileceği gerçeğini hatırlatmak isterim. Alınan önlemler ancak o zaman işe yarayacak, getirilen cezalar ancak o zaman tam anlamıyla caydırıcı olabilecektir. Karıncayı dahi ürkütmekten, ona zarar vermekten sakınan bir medeniyetin evlatları olarak "Merhamet edene Allah da merhamet eder." inancımızın tezahürü olarak bunu başarabileceğimize inancım tamdır. Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli'nin ifade ettikleri gibi, "Ha bir köpek yavrusunu kesmişler ha emzikteki bebeği katletmişler, mana ve muhteva olarak aralarında hiçbir fark yoktur."
Bu duygu ve düşüncelerle, kanun teklifinin gündeme gelmesinde, olgunlaşmasında, hazırlanmasında emeği geçen bütün paydaşlara teşekkürlerimi sunuyorum. Kanun teklifinin hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum.
Teşekkür ederim Başkanım.