| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Ankara Milletvekili Orhan Yegin ve 45 Milletvekilinin, Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/3740) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 13 .07.2021 |
ERHAN USTA (Samsun) - Teşekkür ederim.
Şimdi, Hep söylüyoruz, terörün her türlüsüyle sonuna kadar mücadele edilmelidir, Hükûmetin bu konuda bir defa çok sıkı çalışması gerekir. Yalnız, şimdi, biraz daha bu FETÖ meselesine gelirsek, özellikle memurlarla ilgili, bu kamu görevlileriyle ilgili madde bağlamında konuşacak olursak şimdi, burada, şunu tespit etmemiz lazım: Bu mücadelede çok ciddi mağduriyetler yaratıldı yani çok küçük bir bu şeyle örgütle -o zaman tabii örgüt olduğunu da bilmeden- insanların bağlantısından dolayı bir sürü insan işinden, ekmeğinden oldu. Bu olur mu? Hadi diyelim ki olabilir ama eğer bu oluyorsa çok açık irtibatı olanlara da bir şey yapılması gerekiyordu yani hâlâ açık beyanları olanlar... Videoları ortada dolaşıyor arkadaşlar, 17-25 Aralık olaylarından sonra dahi videosuyla bu terör örgütüne övgü düzenler, bugün, AK PARTİ'de üst düzey siyaset yapıyor. İşte vatandaş bunu görüyor, diyor ki: Ya ben bir tane bankasına para yatırdım diye beni ekmeğimden ediyorsun, atıyorsun ama 17-25 sonrasında dahi buraya övgü düzenler hâlâ üst düzey, efendim şey, itibarlı siyasetçi olabiliyor. Şimdi burada...
SALİH CORA (Trabzon) - İYİ Parti Genel Başkanının da övgüleri vardı.
ERHAN USTA (Samsun) - Hayır, hiçbir övgüsü yok İYİ Parti Genel Başkanının, hayır efendim hiçbir övgüsü yok yani övgüsü olanları biz biliyoruz, övgüsü olanları biz biliyoruz, övgüsü olanlar bugün gayet itibarlı...
SALİH CORA (Trabzon) - Türkçe Olimpiyatlarında vardı.
ERHAN USTA (Samsun) - Bak Sayın Cora "17-25'ten sonra dahi" diyorum yani kelimelerimi seçerek kullanıyorum.
Şimdi, dolayısıyla vatandaş şunu görüyor, diyor ki: Ya ben bunları bilmem arkadaş, benim burayla hiçbir irtibatım yok. İşte, diyelim ki çocuğu bir gün dershanesine gitti ve bir davetinde yemek yedi diye insanlar ekmeğinden oldu, bakan yardımcısı var, son zamanlarda duruyor mu bilmiyorum ama bundan bir yıl öncesine kadar bakan yardımcısıydı. 17-25 sonrası Fethullah Gülen'e övgüleri olan bakan yardımcısı var Twitter'da ya, açık bunlar, açık beyanlar arkadaşlar, kimseyi suçluyor filan değiliz, isterseniz ismini söyleyeyim. Şimdi, bunlara bir şey yapılmazken en küçük şeyden dolayı insanlar atılınca, bu toplum bundan rahatsız oldu, bakın toplumun vicdanını rahatlatmak lazım. Bu mücadelede biz toplumu ikna edemedik arkadaşlar, bunu net bir şekilde görmemiz lazım. Bir yandan tabii, "FETÖ borsası" lafları, parası olan kurtuluyor, e zaten FETÖ'nün elebaşıları yurt dışına kaçtı, bir kısmına yurt içeresinde siyasetin içerisinde olanlara zaten hiç dokunulmadı ama bundan sonra küçücük meselelerden dolayı da elbette atılanların, içeride olanların hepsi öyledir demiyorum ama hemşiredir, dağın