KOMİSYON KONUŞMASI

AHMET BÜYÜKGÜMÜŞ (Yalova) - Başkanım, çok teşekkür ediyoruz, istifade ettiğimiz çok önemli bir sunum oldu. Yani özellikle görme biçimlerinden başlayarak aslında hukukun oluşumuna, bizim burada yaptığımız yasama faaliyetine de en temelde zemin teşkil eden konu, bu görme biçimleri. Bizim hem kendi içimizi hem ideolojik bakış açımız itibarıyla birbirimizle kurduğumuz etkileşimle oluşturduğumuz o evren ve mekânı kavrayışımız; tüm bunlara sanat ve kültür hayatından da örnekler vererek anlattınız.

Sadece sunumunuzda bir noktaya katılmıyorum: Bizim Grup Başkanımız çok güzel fıkra anlattığı için gülüyoruz biz -yani öyle bir şey yok- her zaman. Sadece o noktaya katılmadığımı belirtmek istiyorum.

Sorum da şu: Yine, bu, ideoloji oluşturan yönüne atıf yaptığınız tüm bu iletişim mecralarının. Gazete, tabii, bunun oluşumundaki önemli tarihsel patlama anlarından biri, yani Karl Marx'ın, bütün ideoloji tarihini dönüştüren en önemli isimlerden birinin de gazeteci olduğunu mesela düşünecek olursak aslında bu kırılmanın ne kadar temelden olduğu belli.

Yine, mesela radyo ve milliyetçilik üzerine çok değerli çalışmalar oldu radyo teknolojisinin milliyetçiliğin oluşmasına nasıl etkide bulunduğuna dair ve bugün de işte bu oluşan dijital mecralar üzerinden bir dünyanın içerisindeyiz hepimiz ve aklıma şunu getirdi bu: Peter Berger'in "Kutsal Şemsiye" kitabında her bir söylemin bir dünya yaratma girişimi olduğuna dair bir tespiti var ve aslında bu gazetenin de radyonun da diğer iletişim teknolojileri araçlarının da temel işlevi bu söylem ve dünya yaratma, dünya kurma eylemi içerisinde bir tür farklı araçlar sunması insana. Yani elimizle kolumuzda -yine, sunumunuzda belirttiğiniz- başladığımız toplayıcılıktan ya da avcılıktan aslında temelde ürettiğimiz ekonomik faaliyetin, bugün nesnelerin internetiyle yaptığımız ve işte, yapay zekâ teknolojileri kullandığımız... Hepsi arasında alttan temel bir bağlantı var fakat bugün dijital mecralarla gözlemlediğimiz şöyle bir farklılık ben görüyorum gazete, radyo ya da diğer...

Yine, Alberto Manguel'le çok güzel bir değerlendirmeniz oldu Okumanın Tarihi üzerinden. Kitapların ortaya çıkmasıyla da aslında gazetelerden önce bütün o Rönesans'ı bir anlamda inşa eden bir dünya oluyor. Fakat bugün dijital mecralarda karşılaştığımız, sosyal medya platformlarında karşılaştığımız şöyle bir durum var: Yine, siz sunumunuzda, mesela kitapların, ilk ortaya çıktığı dönemde çok küçük bir zümreye maddi kaynaklar nedeniyle ait olduğunu vurguladığınız. Bu, dünya yaratma girişimi işi çok ucuzlamış durumda; birincisi, böyle bir tarafı var, iktisadi bir tarafı var. İkincisi, anonimleşmiş durumda yani büyük kitleler bir manşet atabiliyorlar. İşte buna "hashtag" diyoruz bir platformda, insanlar yaptıkları paylaşımları belirli "hashtag"lerle ifade ediyorlar. Aslında gazetelerdeki manşetlerden de bir farkı yok bunun ama oluşan fikir, oluşan o dünya yaratımı ve bizim kendimizi onun içinde var etmemiz büyük bir anonimlik içerisinde gerçekleşiyor. Bir kişi, grup da olmayabiliyor genelde. Aslında o bütün -yine, tırnak içinde kullanacağım bu ifadeyi- medenileşme sürecinin tam zıttı bir kabile gibi davrandığımız bir yer bu dijital mecralar. Üçüncü bir farklılaşmanın da ben anlık yeniden üretim olduğunu düşünüyorum, yani çok küçük zaman aralıklarında oluşturulmak istenen bu dünyanın sürekli, yaşanan her olay karşısında yeniden üretildiğini görüyoruz. Yani hepimizin bir dijital şahsiyeti var, burada kendimize bir dünya oluşturuyoruz, bunu kendi zevklerimizle yapıyoruz ama yine, çok güzel bir noktaya değindiğiniz sunumunuzda: Biraz insanın var olma mücadelesi aslında olmak istediği ile toplumun ona sunduğu verili koşullar arasındaki çatışmanın da bir ürünü. Fakat bu üç farklılaşmayla yani bu işin ucuzlaması, neredeyse bedavaya yapılıyor olması, büyük kitlelerin bir kabile gibi davranarak bu dünyayı yaratması, onun ürettiği gerçekliğe inanması ve yine, bu medenileşme sürecinin hep ortak kamusallıklar yaratma yönü vardı, bunun âdeta terk edildiği bir o dönemi yaşıyoruz. Biz parti olarak başka bir gerçeklik, dünya algısı, bir şey oluşturuyoruz; Cumhuriyet Halk Partisi başka oluşturuyor ve bunun üzerinden de siyasi, fikrî, entelektüel bir tartışma... Boyutları yüksek yani sadece karar alma mekanizmalarında da bu sınırlı kalmıyor. Bu gördüğüm üç farklılaşmanın bu mecrada meydana getireceği değişim ve bu, dünya yaratma, bizim oluşturduğumuz dijital şahsiyetimiz içerisinde nasıl bir yaşam oluşturduğumuza dair fikirlerinizi merak ediyorum.