MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Teşekkür ediyorum.

Bu maddenin her konuda sınırlarla ilgili bir problemi var. Sayın Kuşoğlu'nun ifade ettiği "Ücretler yönetmelikle belirlenecek." Üst sınır belli; üst sınır belli ama hangi işlerde, hangi belgelerde belli değil, dünya kadar belge var. "Döviz bürosundan maden arama bürolarına" mı dediniz? Ne alakaysa yani kambiyoyla nasıl bir şeyi var, onu da bilemiyorum; ben yanlış anlamış da olabilirim. Burada ne kadar para alacak, nasıl tayin edecek? "6 milyona kadar." Döviz bürosundan 6 milyon herhâlde alınmayacak. Çok fazla. Sınırlar, her türlü izin belgesi nasıl olacak?

Sayın Durmuş'un ifade ettiği -en büyük problem- bilgi sistemleri açacaksınız onlara ve o bilgi sistemlerini açma karşılığında da bir şey ayrıca mı alacaksınız? Bilgi sistemlerini hakikaten nasıl açacaksınız? Burada dünya kadar şey var. Buradaki ifadede, gerekçede "Bu alanlar düzenlenirken hem katılımcıların mali gücünün tespiti hem de piyasaya girişlerin belli bir şekilde kontrol altında tutulması." Bu işleri nasıl kontrol altında tutacaksınız? Yani 5 milyon istedin, veremeyince "Bunun mali gücü yoktur." mu diyeceksin? Nasıl tespit edeceksin? Yani çok havada, genel; böyle bir kanun teklifi olmaz. Bu kanun teklifi şu anlama geliyor: Biz Hazine ve Maliye Bakanlığına bu konuda yetki veriyoruz. Hazine ve Maliye Bakanlığı oturacak ve kanunu yazacak. Parayı da o tespit edecek, işleri de o tespit edecek, hangi bilgileri nasıl kontrol edeceğini tespit edecek. Mali gücünü tespit etmek için hangi... Bu çok problem çıkaracak, ileride ciddi problem çıkaracak. Belki davalar açılacak, mahkeme kararları, emsaller memsaller. Yani bu düzenlemeyle biz yürütmenin işini kolaylaştırmıyoruz, bana göre işini zorlaştırıyoruz. Zaten başında dünya kadar bela var, yeni sıkıntılarla karşı karşıya getireceğiz.

Sayın genç arkadaşım, ders verdin bize ama dünya kadar da eksiklikle geldin karşımıza, dünya kadar eksiklikle geldin.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Ben ders vermedim.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Gençleri teşvik edelim biraz Mehmet Bey.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Böyle, bu eksikliklerle gelince şöyle derler, ben yıllarca öğretim üyeliği yaptım: "Otur, 1; sıfır değil ama."