KOMİSYON KONUŞMASI

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Teşekkür ediyorum.

Geneli üzerinde konuşurken de biraz ifade etmeye çalışmıştım, genel olarak bu kanun teklifinde -tabii daha evvel düzenlenmiş- sayılan tesislerin orman içinde yapılmasıyla ilgili bir problem var. Bunu ele alıp ormanı kurtarmak gerekirken ne kadar problemli iş varsa hepsini ormana yığmaya devam ediyoruz. "Kamu yararı ve zaruret olması hâlinde..." "Kamu yararı" ve "zaruret" bu kelimeler çok anlamlı kelimeler, aslında sınırları da bellidir ama uygulamada öyle kullanılıyor ki örnek verdim, bu örneği tekrar vereceğim, bu örnek çok önemli bir örnek. Burada yazan bir konu değil ama Rize İkizdere'de yani Rize İyidere'de bir liman yapılıyor, deniz dolguyla yapılıyor, bu dolgu için bazalt kayaya ihtiyaç var, bu kayanın temin edilmesi gerekiyor ve İkizdere'nin arıcılığı, yaylacılığı, deresi en zengin vadisine gidiliyor, dayatıyorlar iş makinelerini ve şu anda yıkmaya devam ediyorlar orayı. Araştırdık, üniversitelere sorduk, kıraç yani böyle boş orman olmayan alanlar var, 10 kilometre, 15 kilometre içeride alanlar var, oralarda da aynı bazalt taşları var, sert bazalt gerekiyor. Zaten Karadeniz'in taşlarının yüzde 50'si sert bazalt, dolgu için bu gerekiyor, bu taşlar var, gidip inatla oradan alınıyor. Nedir yani şimdi? Kolay mıdır, ucuz mudur? Biraz evvel soruldu, mesela hava ayrıştırma tesisinin ormanın içinde mi olması gerekiyor yoksa Anadolu'da dünya kadar alan var, niye orman? Ne problem var? Niye...

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sorularda tekrara girmeye gerek yok, onları not aldılar, sizin ayrıca...

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Beyefendi, ben nasıl konuşacağımı biliyorum, tamam mı?

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Elbette de...

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Sürem de dolmadı, konuşmaya da devam ediyorum ve konunun da içindeyim.

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Süreniz ne kadar?

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Siz kendiniz nasıl konuşulacağını öğrenin, bana konuşma öğretmeyin, böyle bir yetkiyi size vermedim.

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sayın Bekaroğlu...

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Özel olarak söylediğim bir şeyi buraya deşifre eden insansınız.

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sayın Bekaroğlu, ben...

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Sizin oraya çıkıp bu Komisyonu yönetme yeterliliğiniz de yok. Kimsiniz de siz bana ders veriyorsunuz!

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sayın Bekaroğlu, ben sadece tekrara girmeyelim diyorum.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Kimsin de sen bana ders veriyorsun? Ne konuşacağımı, neyi tekrar edeceğimi bana mı öğreteceksin!

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Çok ayıp ediyorsunuz, ben sorularda tekrara girmeyelim dedim sadece. Ayıp ya!

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Aynaya bak! Sana ayıp!

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Tekrara girmeyelim dedim, bu kadar ya.

ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Bir dakika, niye bağırıyorsunuz?

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Allah Allah! Ders veriyorsun orada, öğretmen misin sen?

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Ne demek bu!

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Yöneteceksen yönet.

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Tekrara girmeyelim dedim ben, not alınıyor, sizin ayrıca sorunuz varsa onu sorun, başka bir şey dedim mi ben size? Ne kadar ayıp!

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Ben ne konuşacağımı bilmiyorum, sen bana öğreteceksin!

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Ne münasebet! Niye öğreteyim ben size? Size öğretilecek bir şey kalmamış zaten.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Sana ayıp, git aynaya bak.

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Ayıp ya!

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Ayıpmış.

ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Sakin ol, niye bağırıyorsun?

SALİH CORA (Trabzon) - Başkanım, böyle bir usul yok ya! Bağırmak ne ya!

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Bağırıyorum, siz de bağırın.

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Ben sizin sürenize müdahale ettim mi? İstediğiniz kadar konuşun, ben sadece tekrara girmeyin dedim.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Kardeşim, tekrara falan girmiyorum.

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Ben Komisyon Başkanı olarak bunu demeyeceğim de ne diyeceğim ya!

