| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin (2/3740) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 12 .07.2021 |
ERHAN USTA (Samsun) - Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, değerli Komisyon üyeleri, Sayın Bakan Yardımcıları, değerli bürokratlar, değerli basın mensupları; hepinizi öncelikle saygıyla selamlıyorum.
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sayın Katırcıoğlu...
ERHAN USTA (Samsun) - Bu şartlarda nasıl konuşacağız, onu da bilmiyorum.
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sayın Katırcıoğlu, arkadaşlar, lütfen, hatip konuşuyor.
EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - Affedersiniz.
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Buyurun.
ERHAN USTA (Samsun) - Tabii, böyle bir torbanın -hani torba gördük de, bu kadarını da pek görmemiştik- genelini konuşmak çok zor yani yine hani böyle çok farklı maddeler oluyordu ama bir genel bir perspektif oluyordu, tabii bu torbada hiçbir şey yok, bir perspektif yok, efendim, bir bütünlük yok, hepsi birbirinden bağımsız ve birçoğu da bizim Komisyonumuzu ilgilendirmeyen hususlar. Yani buradan günün sonunda "Kaliteli bir yasa yaptık." demek çok zor olacak, birçok konu hiçbir şekilde belki de yani uzmanlık alanımıza girmeyen konular, onlarla ilgili biz ne diyebiliriz, bu anlamda kalitesiz bir faaliyet burada yapılacak; bu endişemi ifade etmek istiyorum.
Sunumla ilgili olarak, Orhan Bey'in sunumu neler getirdiğini söyledi fakat getiriliş gerekçeleri yani bu şey niye yapıldı, onlar yeteri kadar söylemedi. Benim not aldığım kadar bir iki maddede o söylendi, TÜİK maddesinde ve çekle ilgili gerekçe söylediniz ama diğer maddelerde hemen hemen hiç gerekçe söylemedi. Hâlbuki bunun yani az çok ne getirdiğini biliyoruz da, niye getirildiği konusu zaten şeydeki gerekçede de yetersiz, kanun teklifindeki gerekçede de yetersiz, sunumda da onu maalesef göremedik.
Şimdi, tabii, buradaki birçok maddenin, işte, geçmişte çok kısa süre önce Mecliste tekrarlanan maddeler olduğunu, görüşülen, yapılan maddeler olduğunu da biliyoruz, bu da yine aynı sıkıntıdan kaynaklanıyor; hem torba yasa olması hem ihtisas komisyonlarında görüşülmemesi hem de buraya gelirken, işte, yeteri kadar komisyonda tartışılamaması gibi nedenlerle veya Meclis iradesinin özellikle Cumhur İttifakı açısından belki bazı maddeleri değiştirme konusunda yeteri kadar tecelli etmemesinden ötürü tekrar tekrar bazı konuları burada tartışmak durumunda kalıyoruz; bu da çok hoş bir durum olmuyor.
Şimdi, tabii, genelini konuşmak zor ama birkaç maddeyi, birkaç önemli gördüğümüz hususu burada dile getirip geneli de daha sonra, diğerlerini de maddelerde yeri geldikçe konuşuruz. Bu, tütün meselesi önemli, bu yetki belgesi, bakanlıktan yetki belgesi almadan veya bildirimde bulunmadan tütün ticareti yapanlara bir ceza getiriliyor; bunun da yürürlük maddesini şimdi erteliyoruz.
Tabii, bu kanunun kendisi yanlış. Ha, yürürlük maddesinin ertelenmesi doğru fakat en azından şunu yapalım: Yani bunu yeteri kadar çalışacak bir vaktimiz olsun yani yıl sonu çünkü, işte, Meclis açılacak, ondan sonra malum, Sayın Başkan, bütçe kanunu gelecek, fazla vaktimiz falan olmayacak yine paldır küldür bir şey yapılacak; hiç olmazsa bu ertelemeyi bir miktar daha uzatmakta fayda var. Yani hani, kanunun topuna bakılması lazım ama o olmayacaksa bile uzatmayı bir miktar daha erteleyelim, yoksa tekrar benzer işleri yapmak durumunda kalacağız. Burada, vatandaş sokakta, vatandaş mağdur, sadece ticaret yapanlar değil, tabii, ticareti yapılamadığı zaman bir şeyin, üreticisi de mağdur oluyor, bu anlamda bu mağduriyetlerin azaltılması lazım.
