KOMİSYON KONUŞMASI

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Sayın Başkanım, şu elimde fotoğrafı olan arkadaşımız Tahir Çetin; kendisi Bağımsız Maden-İş'in Genel Başkanıydı, 42 yaşındaydı, 3 çocuğu vardı. "Genel Başkan" dediğime bakmayın, altına tahsis edilmiş öyle özel aracı yoktu, ücreti de yoktu, emekli maaşıyla geçinen, geçinmeye çalışan, 3 çocuğuna nafaka sağlamaya çalışan emekçi bir kardeşimizdi.

Şu fotoğraftaki de Ali Faik; kendisi 26 yaşındaydı, yirmi yıl önce, 6 yaşındayken babasını bir maden faciasında kaybetti. 26 yaşında gepgenç bir kardeşimiz, bu da maden işçisiydi ve bu 2 kardeşimiz Ali Faik ve Tahir Başkan geçtiğimiz cuma günü bir trafik kazası sonucunda yaşamlarını kaybettiler.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - "Allah rahmet eylesin." diyoruz.

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Eyvallah, sağ olasınız.

Fotoğraflarını özellikle size göstermek istedim çünkü ana akım medyayı takip ediyorsanız bu 2 emekçinin öldüğüne dair herhangi bir haber duymadınız. Trafik kazası geçirdiler, ölüm sebebinde "trafik kazası" yazıyor ancak bu insanları ölüme götüren esas sebep uykusuzluk ve yorgunluk. Bu insanlar uykusuz biçimde ve yorgun bir hâlde arabaya bindikleri için trafik kazası geçirdiler. Uykusuzdular ve yorgundular çünkü Ankara'nın girişinde polis tarafından durduruldular ve dört gün boyunca soğuk betonun üzerinde yatmak zorunda kaldı bu insanlar.

Peki, ne işleri vardı peki Ankara'da? Bu insanlar Uyar Madencilik mağdurları; 888 kişinin hakkını aramak için gelmişlerdi Ankara'ya, daha önce de 12 defa geldiler. Bu ölen insanlar, hak arama mücadelesinin sembol isimlerinden 2'si. Hazreti Ali şunu söylüyor: "Haksızlığa karşı susarsanız, hakkınızla beraber şerefinizi de kaybedersiniz." Bu insanlar haklarını aramak için üç yıldan beri mücadele ediyorlar, şereflerini korumak için üç yıldan beri mücadele ediyorlar. Ali Faik yirmi yıl önce madende can veren babasının hakkını korumak için üç yıldan beri mücadele veriyordu. "Ölmek var, dönmek yok bu yolda." diyorlardı ancak bu yolda 2 arkadaşımızı biz ne yazık ki kaybettik. Üç yıl boyunca dertlerini anlatmak için eylemler yaptılar, basın açıklamaları yaptılar, Ankara yollarına defalarca düştüler, her seferinde polis barikatıyla, Jandarma barikatıyla karşı karşıya geldiler; jandarmayla, polisle, kaymakamla, valiyle karşı karşıya geldiler, Ankara'ya seslerini duyurabildiler ve bu insanlara sözler verildi. Bu 888 Uyar Madencilik mağdurunun sorununu çözmek için Grup Başkan Vekilleri sözler verdi; Özlem Zengin söz verdi, bakanlar sözler verdi, en son Süleyman Soylu Ocak 15'e kadar çözeceğine dair namus sözü verdi. Esasında, daha önce de sözler verilmişti. Bundan yıllar evvel, bugünkü Cumhurbaşkanımız o gün Başbakandı, bu insanlara bu sorunun çözüleceği konusunda sözler verdi ancak ne yazık ki bu sözler tutulmadı.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Toparlayabilirsek çok memnun olurum.

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Toparlayacağım.

Zaten söz uçar, yazı kalır. Anayasal devletlerde, demokrasilerde vatandaşların hak ve hukukunu koruyan yegâne kurum Anayasa'dır, kanunlardır. Ben Sanayi ve Ticaret Komisyonunda görev yapmaktayım ve önümüze onlarca, özellikle madencilikle ilgili kanun teklifi geliyor. Hemen hemen her gelen torbada, her kanun teklifinde maden şirketlerinin bilhassa işlerini kolaylaştıracak uygulamalarla karşı karşıya geliyoruz, teşviklerle karşı karşıya geliyoruz. Bu insanların sorunu 25 milyon lirayla çözülecek, 25 milyon lira.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Yani sarayın bir günlük harcamasının 10 milyon olduğunu düşünürsek sarayın iki buçuk günlük harcaması karşılığında bu insanların sorunları çözülecek.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyorum, sağ olun.

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Toparlıyorum efendim, bitti, son sözüm.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Buyurun.

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Bu konuda, Soma Kömür İşletmeleri AŞ çalışanlarının mağduriyetini gidermek için Meclis daha evvelden inisiyatif aldı, doğru bir şey yaptı, 2.800 kişinin mağduriyetini giderdi. Şimdi, önümüz bayram. Bu insanlar gariban insanlar, fakir insanlar, borçları var. Bu insanların sorununu bu Meclisin, bu çatının çözmesi lazım daha önce olduğu gibi.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyorum, sağ olun.

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Eyvallah, ben teşekkür ediyorum.