| Komisyon Adı | : | MİLLİ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 24 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 18 .03.2015 |
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Değerli Bakanlık bürokratları, öncelikle hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Ben de 18 Mart 1915'teki Çanakkale Zaferi ve Çanakkale Zaferi'ni bize bağışlayan şehitlerimizin aziz ruhunu bir kez daha anarak konuşmama başlamak istiyorum.
Şimdi, önce bir hususun altını çizmek lazım. AKP iktidarı gerçekten yapıya, inşaata kafasını gömmüş, onun dışına çıkmayan, insanı ihmal eden, sosyali ihmal eden bir pozisyon gösteriyor, bir yapı gösteriyor; çok enteresandır.
Şimdi, bu Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonuna biz özellikle ben 2 tane yasa teklifi verdim. Birincisi, maarif müfettişleri arasındaki ücret dengesizliğinin kaldırılması, ikincisi de Millî Eğitim şube müdürlerinde... Hani kıyım yasası geçirdik ya burada 4+ 4+ 4, 18 bin okul müdürü bir gecede görevden alındı, onun arkasından onlarca Bakanlık bürokratının görevleri düştü, bütün bunlarla ilgili olarak şube müdürlerinin statüleri ve vasıfları değişti. Bunlar mahkemeye gittiler, mahkemeden dönüş kararı aldılar fakat mahkeme kararlarını uygulamayarak Bakanlık, hem kendi içerisinde bir hukuk tanımazlığını ortaya koydu hem de buna dayalı olarak bunlarla ilgili -düzeltici- bizim vermiş olduğumuz kanun teklifleri de bu kurula gelmiyor. Ama üniversite açmak veya bir bina peydahlamak denildiği zaman, bir yerin düzenlemek denildiği zaman onunla ilgili unsurlar bizim Komisyonumuza geliyor. Tabii, bu da iktidarın gerçekten, insan odaklı değil, mekanik odaklı bir iktidar olduğu, iktidar-eğitim ilişkileri bakımından bir cıvatanın başka bir cıvatayla ilişkisi şeklinde ruhsuz ve köksüz bir yaklaşım içerisinde olduğu gözlenmektedir. Bu, işin bir tarafı. Bizim verdiğimiz bu kanun tekliflerinin gündeme alınmaması veya bu gündeme girmemesinin mantığını bugüne kadar öğrenmiş ve anlamış değiliz.
Bunu söyledikten sonra, üniversite açmak elbette bir toplumun geleceğine yatırım yapmak anlamına gelmektedir. Günümüzde insan kalitesi, beyin kalitesi, beynin geliştirilmesi ve irdelenmesi her şeyin üstünde bir noktaya gelmiştir. En değerli meta, en değerli kaynak bugün insan kaynaklarıdır. Üniversiteler de insanların yetiştirilmesi, beynini, zekâsını, aklını ve fiziğini daha iyi kullanacak insanların ortaya çıkarılması bakımından ciddi kuruluşlardır. Bu bakımdan da üniversite açılmasını biz alkışlarız, bunun özellikle altını çizmek istiyoruz. Tabii, bu üniversitelerin hangilerinin öncelikli olarak açılmasının lazım geldiği sorusunu da burada sormamız gerekiyor. Yani, sıralamada önceliği hangisine vermek gerekiyor, hangisinin daha zaruri olarak bir an evvel açılması lazım geldiğinin, hangisinin belli periyotlar içerisinde açılacağının da ortaya konulması lazım. Hükûmetin bu konuda, Millî Eğitim Bakanlığının bu konuda, YÖK'ün bu konuda bir çalışmasının, bir envanterinin olması gerekir. Yani, bu YÖK veya bu konuyla ilgilenenler Türkiye'de nerede, hangi şartları uygun olan üniversiteler var ve bunları yeni üniversitelerin açılmasının hangi periyotlar içerisinde olması lazım geldiği üzerinde çalışmaları yapması lazım ve bunları da, bir anlamda, hem Komisyona hem de kamuoyuna açıklamaları lazım. Yani "Şu süreç içerisinde falanca yerde bir üniversite ihtiyacı vardır ve bu açılacaktır." demesi gerekiyor ve bunun arkasının da güçlü bir şekilde doldurulması lazım geliyor.