Şimdi, burada eleştiriler oldu, arkadaşlar, "Ya, uluslararası kartellerin hakları korunuyor bu düzenlemelerle." denildi, tam tersini iddia ediyor Cumhur İttifakı'ndan veya AK PARTİ'den arkadaşlar. "O zaman vatandaş da uluslararası kartellerle mi iş birliği yapıyor." Vatandaşa bunu söyleyebilir miyiz? Vatandaşın burada canı yanıyor, bunu net bir şekilde görüyoruz, Hükûmetin de bu canı yanan vatandaşın sesine kulak vermesi gerekir. Özellikle, Adıyaman bölgesi, o bölge zaten ciddi sıkıntı içerisinde, fakirlik içerisinde onları daha fazla fakirleştirecek, onları üretimden daha fazla uzaklaştıracak adımların atılmaması gerekir. Bu konuda hassasiyet gösterilmesi gerekir.
Şimdi, OHAL'le ilgili 3 tane düzenleme var, OHAL meselesi. Arkadaşlar, 15 Temmuz darbe girişimi, hain bir darbe girişimidir. Her platformda, her defasında bunu lanetledik fakat bu da şu demek değil... Artık Türkiye'yi normalleştirmek lazım. İki yıl OHAL yasaları çıktı, OHAL düzenlemeleri oldu, yasalar değil de OHAL'in uzatılmasına ilişkin dörder aylık düzenlemeler oldu. Onların birçoğunda ben de hep olumlu oy kullandım ve olumlu yönde de konuştum ancak şimdi onun üzerine bir üç yıl uzattık bunu kanunla. Arkadaşlar, şimdi, tekrar bir üç yıl daha OHAL'in yani -OHAL'e ilişkin düzenlemelerin daha doğrusu- OHAL hâlinin uzatılmasının bir mantığı yok. Artık Türkiye'yi demokrasiye döndürmek lazım. Ya, bunu nasıl izah edeceğiz? İki artı üç, artı üç; sekiz yıl. Ondan sonra tekrar gelip gelmeyeceği hususu da belli değil, belki ondan sonra temelli diyeceğiz ki "Arkadaş, demokrasiyi kaldırdık." filan. Türkiye böyle bir noktaya gidiyor ve Türkiye önümüzdeki seçimlere her hâlükârda -bu düzenleme çıkarsa yani- yine OHAL ortamında girecek. Yani bunun Türk demokrasisine verdiği zararı herhâlde hepimiz biliyoruzdur, ekonomi kısmını da ayrıca söyleyeceğim. Ekonomiye verdiği zarar zaten haddinden fazla. E, bu bizi fakirleştiriyor, bu bizi yokluya mahkûm ediyor. Ya, terörle mücadele edilsin ama terörle normal koşullarda mücadele edelim yoksa hiç kimse terörle mücadele etmeyelim demedi. FETÖ terörüyle de PKK terörüyle de bütün terör örgütleriyle en etkin şekilde mücadele edilsin hatta FETÖ borsası...
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Erhan Bey, ama geçici 19'uncu madde Terörle Mücadele Kanunu...
ERHAN USTA (Samsun) - Hayır efendim, bunun yolu bu değil.
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Terörle Mücadele Kanunu'nun 19'uncu maddesi...
ERHAN USTA (Samsun) - Efendim "Şartları olağanüstü hâle getirerek mücadele edilsin." demiyor mu?
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Hayır, efendim, sadece terör örgütleriyle ilgili bir şey.
ERHAN USTA (Samsun) - Beyefendi...
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Siz genelliyorsunuz ama.
ERHAN USTA (Samsun) - Nasıl olur? Yani bundan önce Türkiye'de terörle mücadele yok muydu, bu uzatmalar, şeylerden önce?
