| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin (2/3740) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 12 .07.2021 |
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, değerli hazırun; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
18 ayrı kanun ve 2 KHK'de değişiklik öngören bu teklif üzerindeki düşüncelerimi kısaca sizinle paylaşmak istiyorum.
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Arkadaşlar, biraz daha sessiz...
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Bu teklifle birçok yasada değişiklik yapılmaktadır. Bu yönüyle torba yasa eleştirilerinde belki en fazla söylememiz gereken, en fazla tepki göstermemiz gereken tekliflerden birini konuşuyoruz. Hangi kanunda nasıl bir değişiklik getirdiğini tek tek söylemek yerine, birkaç madde üzerinde teklife dair genel bir değerlendirme yapmak istiyorum.
Değerli milletvekilleri, yasalar toplumsal ihtiyaçları karşılamak için yapılır ancak bundan beş yıl önceki OHAL koşullarının uzatılmasının nasıl bir toplumsal ihtiyaca hizmet ettiğini sorgulamak gerektiğini düşünüyorum. Ayrıca şunu da sormak gerekir: Kamu görevlilerinin görevden uzaklaştırılması, ihracı, rütbelerinin geri alınması, mesleğe ilişkin unvanların kullanılmaması gibi tedbirlerin üç yıldan altı yıla uzatılması hangi kamu kurum ya da kuruluşun ihtiyacıdır. 2016 yılından bu yana, kimin terör örgütleriyle iltisaklı olduğu, kimin sakıncalı olduğu, kimin devlet aleyhine çalıştığı hâlâ belirlenemedi mi? Bütün bunların objektif kriterleri, objektif ölçütleri hâlâ yok mu? Herkese laf yetiştiren İçişleri Bakanı -gerçi, bu aralar biraz suskun- ara sıra adını duyduğumuz Adalet Bakanı, daha çok Dışişleri Bakanı gibi davranan, sürekli bir yerlerde gezinen Miliî Savunma Bakanı, bunlar beş yıldır ne yapıyorlar? Kurumlarını, çalışanlarını, atadıkları yöneticilerini hâlâ tanıyamadılar mı? Sınavlarda mı şaibe var, atama kriterlerinde mi sorun var; neden hâlâ üç yıla ihtiyaç duyuluyor? Bu son beş yılda neyi, neleri beceremediniz, neyi çözemediniz de üç yıl daha OHAL koşullarının uzatılması isteniyor? Terör örgütlerine aidiyeti, iltisakı veya irtibatı olan şirketlere TMSF'nin kayyum olarak atanması neden üç yıl daha uzatılmak istenmektedir?
Bunca yıldır iktidardasınız ama beş yıldır ülkeyi -hem de gönüllü olarak ortaklık ettiğiniz- FETÖ'cülerden arındıramadınız mı? Kim sizi engelledi de bunu yapamadınız? Bu düzenlemeler ve konularda istediğiniz yetkiler toplumsal ihtiyaçtan değil, sizin siyasi ihtiyacınızdan, sizin kaygılarınızdan kaynaklanmaktadır. Bu iktidar bu ülkeyi yönetemiyor, hep kandırılıyor, hep de mağdur oluyor. İktidar sürekli, olağanüstü hâl koşullarını bu ülkede gündemde tutmak için çaba harcamaktadır. Tarafsız ve bağımsız yargı ihtiyacının her gün daha yüksek sesle konuşulduğu bu dönemde OHAL koşullarını uzatmak hukuku siyasetin aracı yapmak demektir, hukuku sopa olarak kullanmak demektir.
Dolayısıyla, dört değil, on dört yargı reform paketi getirirseniz de siz yargıda reform falan yapamazsınız çünkü amacınız ülkemize adaleti getirmek değildir, amacınız hukuk devletinin gereklerini yerine getirmek değildir; amacınız ve tek istediğiniz, sürenizi -iktidar sürenizi- uzatmak olduğunu cümle âlem biliyor. OHAL'in baskıcı, temel hak ve özgürlükleri sınırlayan uygulamalarıyla seçimlere gitmeyi amaçlıyorsunuz. Vatandaşlarımızı OHAL düzenlemesiyle baskı altına almak istiyorsunuz. Türkiye'de OHAL'in koşulları çoktan ortadan kalkmıştır. Bu sebeple, ivedilikle OHAL Kanunu'nun da ve koşullarının da ortadan kaldırılması gerektiğini düşünüyorum.
