KOMİSYON KONUŞMASI

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Sayın Bakan, bu yılki sunumunuz biraz zayıf geldi bana geçen yıla göre. Baktım, Sayın Cumhurbaşkanını geçen sefer 8 kez anmıştınız, bu kez 1 kere anmışsınız; bir af durumu mu var hani şu olimpiyatlardan dolayı? Sayın Cumhurbaşkanının adı geçmiyor.

Şimdi, geçen yılki sunumda "Sayın Cumhurbaşkanımızın Kabine toplantısında müjdeledikleri gibi bu yıl burs ve kredi miktarlarımız lisans öğrencileri için 2.000, yüksek lisans öğrencileri için 4.000, doktora öğrencileri için 6.000." demiştiniz. Bu yıl çok sade geçmişsiniz "2025 yılı için öğrencilerimizin burs, kredi miktarı 2.000 lira." demişsiniz, burada hiç artış olmayacak mı enflasyon oranında?

GENÇLİK VE SPOR BAKANI OSMAN AŞKIN BAK - Olacak, eksik okumuşsunuz.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Altını da okudum "Yüksek lisans 2 kat, doktora 3 kat" diyorsunuz, burada bir sorun var.

Şimdi, geçen yıl yine sunumunuzda "Gençlik ve Spor Bakanlığı olarak Tarım Orman Bakanlığıyla birlikte genç nüfusun tarıma olan ilgisini artırmaya ve sosyal imkânları güçlendirmeye yönelik 'Genç Tarım' isimli projemizi başlatıyoruz." diyorsunuz. "Tarım kampları sayısını artırıp Türk tarımına genç bir solukla destek olacağız." Kaç kişi yararlandı bu işten? Kaç tane genç tarıma girdi, ne yaptınız? Gene bu da sunumda yer almıyor.

Ayrıca diyorsunuz ki: "91 farklı malzemeyi yerli olarak temin edeceğiz ve bu anlamda ithalattan da 43,5 milyon dolarlık bir azalma potansiyeline sahibiz." Yirmi iki yıl sonra böyle bir düşünce güzel de gerçekleşti mi?

Bir de şu: Biliyorsunuz, 16 milyon lisanslı sporcunuz var. 1. Lig’de, Süper Lig’de oynayan oyuncuların yüzde 90'ı da yabancı yani 16 milyon sporcudan oralarda oynayacak kadar adam nasıl yetişmiyor? Demek ki bir başarısızlık kavramı burada yaşama geçiyor.

Şimdi, 70 bin okulumuz var; kaçında beden eğitimi öğretmeni var, kaçında kapalı spor salonu var, kaçında yüzme salonu var, kaçında acaba okullar kendi aralarında müsabaka yapıyor? Çünkü bizim zamanımızda okul maçlar çok önemliydi, oradan yetişenler de amatör kulüplerde oynarlardı.

Şimdi, ben, engelli spor klüplerini ziyaret ediyorum, malzeme istiyorlar, malzeme sorunundan bahsediyorlar; geçen sene de söyledik, siz de burada “Malzeme sorunu yok.” diyorsunuz. E, şimdi, onların bize söyledikleriyle, pratikte olan ile sizin anlattığınız örtüşmüyor; engelli sporcularımızın bu konuda talepleri var.

Şimdi, il özel idareleri halı saha yapıyor; bilmiyorum, bu sizin kontrolünüzde mi; halı sahada sağlık görevlisi olmadan, antrenör olmadan kim, nasıl yetişecek de spor yapacak? Gidiyorsunuz köye, içine inek sokmuşlar, koyun sokmuşlar, tavuk sokmuşlar. Yani eğer bir tesis yapılıyorsa, onun altyapısı da oluşturulmalı, o çocuklara sporu yapacakları kıyafetler, onlara öğretici ve sağlık görevlisi verilerek yapılmalı. Özellikle de şu Yaşam Boyu Spor’da kontrolsüz spor yapanların, orada, yaşamlarının sona erme ihtimali de yüksek; keza böyle olaylar da yaşandı biliyorsunuz.