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Efendim, eksik kaldığı için tamamlanıyor.
ERHAN USTA (Samsun) - Efendim, memur atılmasının ne alakası var bununla?
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Efendim, FETÖ dediğimiz yapıyı kırk yıllık geçmişiyle beraber derinlemesine bilmiyor muyuz?
ERHAN USTA (Samsun) - Neyse, sıranız gelince konuşursunuz.
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - İtirafçılar yakalanıyor.
ERHAN USTA (Samsun) - Öyle bir şey yok.
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Evet, Sayın Güler...
ERHAN USTA (Samsun) - Bu OHAL düzenidir, OHAL düzeninin uzatılmasında...
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - İyi de efendim, terörle mücadele ediyor.
ERHAN USTA (Samsun) - Ya, nasıl...
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Kanunun adı belli.
ERHAN USTA (Samsun) - OHAL olmayınca terörle mücadele edilmiyor mu?
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Hayır, Terörle Mücadele Kanunu geçici 19'uncu madde...
ERHAN USTA (Samsun) - Türkiye 1984 yılından beri terörle mücadele ediliyor.
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Kanunlar da belli.
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Evet, Sayın Güler, dinleyelim.
ERHAN USTA (Samsun) - Yani biz...
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Hayır efendim, Terörle Mücadele Kanunu bütün dünyayla eş değerde uygulanır.
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - OHAL düzenlemesi bu kanuna eklendi sonra.
ERHAN USTA (Samsun) - Efendim, terörle mücadele edilsin, terörle mücadele edilmezse biz zaten sizi eleştiririz. Terörle mücadele en sıkı şekilde, en sert şekilde ama hukuk içerisinde ama normalleşmiş Türkiye...
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Daha yeni bakın Orta Asya İmamı yakalandı ya.
ERHAN USTA (Samsun) - Sayın Başkan, bu arkadaşın bir özelliği mi var, bilmiyorum ben, Komisyon üyesi mi, onu da bilmiyorum da yani sürekli müdahale ediyor. Bırakın, sıranız geldiğinde... Lütfen, istirham ediyorum, şey yapın.
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - İfadenizi geri alın "Bu adamın."
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sayın Güler...
ERHAN USTA (Samsun) - "Arkadaşın" dedim, "Bu arkadaşın." dedim.
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Ben milletvekiliyim yani...
ERHAN USTA (Samsun) - Sayın milletvekili...
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Adalet Komisyonu üyesiyim
ERHAN USTA (Samsun) - Sayın Milletvekili... Bak, Adalet Komisyonunu ilgilendirdiği ne kadar belli değil mi?
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Evet, o yüzden imza sahibiyim.
ERHAN USTA (Samsun) - Yani, evet, lütfen, Adalet Komisyonunda yapsaydınız keşke bu tartışmaları.
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sayın Güler, lütfen.
ERHAN USTA (Samsun) - Ya, imza sahibi... İmza sahibi olmak benim sözümü kesmenizi mi gerektiriyor beyefendi?
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Hayır...
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sayın Güler, hatibi dinleyelim.
ERHAN USTA (Samsun) - Sürekli aynı şeyi yapıyorsunuz.
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Arkadaşlar...
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Yanlış beyanlarınızı düzeltiyorum.
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Abdullah Bey...
ERHAN USTA (Samsun) - Yanlış beyan filan yok, benim beyanımı düzeltemezsiniz.
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Sizin öyle bir misyonunuz mu var burada?
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sayın Güler...
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Terörle mücadele o zaman "etmiyor" diyorsunuz.
ERHAN USTA (Samsun) - "Terörle mücadele yapılsın." diyorum. "Türkiye'de FETÖ borsası olmuştu." deniliyor, sizin milletvekiliniz söylüyor. Buna mâni olun bir şey yapacaksanız eğer.
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Olunuyor, hepsi olunuyor.
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Evet, Sayın...
ERHAN USTA (Samsun) - FETÖ borsasını oluşturacaksınız ondan sonra terörle mücadele yapacağım diye...
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sayın Usta, karşılıklı konuşmayalım.