Şimdi, benim memleketim Gümüşhane'de bir üniversite var, ben de ikinci bir üniversiteyi doğduğum yer olan Şiran'a açtırmak istiyorum. E, şimdi yani bunun nüfusu kaç? 10 bin nüfusu var, bir tane yüksekokulu var. E, şimdi, bu çok mantıklı herhâlde bir görüş ve yaklaşım olmaz. Onun için, üniversite açma meselesi bir ihtiyaca dayalı, eğitimin, nüfusun, demografinin, finansmanın, akademisyenin yani sayısız diye söyleyebileceğimiz şartların bir birleşimi olarak ortaya çıkması lazım. Bu üniversitelerin açılması niye daha önce gerçekleştirilmedi? Mesela, bu sorunun da sorulması gerekir. Şimdi, gerçekleştirilmesi hangi ihtiyaçtan doğmuştur? Seçim ihtiyacından mı doğmuştur? sorusunu burada sorulacak bir haklı soru olarak ortaya koymak istiyorum. Üniversitelerin kurulmasının yapısal, sosyolojik, ekonomik, akademik yönden hangi imkânları vardır ve hangi ihtiyaçlardan doğmuştur? Bunu ortaya koymamız gerekiyordu.
Şimdi, bir şeyi daha özellikle ben dikkatinize sunmak istiyorum. Evet, bu üniversiteler hayırlı olsun diyorum ama diyorum ki: Alanya Üniversitesini kurarken Akdeniz Üniversitesini, Bandırma Üniversitesini kurarken Balıkesir'deki üniversiteyi, İskenderun Üniversitesini kurarken Mustafa Kemal Üniversitesini zaafa uğratacak, zayıflatacak bir davranış içerisine de girmemek gerekiyor. Bu bağlamda, ben özellikle, Hatay'daki Mustafa Kemal Üniversitesi ve buna dayalı olarak orada senatoda alınan kararlar bağlamında özellikle bu üniversiteyle ilgili yani İskenderun Teknik Üniversitesinin kurulmasıyla ilgili görüşlerimi sizinle paylaşmak istiyorum. Bunlar daha ziyade oradaki senatoda alınan kararların da bu Komisyon tarafından bilinmesi anlamında faydalı olacağını düşünüyorum.
Şimdi, Hatay'ın İskenderun ilçesinde, biliyorsunuz, İskenderun Teknik Üniversitesi adıyla bir tematik bir üniversite kurulması öngörülmektedir. Bu üniversitenin "a) İnşaat Fakültesi, Makine Fakültesi, Elektrik-Elektronik Fakültesi, Mimarlık Fakültesi, İşletme Fakültesi ile Mustafa Kemal Üniversitesi Rektörlüğüne bağlı iken adı ve bağlantısı değiştirilerek oluşturulan ve rektörlüğe bağlanan Barbaros Hayrettin Gemi İnşaatı ve Denizcilik Fakültesinden," oluşması öngörülüyor.
"b) Yabancı Diller Yüksekokulu ile Mustafa Kemal Üniversitesi Rektörlüğüne bağlı iken adı ve bağlantısı değiştirilerek oluşturulan ve rektörlüğe bağlanan Sivil Havacılık Yüksekokulu ile Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Yüksekokulundan,
c) Rektörlüğe bağlı olarak yeni kurulan Sarıseki Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu ile Mustafa Kemal Üniversitesi Rektörlüğüne bağlı iken adı ve bağlantısı değiştirilerek oluşturulan ve rektörlüğe bağlanan Dörtyol Meslek Yüksekokulu, Erzin Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu, Denizcilik Meslek Yüksekokulu ile İskenderun Meslek Yüksekokulundan,
d) Mustafa Kemal Üniversitesi Rektörlüğüne bağlı iken adı ve bağlantısı değiştirilerek oluşturulan ve rektörlüğe bağlanan Mustafa Yazıcı Devlet Konservatuvarından,
e) Rektörlüğe bağlı olarak yeni kurulan Mühendislik ve Fen Bilimleri Enstitüsü, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Bilişim Enstitüsü, Enerji Enstitüsü, Demir-Çelik Enstitüsü ile Taşımacılık ve Lojistik Enstitüsünden" oluşan bir konseptle karşı karşıyayız. Yani, İskenderun Teknik Üniversitesi dediğimiz zaman biraz önce saydığım bu bölümler, bu birimlerin teşekkül ve tekemmülü söz konusu olmaktadır.