başında bir yerde hemşirelik yapıyor, öğretmenlik yapıyor, bu insanların mağdur edilmesi son derece yanlış olmuştur. Şimdi acaba bu tür şeylerle, bu uzatmalarla bu süreci mi devam ettireceğiz? Arkadaşlar artık Türkiye'nin normalleşmesi lazım gözünüzü seveyim, yani iki yıl doğrudan OHAL yaptık, üç yıl OHAL nitelikli uzatmalar yaptık, beş yıl geçti. Şimdi bunun üzerine bir üç yıl daha bu ülkeyi nereye götüreceğiz? Ha, bu ne getiriyor? Bakın, kamu görevlileri kısmını, tabii bürokraside çalıştığım için biliyorum, inanın, bildiğimiz çok spesifik olaylar var, yazıktır günahtır. Kendi kusuru var, FETÖ'yle iş birliği yapmış yönetici, "iş birliği" derken işte bir sürü irtibatı olmuş tamam mı, bana FETÖ'cü demesinler diye milletin çocuğunu mağdur ettiler ya, hiç alakası olmayan insanları görevden attılar, acımasızca davrandılar, kendi kusurunu, kendi kompleksini kapatmak için. Niye? Çünkü yasal olarak sorumsuzluk getirdi, aldığı hiçbir karardan dolayı sorumluluğu yok yani milleti ekmeğinden ediyorsun, hiçbir şekilde belki de bir şey olmadığı hâlde ekmeğinden ediyorsun, hiçbir sorumluluk gelmiyor. Böyle bir şey olabilir mi? Hadi bu ilk iki yılda oldu, olmaması gerekirken hadi üç yılda da oldu ama bir üç yılda daha her türlü eylemi yapacak bir kamu görevlisi ve bunda haksızlık da yapmış olabilecek, ondan sonra ona hiçbir sorumluluk gelmeyecek. Ya, bunu kabul etmek mümkün değil, bunu artık böyle yapmamamız lazım. Evet, benim hâlâ tabii çok tuhafıma gitti Sayın Bakan Yardımcısının verdiği rakamlardan sonra. Hâlâ tabii kripto yapısı var, onlara bir şey demiyoruz, olabilir hâlâ 10 bin kişi de olabilir ama ne olursa olsun yani örgüt bağlantısından dolayı atıyorsak örgüt bağlantısında zaman aşımı olacağını ben düşünmüyorum, örgüt bağlantısı çünkü zaten, ha belli bir suça istinadense ama o kadar da beş yılda da bu suç işleyenlerin de suçu tespit edilmeliydi, bunlar bomba attıysa, bilmem ne yaptıysa. Dolayısıyla, Türkiye'yi artık normalleştirmek gerekiyor, bunun anlamı şu değil: FETÖ'yle mücadele etmeyelim değil, FETÖ'yle köküne kadar mücadele edelim hatta siyasi ayakla mücadeleyi başlatalım, hatta yurt dışında ne kadar FETÖ elebaşısı varsa hepsini getirelim...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ERHAN USTA (Samsun) - FETÖ borsası nedeniyle para verip dışarıya çıkmış, kurtulmuş olan, bugün çok itibarlı, hâlâ iktidara yakın -isim vermemek için kendimi zor tutuyorum- isimler var, burada otelleri motelleri olan isimler var, onların hepsinin boynuna yapışalım, onları içeri tıkalım; bunlara hiç kimsenin bir şey dediği yok, olması gereken de zaten bu. Bunlar olmadığı için rahatsızız ama artık yani böyle şu memurlarla, bilmem neylerle böyle ucu açık bir şekilde, ne olacağı belli olmayacak bir şekilde, buralarda karar alanların hiçbir sorumluluğu olmayacak şekilde mücadeleyi ben doğru bir mücadele olarak görmüyorum kendi payıma. Dolayısıyla bunun yani burada...
