| Komisyon Adı | : | SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 24 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 17 .03.2015 |
ALİM IŞIK (Kütahya) - Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum.
Şimdi, bu madde 8'inci maddede yaptığımız tanım değişikliğiyle birlikte 2teknik ve teknik olmayan enerji kayıpları" adı altında, teknik olmayan yani kaçak kullanılan elektrik enerjisini yasallaştıran, dolayısıyla bundan sonra artık "Ben kaçak elektrik kullanmadım, dolayısıyla bu haksız ödemeye karşı yargı hakkımı kullanmak istiyorum." diyen vatandaşın hakkının elinden alındığı, dolayısıyla Anayasa'mızın ilgili maddelerine tamamen aykırı bir düzenleme içermektedir. O nedenle, bu maddenin kesinlikle Anayasa Mahkemesinden döneceğini bilerek karar vermenizi ve bu değerlendirmelerimizi bu çerçevede dikkate almanızı özellikle istirham ediyorum. Tekrar ediyorum, eğer bu ülkede kullandığı elektriğin bedelini ödemeyen bir kişi varsa vatandaşlık hakkını yerine getirmiyor, dolayısıyla bu ülkeyi tanımıyor demektir. Sebebi ne olursa olsun bu ülkenin 21 elektrik dağıtım şirketinden 18 adedi kanuni hakları çerçevesinde kayıp ve kaçak elektrik oranını mümkün olan en düşük düzeye indirmek için çalışıyor, vatandaşları da bu ölçüde ikna ediyor ve çaba gösteriyorsa buna uymayan 3 dağıtım şirketinin Türkiye'de kullanmış olduğu enerjinin önemli bir bölümünü -yüzde 75'lerin üzerine çıkan yer de var, yüzde 30'ün üzerinde olan yer de var- ortalama yüzde 60'lık bir bölümünü göz göre göre kaçak kullanıma harcattırıyorsa, "Bunu biz kanunla vatandaşın tamamına yayalım ama itiraz eden vatandaşın da, başka bir bölgenin vatandaşının da mahkemeye gitmeyecek şekilde önünü keselim." şeklindeki bir düşünceyle bu düzenlemeler yapıldıysa -ki öyle görünüyor- bunun hukuki bir tarafı yoktur, vicdani bir tarafı hiç yoktur ve Anayasa'ya aykırıdır. Şunu diyebilirsiniz: "Bu ülkenin Cumhurbaşkanı da, bakanları da, Başbakanı da yeri geldiğinde Anayasa'yı tanımıyor." Tanımayabilirler, onların sorumluluğu mutlaka kendi dünya görüşleri içerisinde, kendi vicdanlarında tartışılacak, yeri geldiğinde, zamanı geldiğinde bu ülkenin yasaları çerçevesinde hukuk önünde de mutlaka sorgulanacaktır. Ama, biz Komisyon olarak bu yanlışı yapamayız. Bu maddenin geçmesi demek, son fıkrada da görüldüğü gibi "Ürün veya hizmet bedeline ilişin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda, tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, ürün veya hizmet bedellerinin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimiyle sınırlıdır." deniyor. Yani, deniliyor ki: "Kurum, haksızlığa karşı müracaat etmiş vatandaşımızın bu dilekçesini alıp işleme koyamaz. Vatandaşın davaya müracaat hakkını elinden alıyoruz." Bunu yapamazsınız, bu yapılamaz. Yani, bir yere dünya görüşünüz doğrultusunda "Söz verdik, biz sözde çözüm süreci aksamasın, onun için 2015 yılı sonuna kadar hele hele bir AKP Hükûmetini bir idare ettirelim." Bunu yasal düzenlemeye koyamayız. Onun için bu son derece yanlış bir düzenlemedir ve kesinlikle bu maddenin bu tasarıdan çıkartılması bu ülkenin hayrınadır, devletin hayrınadır, memleketin geleceği için hayırlıdır diyorum.
Bu vesileyle Sayın Hükûmetimizden özellikle bu 3 elektrik dağıtım şirketinin, Dicle, Van Gölü ve Aras dağıtım bölgesinin şu anda tahsil edilemeyen enerji miktarı ne kadardır, bunun TL cinsinden değeri nedir?
BAŞKAN - Sayın Müsteşarım, vekilimizin istediklerini yarın sabah mümkünse...
ALİM IŞIK (Kütahya) - Yani, özellikle yarın için hazırlık yapabilirlerse...
BAŞKAN - Yarın 10.30'daki toplantımıza rica ediyoruz.
ALİM IŞIK (Kütahya) - 77 milyon insana biz ne kadar bir yük getiriyoruz? Bundan sonra da bu düzenlemenin geçmesi hâlinde her yıl her vatandaşımız kullanmadığı bir elektrik bedeli olarak ne kadar ödeme yapacak? Bunu özellikle öğrenmek isterim. Hem enerji birimi cinsinden hem de bunun bugünkü tarifeler üzerinden TL cinsinden değerleri nedir? Kaçak kısmının miktarı, bir de kaçak olmayıp da faturalandırılmış ama devletin tahsil edemediği, bugüne kadar alamadığı elektrik bedeli nedir? Biz bunu bir bilelim. Her vatandaşımız da şunu bilsin: Yani, bugün vergi veren iş adamı, maaşından peşin vergi kesilen devlet memuru, kamuda çalışan işçi kime, kimin için, ne kadar kaynak ayırıyor, dolayısıyla kendi geleceğinden, çoluğunun çocuğunun geleceğinden her ay kimin için ne ödüyor, ödediği 100 liralık faturanın ne kadarı bu elektrik hırsızlığı için gidiyor? Bunu bilmek zorunda, bizim de bilmemiz lazım. Onun için herkes bu ölçüde bu maddeyle ilgili vicdanını yoklamalı.
Vereceğimiz önergelerde özellikle bunun tasarı metninden çıkarılmasını istiyoruz. Çıkarılması hâlinde mevcut sorunun çözümü konusunda başka yöntemleri, başka sistemleri deneyebiliriz, hep beraber bunu kararlaştırıp doğru bir yol bulabiliriz. Bunun da yolu belli, defalarca söyledim, yine de kayıtlara geçmesi için bir kez daha söylüyorum: Bölgesel bazda tarife uygulamasını getireceğiz, o zaman bu elektrik şirketi kendi bölgesindeki kaçağın daha aza indirilmesi için devletten de alması yardım varsa alıp buna göre çalışacak. Komşu iki vatandaştan birisi aynı bölgede olduğu hâlde, kaçak elektrik kullanmıyor da diğerinin kullandığı kaçak elektrik faturasına ortak oluyorsa inanıyorum ki komşu diğerini uyaracak, "Kusura bakma." diyecektir. Yoksa ülkenin bir bölgesindeki kaçak elektriği hiç kaçak elektrik kullanmayan başka bölgedeki insanların üstüne yıkarak, omzuna yıkarak onların cebinden para alma konusu doğru bir çözüm değildir, onun için bu konuyu özellikle bir kez daha vurgulamak istedim.
Dolayısıyla, bu maddedeki düzenlemelerin tamamı hem Anayasa'ya aykırı hem vicdana ve insan haklarına aykırıdır. Hukukun arkasından dolanmaya gerek yok, doğru çözüm bulalım diyorum.
Teşekkür ediyorum Başkanım.