Kanun teklifinin 2'nci maddesinde "Mustafa Kemal Üniversitesine bağlı olarak kurulan Mühendislik Fakültesi, Barbaros Hayrettin Denizcilik Fakültesi, Sivil Havacılık Yüksekokulu, Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Yüksekokulu, Dörtyol Meslek Yüksekokulu, Erzin Teknik Bilimler Yüksekokulu, Denizcilik Meslek Yüksekokulu, İskenderun Meslek Yüksekokulu ile Mustafa Yazıcı Devlet Konservatuvarı kapatılmıştır.
Mustafa Kemal Üniversitesi Mühendislik Fakültesine bağlı kurulu bölümlerden; Makine Mühendisliği Bölümü, Petrol ve Doğalgaz Mühendisliği Bölümü ile Mekatronik Mühendisliği Bölümü İskenderun Teknik Üniversitesi Makine Fakültesine, İnşaat Mühendisliği Bölümü ile Jeofizik Mühendisliği Bölümü İskenderun Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesine, Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümü ile Bilgisayar Mühendisliği Bölümü İskenderun Teknik Üniversitesi Elektrik-Elektronik Fakültesine mevcut kadrolarıyla birlikte devredilmiş sayılır. Bu kanunla kapatılan Mustafa Kemal Üniversitesi Barbaros Hayrettin Denizcilik Fakültesi mevcut bölümleri ve kadrolarıyla birlikte yeni kurulan İskenderun Teknik Üniversitesi Barbaros Hayrettin Gemi İnşaatı ve Denizcilik Fakültesine mevcut bölümleri ve kadrolarıyla birlikte devredilmiş sayılır." Yani, yeniden...
MUZAFFER ÇAKAR (Muş) - Bir daha okur musunuz?
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) - Bir daha dinleyin, herhâlde bir zararı olmaz. Apar topar geçirdiğimiz için bu yasaları, bir daha değiştirmek ve dönüştürmek için bir başka yasayla geliyorsunuz. Onun için kökeniyle beraber, içeriğiyle beraber kavramakla ve kavramsallaştırmakla bir mahzurunun olmadığını, yalnızca bu bağlamda da aynı şekilde genel üzerinde konuşulurken bir zaman tahdidinin de bulunmadığını buradan özellikle söylemek istiyorum.
Şimdi, "Bu Kanunla kapatılan Mustafa Kemal Üniversitesine bağlı fakülteler, konservatuvar, yüksekokullar ve meslek yüksekokulları teşkilatlarıyla birlikte mevcut kadroları ve personeli bu kuruluşlarla ilgili Mali Bütçe Ödenekleri, Bütçedeki Ödeneklerin tahakkuka bağlanması yetkisi, İskenderun, Arsuz, Payas, Erzin ve Dörtyol'da bulunan Mustafa Kemal Üniversitesine ait tapulu ve tahsisli arsa, bina ve tesisleri, her türlü araç ve gereçleri, malzeme, döşeme, demirbaş ve taşıtları ile birlikte her türlü taşınır ve taşınmaz malların 2809 sayılı Kanunun 6 ncı maddesi uyarınca Yükseköğretim Kurulu tarafından faaliyete geçirilmelerine karar verildiği tarihte başka bir işleme gerek kalmaksızın bağlandıkları İskenderun Teknik Üniversitesine devredilmiş sayılır."
Özetlenen bu kanun teklifiyle ilgili olarak Mustafa Kemal Üniversitesi de aslında bir görüş belirlemiş ve bu görüşü de sunmuştur. Bu görüş, Hatay'ın bu bağlamdaki yeri ve rolünün ne olduğu ifade edilmiş, Hatay'ın stratejik konumu belirlenmiş ve ortaya konmuştur. Şunu söylemek gerekir ki: Gerçekten, üniversite bir kentte, yönetimi başka bir kentte olursa burada bazı sıkıntıların olabileceğini ve -tabir yerindeyse- her toplantının o kentten bir başka kente taşınarak gitmek zorunda kalınacağını, bunun da yerinden yönetim anlamında sıkıntılar yaratacağını özellikle ifade etmek gerekir. Üniversiteler, gerçekten, açıldığı yerden yönetilmelidir. Bu bağlamda da İskenderun Teknik Üniversitesinin kurulması faydalı ve yararlı bir teklif olarak önümüzde durduğunu özellikle ifade etmek istiyorum.