Bank Asya... Bakın, çok açık bir şey söylüyorum: Bugün, Türkiye Cumhuriyeti devletinde sermaye piyasalarıyla ilgili üst düzey yönetici olanların her birinin öz geçmişine bir bakın, sadece bu kadarını söylüyorum. Bunların hepsi Bank Asya'dan geliyor arkadaşlar. Bugün bu arkadaşlar, üst düzey, başkan pozisyonunda. Şimdi Bank Asya'ya para yatıranı attık, Bank Asya'da Genel Müdürlük yapmış olanları şu anda en düzeyde görevli olarak tutuyoruz hâlâ her şeye rağmen. Bunun neresinde vicdan var! Evet, tamam, bu FETÖ'cü değildi, öbürünün para yatırdığı için nasıl FETÖ'cü olduğunu bilebiliyoruz? Bakın, bu para yatırma sadece FETÖ'nün çağrısı olduğu zamanlar değil. Sayın Bakan Yardımcım, emin olun, bakın, bize çok geldi bu hikâyeler, hiç ilgisiz, alakasız bir zamanda ya. Diyor ki: "Çetin Emeç'in bu tarafında oturuyor, şu tarafına... Çocuğumdan borç almıştım öbür oğlanı evlendirmek için, ondan sonra Bank Asya'ya hesap açtım, o hesabına çocuğun para yatırdım." Babası açıyor hesabı, bunun hiçbir şeyle alakası yok, düzenli olarak bin lira, 2 bin lira para yatırıyor çocuğun hesabına, bu çocuk görevden atıldı ya arkadaşlar, yapmayın, etmeyin, gözünüzü seveyim ya.
Dolayısıyla, şunu söylemeye çalışıyorum: Eğer bunları görevden atan, bu kararı alan kamu görevlilerine bir sorumluluk verebilmiş olsaydık, belli ölçüde bir şey; bu kadar sorumsuzca davranmazlardı, bu kadar bir filin züccaciye dükkânına girmesi gibi mağduriyet yaratmazlardı. Bakın, bunun sonucu ne oluyor, Sayın Bahçeli'nin sözüdür: "FETÖ'yle mücadelede, kripto FETÖ'cüler Türkiye'de mağduriyet yaratıyor." diye Sayın Bahçeli'nin sözleri var, ben, o zaman, MHP Grup Başkan Vekiliyken yani bakın, bunlar önemli şeyler, önemli tespitler. Ne oluyor? Çünkü ciddi bir mağduriyet yaratıyorsun, ondan sonra, bu toplumda bir daha...
MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Bunu herkes söylüyor.
ERHAN USTA (Samsun) - Hayır bir şey demiyorum ben. Yani Devlet Bey'in sözü daha önemli olduğu için onu söylüyorum ben. Doğru söylemiş diye söylüyorum, yanlış bir şey söylemiyorum, ben de aynısını destekliyorum.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Bu teklifler onların etkisiyle geliyor ama.
MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Hâlen operasyonlarda yakalanıyor.
ERHAN USTA (Samsun) - Ama şimdi şunu söylüyorum: Bak, kripto FETÖ'cüler iş başında. Kripto FETÖ'cüler mağduriyet yaratıyorsa bu toplumda huzur istemedikleri içindir. Bakın, bizim Fetullah Gülen denen adamdan, onunla küçük irtibatları olmuş insanları nefret ettirmemiz gerekiyordu, biz sempati kazandırdık çünkü devlet daha fazlasını, bu mücadelede yanlışları fazla yaptı, hani o fil züccaciye dükkânına girmesi meselesi gibi. Bu kez nefret etmesi lazımdı, "Lanet olsun bu adama, biz niye bunun peşinden gittik." diye insanların isyan etmesi lazımdı, bu isyan olmadı arkadaşlar, gözünüzü seveyim, buna bir bakmak lazım. Bunun arkasında nasıl bir sıkıntı var, bizi birileri mi hakikaten yanıltıyor, ediyor; bunu bir görmek lazım.
Dolayısıyla, sözü fazla uzatmayacağım ama yani bunun tabi işin... Tabii, önemli olan ülkenin bekasıdır, ülkenin varlığıdır, dirliğidir ama unutmayalım ki bu uzattığımız, bu attığımız her adımın, bu anlamdaki adımların ekonomik maliyetleri, toplumsal maliyetleri de çok yüksek. Bunları da görmek lazım, bunlar da ekonomik sorunlar da işin bir başka millî güvenlik sorunudur. Dolasıyla, Türkiye'yi normalleştirelim, mücadele edelim. Her türlü mücadeleye destek vermeye biz İYİ Parti Grubu olarak da hazırız; bir birey olarak da hazırız, parti grubu olarak da ancak bunun, şu yöntemin yani Türkiye'nin normalleştirmekten uzaklaşan yöntemin hâlâ normalleştirmeyen yöntemin de doğru bir mücadele yöntemi olduğunu düşünmüyoruz.
Teşekkür ederim.