Değerli arkadaşlar, peki, AK PARTİ neden böyle yapmaktadır? Çünkü demokratik koşullarda seçime gitmek istememektedir, çünkü AK PARTİ seçim yenilgisinden korkmaktadır, bu nedenle de seçimleri olağanüstü hâl koşullarında yapmak istemektedir. AK PARTİ iktidarı ülkeyi yönetememe acizliğini olağanüstü hâli olağan hâle getirerek kapatmaya ve aşmaya çalışmaktadır. İşte, bugün getirdiğiniz bu düzenleme de şimdiden rahatlıkla söyleyebiliriz ki yapılacak seçimlerin güvenilirliğine gölge düşürecektir.
Değerli milletvekilleri, 18'inci yüzyılın ünlü düşünürlerinden Jean Jacques Rousseau'nun çok önemli bir sözü vardır: "Yasama, yürütme, yargı iç içe geçmişse, özgürlükler garantide değilse anayasa yok demektir. Kuvvet kimdeyse o hâkimdir." demiştir. Rousseau, sanki bugünün Türkiyesini anlatmıştır. Tek adamın yasama ve yargıyı kontrol altında tuttuğu, özgürlüklerin günden güne yok edildiği, Anayasa'nın yok sayıldığı, ülkenin sürekli olarak olağanüstü hâl koşullarında tutulduğu bir dönemi yaşıyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Efendim, bir dakikalık bir ek süre rica ediyorum, tamamlayacağım.
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Bir dakika veremeyeceğim ama sözünüzü tamamlayın.
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Tamam.
Siz bu düzenlemeyi artık yürümeyen, sendeleyen, hatta düşmek üzere olan tek adam rejimini ayakta tutmak için getiriyorsunuz, bunu biliyoruz.
On dokuz yıllık geçmişiniz hukuk garabetleriyle doludur; "Anayasa'yı tanımam." diyen bir genel başkanınız vardır.
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Evet, lütfen sözünüzü tamamlayın.
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Ülkede her gün hukuk garabetleri yaşanırken vatandaşların güvenmediği bir yargı sistemi varken sesiz kalıp durumu düzeltemeyen bir Adalet Bakanınız vardır.
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sayın Demirtaş...
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Tamam, toparlıyorum, bitirmek üzereyim.
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Hayır, toparlama değil, sözünüzü tamamlayın diye verdim.
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Tamam, tamamlıyorum.
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Lütfen...
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Terör örgütleri gibi zehirli bir yılan olan suç çeteleriyle aynı çuvala giren bir İçişleri Bakanınız vardır. Ancak yargı, hukuk ve Anayasa bir gün size de lazım olacaktır.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Nejat Abi, cümle doğru değil, böyle bir cümle olur mu ya!
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sayın Demirtaş, süreniz tamamlandı...
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Sayın Genel Başkanınız söyledi, ben söylemedim, Genel Başkanınızın sözü o benim sözüm değil.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Böyle bir cümle olur mu?
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - O söyledi ama, ben söylemedim.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Kim söyledi?
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Genel Başkanınız söyledi.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Kardeşim, kimsenin söylediği yok böyle bir şeyi ya!
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Ama Komisyonumuzda...
Arkadaşlar, müsaade edin, bir dakika...
Sayın Çelebi...
Sayın Demirtaş, sözünüz tamamlandı ama konuşmalarımızı daha temiz dille yaparsak Komisyon çalışmaları açısından daha iyi olur.
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - AK PARTİ Genel Başkanının sözünü söyledim ama...
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Öyle bir şey yok. 3 bakanı birden itham ediyorsun.
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Tek bakanla ilgili söyledim.