Şimdi, Hatay'da ikinci üniversitenin kurulması aslında bölge açısından son derece stratejik imkânlar yaratacaktır. Mustafa Kemal Üniversitesi olarak bu üniversitenin...
ORHAN ATALAY (Ardahan) - Hocam, biraz daha detaylandırır mısınız?
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) - Hiç beni etkileyemezsiniz, ben konuşacağımı konuşacağım. Benim bir hakkım olacak da ben onu kullanmayacağım, öyle mi düşünüyorsunuz? Yanılıyorsunuz.
Mustafa Kemal Üniversitesinde var olan mevcut fakültelere paralel fakülte kurulmamalı. Bakın, şimdi, siz paralel maralel başka şey diyorsunuz ya, şimdi, aynı yerde iki tane benzer, birbirine çok yakın...
TEMEL ÇOŞKUN (Yalova) - Paralelci mi Hocam?
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) - Hayır, ben temenni olarak ifade ediyorum, bütün kurulan üniversiteler için söylüyorum. Yani, hem Balıkesir'de hem Bandırma'da, hem Akdeniz'de hem Alanya'da, hem İskenderun'da, hem Mustafa Kemal'de aynı üniversiteler, paralel üniversiteler kurulursa bunlar gerçekten, birbirlerinin pastadaki paylarını da azaltırlar ve sıkıntı çıkar. Onun için bu paralelleşmeyi bir kenara bıkarın, devlette paralel yaptınız, bir de üniversitelerde paralellik ortaya çıkarmayın.
SUAT ÖNAL (Osmaniye) - Özcan Hocam, üniversite yerine "fakülte" desek daha doğru olmaz mı?
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) - Fakülteyi de üniversiteler anlamında söylüyorum yani iktisadi idari bilimler fakültesi, iktisadi idari bilimler fakültesi; elektrik elektronik mühendislik fakültesi, elektrik elektronik mühendislik fakültesi gibi bir orada değil de daha ziyade bölgede birbirlerine rakip değil de birbirlerini tamamlayan şekilde fakültelerin açılmasında yarar olduğunu ifade etmiş olduk.
Hatay'ın Türkiye'nin Suriye sınırında olması, Suriye-Türkiye ilişkilerinin meydana getirdiği... İç savaşın tedirginliğinden ve savaştan kaçıp Türkiye'ye gelerek Antakya ve çevresine yerleşen misafirler bölge dışında yaşayan vatandaşlarımız tarafında sanki Hatay'da bir savaş varmış gibi bir duygu yaratmaktadır.
ORHAN ATALAY (Ardahan) - Yok, öyle bir şey yok.
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) - Ben değil, üniversitedeki adamlar söylüyor, o yerdeki adamlar söylüyor. "Yok, yok." deyip geçiyorsunuz. Ya ben anlamıyorum, Yunanistan'a 16 tane adayı teslim etmişsiniz, adamlar gelmiş bayraklarını çekmiş, ben orada bir iddiayı dile getiriyorum, arkadaşlar "Yok böyle bir şey, yanlış diyorsunuz." diyor. Ya git orada ada belli; Bulamaç Adası, Eşek Adası, Nergizçik Adası. 16 tane adada Yunan bayrağı var, şu anda bize ait adada. Ben bunu diyorum, adamın haberi yok oradan, bana laf atmak için diyor ki: "Yok böyle bir şey." Var böyle bir şey. Bak "Böyle bir durum var." diyorum, arkadaş buradan diyor ki "Yok." Ne biliyorsun olmadığını?
SUAT ÖNAL (Osmaniye) - Özcan Hocam, bak, Hatay Milletvekili "Yok." diyor.