Şimdi, 2021 yılında Niğde Stadı’nı ihale ettiniz. Bugün 2024 bitiyor, 2025'e geliyoruz, ihale 2 kere iptal oldu; Niğde o günden beri statsız kaldı. 2025'te, umarım, bu stat artık açılır çünkü bunu daha önce de söylemiştik. Ama çok ilginç bir şey oldu: Birkaç gün önce Ulaştırma Bakanı gitti, Niğde’de yıkılan kapalı spor salonunun temelini attı. Ben kaygılandım, siz atsaydınız umutlanırdım da Sayın Bakan, yirmi iki yıldır Niğde’ye havaalanının temeli atıldı, daha çivi çakılmadı. Yani temel olarak kalır diye korkuyorum, bir an önce onun da yapılmasını talep ediyorum.

GENÇLİK VE SPOR BAKANI OSMAN AŞKIN BAK - Korkmayın, korkmayın.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Şimdi, daha önce -2002 öncesini hep örnek verirsiniz ya, o zaman- bizim kamu fabrikalarında sporcuların gerçekten farklı branşlarda çok başarıları vardı. Bu dönemlerde artık kamuda da özelde de böyle sporla uğraşan ve sadece markasını tanıtmak amacıyla sınırlı sayıda kulüpler kaldı. Bunu da yaygınlaştırmak lazım, bu konuda da bir desteğin şartlığı ihtiyaç.

Bir de bu bağımlılığı herkes konuşuyor. Siyasi iktidar, kendisi sanki bu konuda yokmuş noktasından olaylara bakıyor, sizler bu konuda faaliyetlerin yürütüldüğünü söylüyorsunuz. Bu, böyle karşılıklı polemik konusu olmayacak kadar önemli. Gerçekten Anadolu illerine gidin, bazı ilçelerde belli saatte sokağa çıkamazsınız çünkü o çocuklar, hem de pırıl pırıl gençler madde bağımlısı durumuna düşürülmüş. Kimse şunu demiyor: “Ben şu kadar çocuğun madde bağımlısı olmasını engelledim, bu konuda yaptığımız çalışmalar var; buraya alıyoruz, çocuğun sağlığını geri kazandırıyoruz, yaşama katıyoruz.” O "var" diyor, o "yok" diyor ama var.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Gürer, buyurun.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Bakın, bana bir anne telefon etti, bunu bir kez daha söyleyeyim, dedi ki: “Oğlumu ben ihbar ettim; polis geldi götürdü, ifadesini aldı ‘Yapacak bir şey yok.’ dedi. Bu çocuk akşam eve gelecek, beni öldürebilir; beni bir sığınmaevine yerleştirir misin Vekilim.” Bu kadar acı, vahim.

Bir anne gene aradı, dedi ki: “Benim kızım çakmak gazı çekiyor.” Onu da ben bilmiyordum, o da beyni öldürüyor, genç yaşta yok ediyormuş. Yalvarıyor "ağa" diyor. Yani vekil olarak biz bunlara şahitlik ediyoruz. Anadolu illerine gittiğimiz zaman parkları görüyoruz, okul dağılımlarında köprü altlarını görüyoruz ve okullarda öğretmen buna müdahale ettiğinde öğretmeni bıçaklıyor, öğretmen de çekiniyor. Bu bağımlılıktan kaç kişi kurtarıldı, bunlarla ilgili bir veri olsun, görelim. Yani bu işi yalnızca “Karakol alıyor, geri bırakıyor.” noktasında çözemeyeceğimiz gerçek.

Herkesin çocuğu da risk altında. “Benim çocuğumun başına gelmez.” denmesin, bu konu ciddiye alınıp iktidarı muhalefetiyle ne yapılacaksa hep birlikte bu işin üstüne gidelim çünkü buralarda büyük bir rant var, büyük bir ahlaksızlık var. Yurt dışından gelen ürünlerin Türkiye üzerinden geçişi var. Bu konuda ayrıca tüm bakanlıklara görev düştüğünü düşünüyorum.

Teşekkür ediyorum.