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Kim oluşturuyor?
ERHAN USTA (Samsun) - Bu Hükûmet oluşturuyor, bu iktidar oluşturuyor, bu iktidar döneminde oluşuyor. Ne konuşulacak başka.
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Tamam efendim, tamam.
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sayın Güler, lütfen, yeterli.
ERHAN USTA (Samsun) - İstirham ediyorum.
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sayın Usta, buyurun.
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Yapmayın ya böyle bir üslup mu var?
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Buyurun, devam edin.
ERHAN USTA (Samsun) - Böyle bir şey yok ki, böyle bir usul yoktu Sayın Başkan ya!
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sayın Güler, müdahale etmeyelim lütfen, hatibe müdahale etmeyelim.
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Ama farklı beyanlarla yanlış anlatıyor.
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Arkadaşlar, bir dakika, müsaade edin.
Yani böyle yapıcı bir iki kelime, karışlıklı bir şeyler olabilir. Tabii, burada birlikte münazara yapıyoruz ama hani karşının konuşmasına engel olma şekline getirmeyelim bunu.
ERHAN USTA (Samsun) - Alışkanlık hâline getirdi.
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Alışkanlık filan değil efendim,, çalıştığımız metni savunuyoruz.
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sayın Usta...
ERHAN USTA (Samsun) - Çalıştığın metni sıran geldiği zaman savunursun Sayın Milletvekili.
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Ben size söz vereceğim, Sayın Güler'e söz vereceğim.
ERHAN USTA (Samsun) - Ya, ben isminizi bilmediğim için isimle hitap edemiyorum. Yani sıranız geldiği zaman metninizi savunursunuz. Tamam sataşın, bir şey de değil ama yani sözün tamamına... Bakın, ben duruyorum, siz konuşuyorsunuz; böyle bir usul yok.
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Evet...
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - "Terörle mücadele edilmiyor." diyorsunuz. Nasıl edelim o zaman?
ERHAN USTA (Samsun) - Efendim, normal koşullarda mücadele edin, bunları, bu düzenlemeleri...
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Anlatın normal koşulları.
ERHAN USTA (Samsun) - O zaman niye bunu madem sürekli madde olarak getirmiyorsun?
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sayın Güler beni duymuyor galiba.
ERHAN USTA (Samsun) - Yani eğer bu dediğiniz şey normal olmuş olsa bunu sürekli madde hâline getirirsiniz.
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Başkanlık Divanının uyarılarını duymuyorsunuz.
ERHAN USTA (Samsun) - Değil mi?
Yanlış mı söylüyorum arkadaşlar?
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Lütfen...
ERHAN USTA (Samsun) - Üç yıl uzatacağınıza "Sürekli maddedir bu." deyin.
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - ...yine konuşmasına devam etsin.
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sayın Usta konuşmasına devam etsin, size de söz vereceğim.
Sayın Usta buyurun, devam edin.
ERHAN USTA (Samsun) - Hayır, bakın bu terörle mücadelenin olmazsa olmazıysa Sayın Vekil, o zaman bunu sürekli madde hâline getirin, tamam mı? O zaman deyin ki bu sürekli maddedir. Bak, uzatılma... Demek ki olağanüstü bir şey yapılıyor. Yani belli bir süreye has bir şey yapılıyor ve bu 2+ 3+3 şeklinde oldu. Yani bunun eleştirilmesi kadar normal bir şey... Ya, bunun getirilmesi kadar yanlış bir şey olamaz. Bunun eleştirilmesi çok normal. Bunu hepinizin eleştirmesi lazım. Ben eminim ki AK PARTİ milletvekillerinin birçoğunun buna karşı içerisindeki hissiyatı normal değil. Benimki, tabii, sadece bir tahmin yani çok önemli değil, anlatabiliyor muyum? Yani bu eğer bu işin olmazsa olmazıysa dediğim gibi, o zaman bunlar sürekli madde hâline getirilsin. Niye uzatmalarla uğraşıyoruz? Terörle mücadele elbette edilmesi lazım. Ülkemizde ciddi terör sorunu var. Terör sorununun gerekçelerine girmiyoruz. Bu terör sorunu AK PARTİ hükûmetleri tarafında önemli ölçüde çoğalmıştı. 2002'de aldığınız Türkiye'de 1 şehit vardı yılda.