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) - Hatay milletvekili de bilmiyor demek ki olayın vaziyetini. Yani, mesele, bakın, ben üniversite senatosundan ifade edilen şeyi size söylüyorum. Diyor ki: "Antakya çevresine yerleşen misafirler bölge dışında yaşayan vatandaşlarımız tarafından sanki Hatay'da savaş varmış gibi bir algı oluşturulmaktadır." Üniversitedeki hocalar yazmış. "Bu algı da Mustafa Kemal Üniversitesinin hem öğrenciler hem de akademisyenler tarafından tercih edilmesinde düşüşler yaşanmasına sebebiyet vermiştir." diyor. "Hatay ekonomisinin yüzde 70'i Körfez bölgesinde, yüzde 30'i için Amanos Dağları'nın güney bölgesinde oluşmaktadır." ve bununla ilgili değerlendirmeler yapıyor ve diyor ki: "Ekonomik olarak çok daha gelişmiş, sanayisi güçlü, ulaşım imkânları ve konumu, avantajı daha iyi olan Körfez bölgesiyle rekabette zorluk çekecek -bu durum- uzun vadede bölge için dezavantaj teşkil edecektir. Onun için de Mustafa Kemal Üniversitesinden ayrılması teklif edilen idari ve akademik kadro, mali kaynaklar, fiziksel imkânlar ve diğer hususların kanun tekfinde Mustafa Kemal Üniversitesi lehine eklenecek düzenlemelerle telafi edecek tedbirlerin alınmasıyla ilgili hususların kanun teklifinde de yer alması gerekmektedir." diyor. Burasının atlanmış olduğunu söylüyor.
Bitireceğim hemen ama bir iki şey daha var burada dikkatinize ben sunmak istiyorum. "Hâlen bina yetersizliği nedeniyle İskenderun Karayılan'da bulunan Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Yüksekokulu Mustafa Kemal Üniversitesi bünyesinde kalmalıdır." diyor. Bunu da zannediyorum not aldık. Yüksekokulun hâlen hizmet veren binası eğitime elverişsizdir, ulaşımda yaşanılan sıkıntılar ve öğrencilere sunulan sosyal imkânlar da ciddi sorunları bünyesinde taşımaktadır. Bu nedenle Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Yüksekokulunun merkez kampüse taşınması planlanmış bu yönde hazırlıklar tamamlanmıştır, ayrıca Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Yüksekokulunun kurulması planlanan üniversiteye bağlanması teknik üniversitesi tanımına da uygun düşeceğine vurgu yapılıyor. "Antakya ve çevresi dünyanın en eski yerleşim merkezlerinden birisi" diyor. Burada Ahmet Davutoğlu'na yönelik övgüler var, onları geçiyoruz.
TEMEL COŞKUN (Yalova) - Niye geçiyorsun Hocam, esas onları oku.
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) - Peki, buradan uyarı geldi ben hemen söyleyeyim. Teklif metni aslında dikkate alındığında "Yeni kurulan İskenderun Teknik Üniversitesinden daha ziyade her türlü taşınır, taşınmaz mallarıyla kaynak ve imkânlarıyla, insan kaynakları ve kampüs arazileriyle ikiye bölünen bir Mustafa Kemal Üniversitesi tablosu ortaya çıkmaktadır. Dolayısıyla, yeni kurulan bir değil, iki üniversiteden söz etmek daha doğru olacaktır. Bu nedenle, kadro ve bütçe tahsisi yapılırken Mustafa Kemal Üniversitesinin imkânlarının azaltılmamasına dikkat edilmesi ve mevcut konjonktür ile stratejik gerçekler göz önünde bulundurularak var olan bu üniversitenin zayıflatılmasına izin verilmemesi gerekir." diyor. Yani, bir tarafı büyütürken diğer tarafı diğer tarafı küçültmeyelim, diyor.
Sonuç itibarıyla: Birimlerin akademik ve idari personelinin, öğrencilerinin, taşınır ve taşınmaz mal varlığının neredeyse yarısı yeni kurulan üniversiteye devredilmesi planlanan Mustafa Kemal Üniversitesinin konuyla ilgili kurumsal görüşlerinin alınması doğabilecek birçok olumsuzluğu da etkileyecektir.
Özellikle, Bayram Ali Bey, siz burayla temasta...
HACI BAYRAM TÜRKOĞLU (Hatay) - Hacı Bayram Türkoğlu.
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) - Hacı Bayram Ali Bey, fark etmez, biz kestirmeden söyledik.
HACI BAYRAM TÜRKOĞLU (Hatay) - Ali'si yok, Hacı Bayram Türkoğlu.
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) - Yapma ya, o Türkoğlu da şey oldu, biraz etnik oldu, onu hemen değiştirin.
Şimdi, burayla temas kurarak özellikle Genel Kurulda kanunlaşırken üniversite rektörleriyle temas kurup onların belirledikleri ihtiyaçlar çerçevesinde yasanın dönüştürülmesinde fayda olduğunu düşünüyorum. Ben takip ediyorum, siz de takip edin, onu söylemek istiyorum.
Üniversite hayırlı olsun, ben basın toplantısına gidiyorum.
Teşekkür ediyorum.