KOMİSYON KONUŞMASI

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Teşekkür ederim.

Değerli arkadaşlar, on beş günde on beş yasa vardı hatırlarsınız 2001'de. Ben o zaman bu Meclisteydim, bu yasa nasıl çıktı, tütünle ilgili yasakların nasıl başladığını çok iyi biliyorum. Bakın, devlet, cumhuriyet falan oraya daha gitmedim, devlet zayıf olanın yanındadır yani devlet her şeyden evvel zayıf olanın yanındadır. Şimdi, Veli Bey söylediğinde aklıma geldi yani Abuzer dayı Philip Morris... Ya, bırakın, Abuzer dayı Philip Morris'le bu tütün işinde gerçekten rekabet eder ama bizim devletimiz, bizim vergilerimizle kurulan devletimiz millî ve yerli olduğu iddiası olan bir iktidar döneminde Abuzer dayının yanında değil, Philip Morris'in yanında yer alıyor. Doğru, Ahmet Bey dün anlattı: "Bu işler yeni çıkmadı, daha kötüydü, biz birtakım iyileştirmeler yaptık." falan, doğru da yani birtakım iyileştirmeler yapmakla olmuyor ki. Bütün bütün siz hapis getirdiniz ya, bu tütün ticaretini yapan adamlara hapis cezası getirdiniz, insanlar içeride yatacak. Değerli arkadaşlar, kolculuğu bilir misiniz? Bizim oralarda tütün olurdu ve tütün kolcuları vardı yani reji idaresine rağmen tütün ticareti yapanları yakalarlardı, öldürürlerdi, öldürme yetkileri vardı. Oraya dönüyoruz değerli arkadaşlar ya. Ne demek yani? İsterseniz yapamaz mısınız? Her konuda siz dayılanıyorsunuz, işte, dik duruyorsunuz Amerika'ya karşı, Biden'a karşı, şuna karşı, buna karşı; yapamaz mısınız bunları? Yaptılar 70'li yıllarda, bu ülkede yaptılar, Ecevit ile Erbakan yaptılar yani. Amerika'ya karşı afyon ekimiyle ilgili yaptılar mı? Yaptılar. Siz niye yapamadınız? Yapabilirdiniz. 1 Ocaktan itibaren ne olacak? Yani gene insanlara aynı şeyleri yapacaksınız. Bunlar çözüm değil ki. Yani halının altına süpürüyorsunuz sorunları, çözüm değil ya, böyle bir şey değil. Oturun yani bu yasağı kaldırın, yeniden bu işi düzenleyin. Kim istiyor bu yasağı ya? Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları bu iş için ya kendi tütününü satıyor. Ya, dün Ahmet Bey çıkmış, diyor ki: "Bunlar yasal değil. Bunlar meşru değil, legal değil." Ne demek yani? Dedeleri ölmüş, bu ülkenin insanları bu ülkeyi vatan edinmişler, tamam mı? Toprakları vatan yapan üstündeki kandır, dedemin kanıyla vatan olmuş; ben burada toprağımda tütün ekeceğim, ondan sonra sen geleceksin, Philip Morris'in yanında yer alacaksın; yasaklayacaksın, ben olacağım illegal arkadaşlar.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Hiç alakası yok söylediğinin.

AHMET AYDIN (Adıyaman) - Sayın Bekaroğlu, ben öyle demedim, yasal hâle getiriyoruz.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Size söz vereceğim zaten.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Ya, ben yorumluyorum, alıntı yapmıyorum yani. "İllegal" Böyle bir şey olmaz. Bakın, şundan vazgeçin değerli arkadaşlarım: Kim hakkını savunuyorsa, bir şey için ayağa kalkıyorsa "terörist" damgası vurmaktan vazgeçin. Bakın, iki ay evvel İkizdere'de taş ocağına karşı yani kendi yaşam alanlarına karşı insanlar iş makinelerinin önüne çıktı diye hepsini "terörist" ilan ettiniz, terörist muamelesi yaptınız, sıkıyönetim ilan etti şey de. Aynı şeyleri bugün Adıyaman'da, yarın başka yerde yapmayın. Ya, bu ülkede "Hayır." diyen, karşı çıkan, işte, hak isteyen herkesi terörist mi ilan edeceksiniz kardeşim? Böyle bir şey yok. Peki, bu kadar teröristle nasıl baş edeceksiniz? Ne yapıyorsunuz?

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Konuyu oraya nasıl getirdin, bravo Sayın Bekaroğlu!

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Bakın, siz birtakım iddialarla geldiniz, özgürlük vaadiyle geldiniz; bu millet de sizin özgürlük vaadinizi satın aldı, size oy verdi bu millet. Bakın, şimdi, yavaş yavaş ne kadar otoriterleşmeye başladınız, ne kadar yasaklar koymaya başladınız, ne kadar ötekileştirmeye başladınız; siz daha sertleşiyorsunuz, giderek otoriterleşiyorsunuz sizin karşı çıktığınız zihniyetle aynı şekilde. Bakın, 2001'deki iktidar sahipleri -şimdi bir kısmı ortaklarınız- ne yapıyorlardı? Onlarla aynı duruma geliyorsunuz. Bu yasakları Amerika'nın lehine onlar koydular, başka türlü kredi alamıyorlardı. Şimdi siz de aynı duruma geldiniz, para gelsin de nereden gelirse gelsin noktasına geldiniz. Yazıktır -ortaklarınız şeyiyle söyleyeyim- titreyin ve kendinize gelin.