KOMİSYON KONUŞMASI

RIDVAN TURAN (Mersin) - Ben İstanbul vekillerini rahatlatayım o zaman. Ben Mersin Milletvekiliyim ama konunun önemine binaen çalışmaların sorunlu olan bölgede yapılmasının daha anlamlı olacağı kanısındayım; geliriz, gideriz sonuçta, çok fazla problem değil. Bununla birlikte, örneğin başka iletişim yolları kullanılabilir; konferans programları üzerinden görüşebiliriz çok elzem olduğunda, kuşkusuz yüz yüze toplantının üzerine onun kadar fayda sağlayacak başka bir yöntem yok ama çok ihtiyaç duyulduğunda online toplantılar da düzenlenebilir. Ben de Marmara'nın bir denizler sistemi olarak ele alınması ve meselenin böyle değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Marmara, aslında, iki denizin izdivacından doğmuş, biraz "astımlı bir bebek gibi" oşinografların tarifiyle. Dolayısıyla aslında Marmara'ya dair yapacağımız araştırma, olumlulukları ve olumsuzluklarıyla önümüzdeki dönemde Karadeniz'de nelerle karşı karşıya kalabileceğimizi ya da Kuzey Ege'deki durumun ne olacağına dair önemli işaret fişekleri olabilir. Bunu şundan dolayı söylüyorum: Belli ki Marmara'da biz ciddi bir zaman kaybı yaşadık, çok uzun zamandan beri SOS veren deniz bugün artık niteliksel bir değişime uğradı. Niceliksel dönüşüm meydana geldi, geldi, işte, evsel atıklar, endüstriyel atıklar vesaire biçimiyle. Şimdi, niteliksel bir değişim izliyoruz. Bu sebeple, bizim açımızdan, her açıdan hem balıkçılık hem turizm hem bir bütün olarak ekosistem açısından çok önemli olan Karadeniz'in ve özellikle Kuzey Ege'nin neyle karşı karşıya kaldığını, biraz Marmara özelinde yoğunlaştığımızda kuşkusuz göreceğiz ve anlayacağız. Belki kötümserler, bilemiyorum. Önümüzdeki günlerde bunları hep değerlendireceğiz ama kimi hidrobiyologlar, deniz bilimcileri benzer bir kritik eşiğin Karadeniz'de de aşılmakta olduğunu söylüyorlar, yazıyorlar ve bunların tümünü dikkate almak durumundayız. O sebeple geleceğe matuf planlamaları da içerecek ama başlangıçta da özellikle, Marmara'nın şu anki fotoğrafını çekerek bundan önceki dönemdeki süreçleri ele alarak bir başlangıç yapmakta fayda var. Bu sebeple brife edilmemiz gerekiyor Bakanlık yetkilileri ve üniversitelerdeki bilim insanları tarafından. Örneğin ilk toplantıya İstanbul'da Marmara'nın durumunu anlamamızı ve kavramamızı sağlayacak bir grubun bizi brife etmesiyle başlayabiliriz, ondan sonra da ziyaretlere başlayabiliriz ama meseleye yalnızca hani teorik boyutuyla değil, bizatihi alanı gezerek, kirleticileri görerek, kirleticilerin denizle buluştuğu noktaları görerek somut bir çalışmayı da organize etmek bence mümkün olacak. Ondan sonraki süreçte de yani bu asgari bilgiye ya da subasmanına ulaştıktan sonra ondan sonraki süreçte de bu bilim insanlarının Komisyona katılmasını "fermuar usulü" derler ya bir ondan bir ondan yani alan ziyaretleriyle beraber organize edebiliriz. Burada büyükşehir belediyelerinin ve Marmara'yı kirleten özellikle evsel ve endüstriyel atıklarla kirleten beldelerin, illerin belediyeleriyle mutlaka ve mutlaka görüşmek gerekir, bunları da planlama içerisine dâhil etmek lazım. Oluşturacağımız bir çalışma programında mümkün oluyorsa her hafta bir toplantı ya da ziyaretle donatıp ona göre devam etmek gerekir diye düşünüyorum. Tümü değil ama ağırlıklı olarak toplantıların -belki tümü değil, tümü de olabilir ayrı mesele ama- İstanbul'da olmasının da faydalı olacağı kanısındayım.