| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Ankara Milletvekili Orhan Yegin ve 45 Milletvekilinin, Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/3740) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 13 .07.2021 |
CAVİT ARI (Antalya) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; gerçekten önemli bir konuyu görüşüyoruz, ülkemizi ilgilendiren ve özellikle de belli bölgelerimizi çok yakından ilgilendiren bir konu; dolayısıyla böyle etraflı bir şekilde tartışılmasında fayda var.
Şimdi, bu konuya baktığımızda, öncelikle, millî bir ekim alanı diyelim veya ürün diyelim, belli bölgemizde alışılmış bir ekim çeşidi, ürün çeşidi, şimdi, burada, her ne kadar "Ekim yasaklanmıyor." dense de ekimle ilgili birtakım zorlaştırıcı kurallar getirildiği için daha sonrasında, sonuçta üretimi ilgilendiren bir durum söz konusu.
Şimdi, sayısal verilere baktığımızda, özellikle Adıyaman, Malatya gibi mevzu konusu tütünün ekim alanlarında daralma ve ekim yapan kişi sayısında azalma olduğu ifade edilmekte.
Şimdi, değerli arkadaşlar, bu tütün meselesinde çok geniş değerlendirme yapan arkadaşlarımız oldu, ben onların, özellikle Cumhuriyet Halk Partili arkadaşlarımızın görüşlerine aynen iştirak ediyorum. Konuyu bu torba yasadaki diğer maddelerle birlikte değerlendirdiğimizde, esasen şöyle bir durum ortaya çıkmakta: Bakın, dün de söyledik ülkemizde bir hukuk güvenliğine ihtiyaç var diye. Yani, her birey, kendisinin kanun önünde eşit olduğunu, herhangi bir vakada kendine eşit muamele yapılacağını, yargı önünde eşit davranılacağını hissediyorsa eğer bu, hukuk güvenliği var demektir.
Bakın, şimdi, daha öncesinde de bu mevzu gündeme geldiğinde Adıyaman Milletvekilimiz Abdurrahman Tutdere bu sürelerin yeterli olmadığını ve yeniden sıkıntıların yaşanabileceğini ifade etmişti bu Komisyonda. Gelin görün ki şu an aynı sıkıntılar yaşandı ve bir ilimizde vatandaşımız haklı tepkisini dile getirdi, bakın, haklı tepkisini. Bu tepki, bir hak arama mücadelesiydi; bu tepki, bir ekmek mücadelesiydi ve o bölgedeki insanların gelirinden yoksun kalmama mücadelesiydi. Ne oldu? Bakın, o hakkını arayan insanları bastırmak ve bir başka zamanda hak arama mücadelesine girişmek isteyenlere de gözdağı vermek adına dün Adıyaman'da 10 vatandaşımız tutuklandı. Bu tutuklanmayı gerektirir suçla ilgili, iddia edilen suçla ilgili Türk Ceza Kanunu'na baktığınızda bu aşamada tutuklanmasını gerektirecek bir eylem söz konusu değil ama nedir buradaki olay? Buradaki olay, vatandaşa gözdağı vermek, "Vatandaş bu hak arama mücadelesinde sesini çıkaramasın." demektir. İşte bir taraftan bu mücadeleyi verenlere baskılama, bir taraftan da ifade ettiğim gibi başka yerde hakkını arayacak olanlara da gözdağı vermedir. İşte iktidar, kanunları, kendisine muhalefet olanlara karşı böyle kullanmakta.
İşte bugün uzun süre tartıştığımız 3 tane madde vardı, biliyorsunuz süre uzatmalarla ilgili, OHAL düzenlemeleriyle ilgili. Bu 3 maddeye de işte bu nedenle kullanılabilme ihtimali var diye bu süre uzatımına karşı çıkmıştık; işte burada da yaşanmış bir örneğini görüyoruz. Sayın iktidar mensubu milletvekilleri dediler ki: "Efendim, tütün ekti diye kimse hapse girmedi." Tabii ki tütün ekti diye değil, tütün ekebilmesi için gerekli, satabilmesi için gerekli koşulların sağlanması mücadelesinden dolayı tutuklandılar.
Şimdi, bakın, burada bir altı aylık süreden bahsediyoruz. Yine, bütün arkadaşlarımız işin esası üzerinden, zaten bu süre verme -hani şöyle söyleyeyim- koşullarını bu şekilde yaratmanın doğru olmadığını ifade ettiler haklı bir şekilde.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Buyurun.
CAVİT ARI (Antalya) - Buna rağmen eğer bir ertelemeden bahsedilecekse, erteleme vereceksek hiç olmazsa makul ve mantıklı olsun. Yani altı ay sonra yine oradaki vatandaşlarımız isyan etmesin, hak mücadelesine girişmesin, cezaevlerine girmesin; makul süre içerisinde gerekli koşullar sağlanabilsin. Bu gerekli koşulları sağlayabilmek için yönetmelikte bakın, tesis kurma izni, efendim, üretim ve faaliyet izni, üretim ve faaliyet izni temdidi, piyasaya arz izni gibi birtakım süreler var. Şimdi, burada yönetmelikte birtakım izinler verilmesi gerekiyor. Bugüne kadar hiçbir kooperatife bu anlamda izin verilmediğini de düşünürsek -ki öyle olduğunu anladık- bu izinleri alabilmek için altı aylık süre yeterli değil. Burada makul, mantıklı bir süre verelim, tekrar tekrar bunu gündeme getirip de yeniden tartışmaya gerek kalmasın. Burada hiç olmazsa iki yıllık bir süreyle bu sürece müsaade edelim diyorum, teşekkür ediyorum.