| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Ankara Milletvekili Orhan Yegin ve 45 Milletvekilinin, Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/3740) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 13 .07.2021 |
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın Cumhurbaşkanımız, geçen gün Diyarbakır'a gittiler ve Diyarbakır'da dediler ki: "OHAL'i biz kaldırdık." Tabii, bu eski OHAL yani "Bölgede yıllarca devam eden OHAL'i kaldırdık." Ne demek istiyordu, neydi? Yıllardan beri orada terör nedeniyle olağanüstü hâl ilan edilmişti, ayrı bir hukuk vardı, ayrı bir yargı sistemi vardı, gözaltı süresi vardı, her şey bambaşkaydı, keyfîlik vardı, derin devlet, olağanüstü hâl, tuhaf...
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Nerede nerede?
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - O bölgede bölgede. Siz iktidara geldiğinizde OHAL Bölge Valisi vardı, bilmem ne, paralel bir şekilde.
Son dönemin etki analizi filan yapılmamış, bu kanunlar dolayısıyla, bu OHAL'ler dolasıyla siz terörle ne kadar mücadele ettiniz, etmediniz çok belli değil, işe yaradı mı, yaramadı mı, belli değil, bir açıklama yapamıyorsunuz. Sayın birinci imza sahibi bu konuda bilgi sahibi değil, bir şey söyleyemiyor ama ben şunu kesin söylüyorum: Sayın Cumhurbaşkanı sizin partiniz iktidara geldiğinde yıllardan beri doğu, güneydoğuda devam eden OHAL, o OHAL'in nedeni olan terörle ilgili hiçbir şey yapamamıştı, sadece ve sadece terörü azdırmıştı, başka da hiçbir şey olmamıştı. Bu, tarihsel bir tecrübe olarak orada duruyor ve Sayın Cumhurbaşkanı tarafından da geçtiğimiz günlerde itiraf edildi.
Değerli arkadaşlarım, bir ülkede olağanüstü hâli gerektirecek -açık, net söylüyoruz bunları- durumlar olabilir. Bunu Anayasa'yı yapan da görmüş ve Anayasa'mıza olağanüstü hâli gerektirecek durumlar olunca ne yapılması gerektiğini o kadar açık, net bir şekilde yazmış ki... Nitekim, bunu uyguladınız, getirdiniz. Ondan sonra, olağanüstü hâlle yönetmek işinize geldi, kolayınıza geldi, Sayın İçişleri Bakan Yardımcısı da itiraf etti biraz evvel. İşlemler kolay. Normal hukukla mı yapacağız? Elbette normal hukukla yapacağız arkadaşlar, biz bir hukuk devletiyiz. Olağanüstü hâli gerektirecek durum ortadan kalkmamış idiyse yetki vardı, tekrar olağanüstü hâle devam etseydiniz. Nedir bunlar arkadaşlar? Bakın, bu olağanüstü hâl ile aynen siz iktidara gelmeden evvel bölgede olağanüstü hâlle ortaya çıkan durum, aynı durum var, karmakarışık bir şey var.
Arkadaşlar, bakın, ne diyor -sizin için muhtemelen muteber olan- Süleyman Özışık ile Hadi Özışık arasında bir video söyleşisinde Gazeteci Süleyman Özışık; bu, sizin adınıza bize sürekli küfreden, saldıran bir gazeteci, AKP'li olduğunu ilan ediyor: "Ben gerek Süleyman Soylu'ya gerek OHAL İşlemleri Komisyonuna gerek diğer mercilere masum olduğuna inandığım binlerce insanın dosyasını götürdüm, dedim ki: 'Bu insanlar masum çıkmazsa hesabını bana sorun.' Araştırmalar yapıldı, hepsi masum çıktı, iftiraya kurban gitmişti, serbest bırakıldılar."
Değerli arkadaşlar, bunlarla ilgili binlerce söylenti var. Siyasi şeyine katılıyorum Garo Paylan'ın söylediğine "Olağanüstü hâl var, ben iktidarda kalmalıyım." Onun ötesinde bir şey var, daha kirli bir şey var onun ötesinde ya da şüphesi var. Bu işler nasıl oluyor? Bu işlerin akçalı olduğuna dair bir sürü söylentiler var mahkemelere yansımış, mahkeme dosyalarına, kararlarına yansımış şeyler var. Ceza alanlar var bu konularla ilgili. Bir sektör oluşmuş durumdadır bu şeyden dolayı.
Sayın İçişleri Bakan Yardımcısı, İçişleri Bakanlığı görevini yapmadığından, yavaş yaptığından, bu işler devam ettiğinden dolayı bir sektör kurulmuş. Bu konuyla ilgili bir açıklama yaptınız mı? Binlerce insan size gelmiş, Bakanlığınıza gelmiş ve Süleyman Özışık'ın şahitliği dolayısıyla -şimdi de mafyayla ilişkileri çıktı biliyorsunuz, Sedat Peker'le falan şeyleri çıktı- bu insanlar serbest bırakılmış. Deniliyor ki: "Bu konuda insanlar, parası olanlar, gücü olanlar serbest bırakılıyor."
Bakın, arkadaşlar, siz dediniz ki: "Bu şeyler çökmüştü."
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - "Mafyayla ilişkileri çıktı." sözü doğru değil.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Yapmıyorsunuz doğru düzgün şey. Trabzon'dan örnek vereceğim, -Cemal Öztürk de burada oturuyor- Trabzon'da bu yapının baş imamı sayılacak insan orada duruyor -hiçbir isim açıklayamam- hiçbir şey yapılmadı. Hatta bugünlerde böyle çok bilirkişi oldu, televizyonlarda filan konuşuyor, ediyor, sürekli şekilde konuşuyor, ediyor. Ya, gariban insanlar gitti...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Süreniz doldu.
Son cümlelerinizi alabilirsek.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - ...Sayın Cora, buradadır, gariban insanları kurtarmak için biz defalarca gittik, geldik İçişleri Bakanlığına, Adalet Bakanlığına, hiçbir şey yapamadık Sayın Cora'yla beraber ama Süleyman Özışık yaptı, başkaları yaptı değerli arkadaşlarım.
Bakın, son cümlelerimi söylüyorum -teşekkür ediyorum- bakın, biz bu ülkeyi gerçekten bilinen anlamda bir hukuk devleti hâline getirmek istiyorsak bu maddelere sığınmaktan vazgeçmemiz gerekiyor. Bu karanlık işler, bütün bu maddelerin altında oluyor. Burada hukuk işlemiyor arkadaşlar. Açıkça yapılmıyor işler, hukukun işlemediği yerlerde karanlık işler yapılır ve bu işler hep iktidara yazılır, her şeyden evvel iktidara yazılır ve birçok insanın da günahına giriyorsunuz, birçok garibanın da günahına giriyorsunuz.