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Dinleyin kardeşim, ne diyeceksem diyeceğim işte. Senin daha başında bir şey demeye başlamaya hakkın yok ki, konunun dışına çıkmadım, konuşmaya devam ediyorum, size hakaret etmedim, bir şey yapmadım. Ne oldu?

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Her yerde söylenir bu, tekrar edilmemesi. Bu tarzınız ne bu şekilde? Benim ehliyetime siz mi karar vereceksiniz, burada yönetip yönetmeyeceğime? Ne demek istiyorsunuz?

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Peki, nasıl konuşacağıma siz mi karar vereceksiniz?

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Estağfurullah. Ne demek efendim? Ben "Tekrara girmeyin." diyorum sadece.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Ne tekrarı?

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Buna niye bu kadar alınıyorsunuz ki?

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Neyi tekrar etmişim?

SALİH CORA (Trabzon) - Hep aynı şeyleri söylüyorsunuz.

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sabahtan beri ya...

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Ya, arkadaşlar, müzakere etmeyecekseniz...

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Buyurun tekrara girin. Hadi bakalım, buyurun, tekrara girin.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Konuşturmayacaksanız konuşmayalım.

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Ya, niye konuşturmayayım arkadaş, sürene müdahale mi ettim?

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Burada dediniz ki "Biz müzakere edelim, katkınız varsa katkı sağlayın."

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Elbette, tabii ki.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - "Bu kadar tesisi niye ormanların içine yığıyorsunuz?" diye soruyorum.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Sizden daha çok konuşan mı var ya? Ben hayret ediyorum ya, buna rağmen "Konuşamıyorum." diyorsunuz!

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Evet, buyurun, tamamlayın lütfen.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Sabahtan akşama kadar sizi dinlemek için buraya geliyoruz, istifade de ediyoruz.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Beyefendi, bakın, biraz evvel "İç Tüzük" dediniz ya...

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - "Konuşturmuyorsunuz." dediğiniz zaman haksızlık oluyor.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Gereksiz konuşma öyle. Biraz evvel "İç Tüzük" dediniz ya, İç Tüzük komisyon üyesine -bu karar da verilmiş- bu konuda beş dakika konuşma hakkı veriyor ve ben konuşuyorum beş dakika. Ne oluyor size yani?

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Kim ne dedi size?

SALİH CORA (Trabzon) - Ama nasıl, on dakikadır konuşuyorsunuz.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Ya, ne oluyor?

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Sayın Bekaroğlu, bize bir şey olduğu yok.

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Arkadaşlar, müdahale etmeyin, karışmayın.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Buyurun, konuşun, bir şey olduğu yok. Sabırla dinliyoruz, buyurun.

EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Müdahale etmeyin arkadaşlar, karışmayın siz.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Ya, işiniz gücünüz bu şekilde müdahale, gürültü yapmak, gürültü, başka da bir şey değil, konuşmanın hiçbir anlamı yok.

ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Hocam, bakın, üslubunuz çok incitici.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Konuşmanın hiçbir anlamı yok. Siz gürültü yapacaksınız, gürültü, hakkı söyleyen herkesin karşısına geçip gürültü yapacaksınız; sizin işiniz bu.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Sayın Başkanım, lütfen, rica ediyorum, cevap verdiğim zaman "Gürültü yapıyorsunuz." diye hakaret ediyor bize.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Cevap mevap vermeyin, söz alın, cevap verin.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Sözünü geri alsın.

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Yerinize oturun Uğur Bey.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Tarihte gürültü yapanların kim olduğunu da araştırın, öğrenin. Tarihte gürültü yapanlar var, gürültü yapanlar.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Bakın, Sayın Bekaroğlu, bu Komisyonun en yaşlı...

CAVİT ARI (Antalya) - "Yaşlı" diyemezsiniz.

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Arkadaşlar, bir dakika...

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Tecrübelisiniz ya, bize örnek olacağınız yerde böyle yapıyorsunuz ya. Örnek olun Komisyona ya.

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Uğur Bey, bir dakika, tamam...

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Sizi gürültü yapmakla görevlendirmişler, gürültü yapıyorsunuz.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Lütfen Komisyona örnek olun Sayın Bekaroğlu.

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Uğur Bey, müsaade eder misiniz.

SALİH CORA (Trabzon) - Komisyonun mehabetine uygun davranmıyorsunuz ya.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Susturmak, gürültü yapmak, süreyi doldurtmak sizin işiniz, hakikatler, gerçekler anlaşılmasın diye.