CAVİT ARI (Antalya) - Sayın Başkanım, şimdi, burada esas olan, suçluyu yakalamak tabii ki devletin görevidir, eğer ortada bir suçlu varsa bu zaten, genel hükümler çerçevesinde, devletin asli görevidir ve genel hukuk kaideleri içerisinde tespit edilmeli, yakalanmalı ve cezalandırılmalıdır; bu konuda hiçbir tereddüdümüz yok. Bu suç işleyen kişi devlete karşı da işlemişse yine aynı kararlılıkla bu süreç devam ettirilmelidir; bizim bu konuda en küçük çekincemiz yok, tam tersi bu konuda da gereken yapılmalı diyoruz ancak bakın, bu ülkede son beş senede çok farklı olaylar yaşandı. Değerli arkadaşlarımız çok güzel ifade ettiler, başta Sayın Bakanımız Abdüllatif Şener olmak üzere, gerçekten bu konuda güzel değerlendirmeler yapıldı, yine Emine Hanım da aynı şekilde. Meseleye masumiyet karinesi üzerinden de gitmek lazım. Şimdi, bu süreçte, masum olan birçok insanın bu düzenlemeler üzerinden mağdur edildiğini yaşadık yani örneğin, Antalya'da adamın hayatta ne cemaatle ne diğer herhangi bir başka cemaatle, tarikatla mümkün değil, ilgisi yok. Ama nedir? Öğretmen, sendika başkanı, temsilcisi Gelmiş, demiş ki: "Kardeşim sen bu sendikaya üye olmazsan ben seni burada yaşatmam." Kendisi cemaatin temsilcisi, öğretmene baskı yapmış, üye olmuş; hepsi bu kadar. Ama ne oldu? İktidarın yarattığı o atmosferden, cemaatin yarattığı atmosferden güç olarak sendika başkanlığı yapan kişiler dışarıda elini kolunu sallayarak yine muteber ama sadece üye olmuş ve hiçbir etkinliğine katılmamış kişi ihraç. Nerede bu adalet? İşte, bizim burada değerlendirmemiz gereken masum olan insanların hakkı üzerinden gitmek lazım. Yoksa, ortada bir suçlu varsa tabii ki cezalandırılması lazım başka bir şey. Beş yıl süre içerisinde iktidar tüm imkânlarını, gücünü kullanarak eğer bugüne kadar tespit etmediyse kusura bakmayın ama herhâlde tespit edilmek istenmedi. Yoksa ben biliyorum ki o dönemin devlet kayıtları içerisinde kimin ne olduğunu sizler daha iyi biliyordunuz. Bu olaylar oldu, ertesi günü adliyeden 28 hâkimi tutukladınız. Neye göre tutuklandı 28 hâkim? Ertesi gün, pazartesi günü neye göre tutuklanabilir? Demek ki kayıtlar var, bilgiler var. Diğer alanlarda da diğer bu işin içinde de sokakta da aynı ofisi kullanan 2 kişi, bütün mücadelesini birlikte veren 2 kişiden birisi bugün, yurt dışına kaçmış, diğer arkadaşı muteber vaziyette görevler alıyor. Bu nasıl olacak? Hani nerede adalet? 2 kişi var birlikte yol alıyor, birlikte iş yapıyor, birlikte o süreçlerde etkililer, birisi kaçmış, birisi söz sahibi.

Değerli arkadaşlar, kısacası, bakın, burada, bu getirilen yasal düzenleme artık bundan sonra muhalefete gözdağı vermek, muhalif olanlara gözdağı vermek olarak kullanılan bir baskı unsuru hâline dönüşmüştür. Bugüne kadar, beş yıl süreyle, eğer bu süreci tüm yetkilerinize rağmen çıkaramadıysanız bu da sizin birinci olarak bu konulara eğilmek istemediğinizi gösterir ya da ikinci olarak da bu konuda beceriksizliğinizi gösterir diyorum. Bu düzenlemelerin bu tekliften çıkarılması gerektiğini ifade etmek istiyorum.

Teşekkür ederim.