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Ya, 1 PKK'lı kalmadı gömüyoruz hepsini. Yapmayın ya!
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Bir dakika, bir dakika.
Sayın Usta, süreniz bitti, ek süre veriyorum.
Buyurun, tamamlayın.
ERHAN USTA (Samsun) - Bunların nedenlerine girmiyoruz ama olmuş bir şey. Türkiye'nin terörle mücadele etmesi lazım, terörle amansız bir şekilde mücadele etmesi lazım ama artık OHAL düzenlemelerinin dışına çıkarak artık demokratik bir Türkiye'de, normalleşen bir Türkiye'de bu mücadelenin edilmesi gerekir, diğer türlü yoksa Türkiye bundan zarar görür.
Şimdi, ekonomi zarar görüyor zaten arkadaşlar. Hadi, demokrasiyle ilgili uluslararası itibarımız, şunlar bunlar filan ama bunların en sonunda geldiği nokta bak, diyoruz ki Türkiye kişi başı gelir açısından son yedi yılda sürekli küçülüyor. Türkiye bunu hiç yaşamadı tarihinde bakın, verisi olan tarihte kişi başı gelir açısından Türkiye'nin yedi yıl üst üste küçülmesini hiç yaşamadık biz. En son, sondan geriye doğru gidelim. 2001 krizi, derin bir kriz diye sürekli dilinizden düşürmüyorsunuz. Türkiye bir yıl daraldı, 1994 krizinde Türkiye bir yıl daraldı. İkinci Dünya Savaşı'nda Türkiye dört yıl üst üste küçülmüş kişi başı gelir açısından. Şu anda ondan daha vahim bir durum var. Yani bunun niye nedenlerine hiç bakmıyoruz? Biz söylüyoruz da bunu bir miktar anlamaya çalışalım lütfen. İşte, bu tür davranışlar sadece bu değil tabii ki ama bu tür davranışlar Türkiye'deki güven iklimini yıkıyor, bu ülke fakirleşiyor, hep beraber fakirleşiyoruz. Bizim milletimiz daha iyisine layık değil mi? Ve sizin hükûmetleriniz döneminde bu daha iyisi oldu. Kendi Hükûmetiniz içerisindeki serüveni anlatıyorum bakın. Yani 2013 yılında geldiği seviyenin altına yedi yıldır üst üste. Hadi, bir yıl olur, iki yıl olur, üç yıl olur ama sürekli küçülüyorsa arkadaşlar, yapış tarzımızda, iktidar etme anlayışımızla yasa yapma anlayışımızda, Türkiye'yi yönetme anlayışımızda bir yanlışlık var demektir, buna bakmak lazım. Bunları olumlu eleştiri, olumlu değerlendirme olarak alın ve buradan bir neticeye varmaya çalışalım.
Şimdi, FETÖ diyoruz değil mi? FETÖ'yle mücadele edilsin diyoruz hatta siyasi ayağıyla da mücadele edilsin. Hâlâ FETÖ'nün siyasi ayağıyla ilgili bir mücadele yok. Yani bu FETÖ, Sayın Bahçeli'nin sözüydü ve ben onun Grup Başkan Vekili olarak bu sözü ben çok tekrarladım o zaman. FETÖ'nün her şeyi var, poliste FETÖ var, emniyette var, bürokraside var, sağlıkta var, eğitimde var, her yerde var. Efendim, siyasi ayağı FETÖ'nün yok, böyle bir şey var mı? Onunla niye mücadele edilmiyor? Hâlâ mücadele edilmiyor. Bakın, bir de normalleşme niye önemli? Tamam, doğru veya yanlış kararlar da alındı. Mesela 100 binlerce memur FETÖ nedeniyle işinden atıldı, bunların bir kısmı geri geldi gelmedi filan. Orada ne var tabii? OHAL yine olağanüstü hâlde yapıldığı için o kararları alan idarecilere bir sorumluluk getirmeme maddesi vardı.
