GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Şimdi, bu yasaya, depremler oldukça böyle ek yapıyoruz, öyle görünüyor değerli arkadaşlar ama bu yasa herhâlde... Türkiye, bir deprem ülkesi, sonuç olarak her yıl 4'ün üzerinde çok sayıda deprem söz konusu oluyor ve bu artık kaçınılmaz bir şey, her yıl yani depremler söz konusu olacak ve hasarlar da söz konusu olacak ve bu yasa maddesi sanıyorum sayfalarca böyle devam edecek. Bunun yerine -Orhan Bey, size de soruyorum, belki Bakan Yardımcımız da bu konuda tecrübeli yani geçmiş deneyimlerine binaen- yapısal bir tedbir düşünemez miyiz yani...

ORHAN YEGİN (Ankara) - Mesela?

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Hayır, kalıcı bir tedbir düşünemez miyiz?

ORHAN YEGİN (Ankara) - Söyleyin, mesela?

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Şimdi düşünüyorum. Ben size soruyorum.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Ha, anladım

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ben size soruyorum.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Ben öneriniz var sandım.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Hemen söyleyin derseniz o anda gelmeyebilir ama düşünürsem çıkarırım.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Tamam, eyvallah.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sonuç olarak, "Sizin yapısal bir tedbir düşünceniz var mı?" diye soruyorum, bu yasayı siz hazırladınız ya, hani o açıdan. Böyle geçici, palyatif tedbirler, "Her deprem olduğunda bir tane daha ekleyelim; şimdi önergeyle Van Tuşba'yı da ekleyelim; Allah korusun, üç ay sonra bir deprem daha olduğunda onu da ekleyelim." diye sürekli Mecliste yasaya bir madde daha eklemek...

Orhan Bey, beni dinliyor musunuz bilmiyorum ama ben size konuşuyorum; teklifi getiren sizsiniz ve ben size soruyorum.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Buyurun.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bakın, siz teklifi hazırlamışsınız ya, şimdi önergeyle arkadaşlarınız diyor ki: "Bak, Van Tuşba'yı unutmuşsunuz." Van Tuşba'da da...

ORHAN YEGİN (Ankara) - Bakın, unutma değil.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ne peki?

ORHAN YEGİN (Ankara) - Sayın Paylan, gerçekten büyük bir saygı ve hürmetle konuşmalarımı, açıklamalarımı yapmaya çok büyük özen gösteriyorum, bütün bilgileri doğru ve en şeffaf şekilde vermeye çalışıyorum. "Van Tuşba'yı arkadaşlar unutmuşlar." demedik.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Tamam, unutmak olabilir, unutulabilir.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Elbette unutulabilir ancak böyle demedim Sayın Paylan.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Öyle dediniz demiyorum.

ORHAN YEGİN (Ankara) - "Eylülde evrakları yetişip ancak bu karar dâhiline sokulan Van Tuşba'yı da şimdi kanun teklifine ekleyeceğiz." dedik.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Hayır, şunu diyorum: Ya, siz teklifi hazırlarken Van Tuşba yokmuş, şimdi Van Tuşba da eklendi.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Evet, böyle söylerseniz doğru ama arkadaşlar...

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Allah korusun, -bu madde sayfalarca devam ediyor- Türkiye, deprem ülkesi, üç ay sonra başka bir yerde daha deprem olabilir diyorum.

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Öneriniz mi var?

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Başka hasarlar da olabilir; bunu yapısal bir reforma çevirmek, yapısal bir kuruma çevirmek... Atıyorum, belli kurumlarımız var bununla ilgili görevlendirilebilecek. Bu anlamda yapısal bir tedbir düşünemez miyiz üç ayda bir, altı ayda bir Meclisimizin önüne yeni bir yasa getirmek yerine, bunu öneriyorum. Ya, bunu düşündünüz mü diye soruyorum ve bu konuda tecrübeli bir müdürümüz de var, Bakan Yardımcımız şu anda, geçmiş tecrübesi de var; bunu önerebilir, belki aklımıza bir şey gelebilir.

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Soralım.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Yani bu anlamda merak ediyorum. Çünkü arkadaşlar mesele şu: Türkiye, bir deprem ülkesi ve sürekli böyle sorunlarla karşı karşıya kalıyoruz ve sorunumuz şu: Bununla ilgili gerçek bir sigortalama, yani kamunun yapabileceği bir sigortalama mantığına geçilmiş değil. Bina sigortalarınıda biliyoruz, zorunlu sigortalardaki katılım oranları gayet düşük ancak millet ev alıp sattığında sigortalıyor bir yıl sonra sigortası bitiyor, onu da sigortalamıyor bir daha. Böyle bir alışkanlık da söz konusu değil yani bunu yapısal bir reforma çevirmemiz lazım. Her deprem olduğunda kamu bir yasa çıkarsın, işte yıkılan evlere şunu yapsın, bunu yapsınla bu işi sürdüremeyiz değerli arkadaşlar. Allah korusun, İstanbul depremi önümüzde, hem bu dönüşüm meselesini yapısal bir reform olarak önümüze koymamız lazım, nasıl hızlı bir şekilde insanlarımızı güvenli evlere, iş yerlerine taşıyabiliriz meselesini konuşmamız lazım hem de bu işin bu güvence meselesini yani yurttaşlarımıza konut güvencesini, bir şey yıkıldığında kamu nasıl paylaşacak, yurttaş ne kadar paylaşacak varlıklı veya yoksul olmasına göre nasıl değişecek? Yani diyelim ki bir kişinin varlığı vardır, niye kamu onun evini... 10 tane evi var, 11'incisi de yeniliyor ama kiminin başını sokacak evi yok, ona da 1 tane ev veriyor; yani buradaki ayrımları da düşünecek temel bir yapısal reforma ihtiyaç olduğunu düşünüyorum ben bir milletvekili olarak ve bu konuda da siz bunu hazırlarken bir yapısal tedbir neden düşünmediniz diye size soruyorum.