KOMİSYON KONUŞMASI

HASAN KALYONCU (İzmir) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Başkanım, Hocalarım; sizlere tekrardan teşekkür ediyorum.

Şimdi, ilk etapta bu müsilaja ne sebep oluyor, bunun sebebini bir bulmamız lazım çünkü şu anda Araştırma Komisyonu... Sadece Marmara Denizi özelinde değil, Türkiye'de farklı yerlerde bunlar olabilir, hatta ileriki dönemlerde özellikle iç sularımızda karşılaşacağımız problemlerden biri de bu. "Ötrofikasyon" aşırı alg çoğalmaları sonucunda, hatta orada toksik alglerin de üreyebileceği ve toksik madde salabileceği durumlar da söz konusu iç sularda. Bunların hepsinin... Şimdi, göllerde bunları tetikleyen fosfor, onu biliyoruz; burada da muhtemelen azot girişi ya yüksek, azota bağlı bir şey olabilir. Yani bunu bizim belirlememiz gerekiyor, öncelikli hedefimizin bu olması gerekiyor çünkü İzmir Körfezi'nde yer yer "red-tide" oluşumlar var, farklı şekillerde tepki vermeye başladı farklı kıyılarımız. Onun için, biz, Marmara özel bir ekosistem olduğu için Marmara'da bu işi çözersek diğer yerlerde yapacağımız işler bizi daha da rahatlatır ve açtığınız proje çağrılarında diğer denizlerimizde, iç sularda bu alanla ilgili çalışma yapan bilim insanlarını desteklerseniz yarın öbür gün ulaşacağımız sonuç bizi çok çok rahatlatacaktır.

Özellikle Marmara Denizi'nin envanterinin tutulması gerekiyor "zooplanktonik" açıdan, "fitoplanktonik" açıdan, balık açısından. Bu aradaki zincirdeki kopmaların olup olmadığını... Şu anda mesela "istilacı tür" denildiğinde balon balığı özelinden bu gidiyor ama mikroistilacılar var ve bunlar da geliyor, bunlar bizim ekosistemlerimize çok büyük zarar verecekler.

Demin de ifade ettiğim gibi, Marmara ile Karadeniz'in tuzluluk seviyesi eşitlenmeye başladığı durumda akış sistemleri çok sıkıntılı duruma girebilir. Bu çalışmaların tamamının "multidisipliner" şekilde, disiplinler arası çalışmalar olması lazım ve birbiriyle bağlantılı yani "fitoplankton"u çalışan arkadaşımız kendi önerilerini, önlemlerini değil de akıntı sistemleriyle bunu entegre ederek nasıl değişeceğini öngörürse çok daha faydalı olacak. İklim değişikliğine bağlı olarak, biz, Marmara Denizi'nde çok büyük problemler yaşayacağız, Karadeniz'de de yaşayacağız, Marmara Denizi'nde de yaşayacağız. Bu müsilajla başlatılan çalışmalar da tahmin sistemleri de oluşturup alınacak önlemleri ileriye yönelik de planlarsak zaten ülke açısından büyük fayda sağlayacaktır.

Şimdi, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı zaten önlemler paketi oluşturdu; onlar büyük ölçüde uygulanırsa, denetlenirse işi çözüyor zaten. Bizim yapabileceğimiz, durağanlığı değiştiremiyoruz, sıcaklık artışını değiştiremiyoruz, o zaman kirlilik yükünü azaltacağız. Fakat bunu yaparken de özellikle bizim şehirlerimiz de var, Karadeniz kıyısında derin deniz deşarjı yapan bizim şehirlerimiz de var, Karadeniz'i kirletiyoruz, diğer ülkelerin şehirleri de var. Tuna Nehri zaten başlı başına Karadeniz'i kirleten yapı.

Bunun haricinde -tarım alanlarında zaten şey var- aslında Marmara özelinde, tarım alanlarında bu damla sulama, iyi tarım uygulamalarında tarım alanlarına verilen gübre ve ilaçlar da denetim altına alınabilir. Hem Marmara Denizi kirlenmekten kurtulur hem de fazla ilaç ve gübre kullanımını da azaltırız, örnek teşkil eder. Türkiye'de diğer alanlara uygulanacak bir pilot bölge durumunda da Marmara Denizi'ni kullanabiliriz. Bunun yanında, özellikle İstanbul açısından su deşarjı yani derin deniz deşarjı olsun, diğer alanlara deşarj, bu arıtma tesislerinden çıkan su israf. Çünkü su konusunda Türkiye'nin gelecek yıllarda 2050'lerde, 2100'lerde büyük sıkıntı çekeceğini hepimiz biliyoruz. 2050'lerde bu sıkıntıyı en fazla çekecek olan da İstanbul şehri. Onun için en azından tarımda, yeşil alanların sulanmasında bu arıtma tesisinden gelen suları kullanmak, bize su tasarrufu açısından çok büyük fayda sağlayacaktır. Bununla ilgili sistemleri bir an önce geliştirmek ve kurmak zorundayız. İstanbul bu su yükünü ileriki dönemlerde taşıyamaz, onun için destek mahiyetinde bunun yapılması gerekiyor.

Bir de Sayın Başkanım, özellikle bu projelerle alakalı güncel sorunları planlarken -demin ki şeyde de söylediğim gibi- arazi çalışması uzun, Marmara Denizi'nde bu işin yapılması uzun sürecek. Bunu yaparken, burada emek harcarken birçok hocamızın da emeği olacak, çalışacaklar, vakit ayıracaklar bir de geleceğe yönelik şekilde bu çalışmalar yönlendirilirse hem hocalarımız açısından hem TÜBİTAK açısından hem ülke açısından büyük fayda sağlayacaktır.

Teşekkür ediyorum.