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sayın Usta, lütfen tamamlar mısınız?
ERHAN USTA (Samsun) - Teşekkür ederim, tamamlayacağım.
Bu, o günün sıcaklığında normaldi çünkü yoksa eli kolu bağlanırdı ama artık arkadaşlar yani o hain darbe girişimi üzerinden beş yıl geçmiş, önümüzdeki bir üç yıl için daha konuşuyoruz. Yine bu kararı alan hiç kimseye bir sorumluluk getirmeyeceğiz. Devlette böyle bir şey yok, herkes aldığı kararın sorumluluğunu taşımak durumundadır. Yani siz suçsuz yere, günahsız yerde icabında bir kişiyi atacaksınız, belki de kendiniz FETÖ'cüsünüz yani. Bürokrat için söylüyorum, kendisini korumak amacıyla hani "Daha iyi mücadele ediyorum." diye suçsuz günahsız insanı atacak onun bugüne kadar beş yılda hiçbir sorumluluğu olmadı ama önümüzdeki üç yılda daha hiçbir sorumluluğu olmasın diyoruz. Böyle bir devlet yönetimi olmaz.
Teşekkür ederim Sayın Usta.
ERHAN USTA (Samsun) - Sayın Başkanım, bir saniye, istirham ediyorum, yani sözüm çok kesildi. Yani böyle bir şey olmaz.
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Dört dakika ek süre verdim size.
ERHAN USTA (Samsun) - Efendim, ben beş dakika konuşmadım zaten.
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Şu anda on dördüncü dakikayı bitirdiniz.
ERHAN USTA (Samsun) - Sayın Başkan, beraber yaşadık olayı. Zaten her maddede konuşacak değilim.
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Tamam, ek süre verdim.
ERHAN USTA (Samsun) - Yani bir dakikanın, iki dakikanın hesabını yapmayın.
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Hayır, "Beş dakika konuşmadım." diyorsunuz, on dördüncü dakikayı bitiriyorsunuz.
Buyurun, tamamlayın.
ERHAN USTA (Samsun) - Hayır ama... Sayın Milletvekilinin sayesinde, sağ olsun...
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Bakın, süreniz bittikten sonra dört dakika verdim ben. Sorun değil, tamamlayın.
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Erhan Bey, bana mı attın suçu? Yani sürenin yarısını ben mi yedim?
ERHAN USTA (Samsun) - Ben de onu söylüyorum zaten. Laf olsun diye konuşmuyorum ya!
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Süre meselesi yok ama yani bir yerde de bakın, bekleyen arkadaşlarımız var tabii, ben uyarı yapmak zorundayım.
ERHAN USTA (Samsun) - Tamam, teşekkür ederim, peki.
Kalanın bir kısmı madde konusu ama şu kadarını daha söyleyeyim, OHAL'den girmişken bir daha da bu konuya girmek istemiyorum. Yani bakın, bu OHAL Komisyonlarında hâlâ bekleyen binlerce dosya var, yanlış hatırlamıyorsam 25 bin civarında dosya var, Komisyonda bekliyor. Şimdi, zaten bir şey çıkmış olsaydı bunların hepsi yani atılacaktı, daha doğrusu OHAL Komisyonu karar verecekti. OHAL Komisyonu eğer bir müdahale olmazsa, bir referans olmazsa olumlu yönde karar vermiyor; bakın, bu çok net, hiç kimse buna itiraz etmesin. Dolayısıyla buna da istirham ediyorum, yeri gelmişken bunu söylüyorum, artık bu kararı versin ya, desin ki "Kardeşim..." Çünkü bu insanların mahkemeye gitme hakları olsun, Komisyon karar versin, beklet beklet beş yıl olmuş atılalı hâlâ OHAL Komisyonundan bir karar yok, bu antidemokratik uygulamanın da giderilmesi lazım.
TÜİK meselesi vardı ama onu maddesinde konuşacağım.
Peki, çok teşekkür ederim.