| Komisyon Adı | : | (10 / 4413, 4430, 4431, 4432, 4433, 4434, 4435, 4436, 4437, 4438) Esas Numaralı Meclis Araştırma Komisyonu |
| Konu | : | Marmara Denizi Bilim ve Teknik Kurulu Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal ile Kurul Üyeleri Prof. Dr. Barış Salihoğlu, Prof. Dr. Mustafa Sarı, Prof. Dr. Melek İşinibilir Okyar ve Prof. Dr. Bülent Keskinler tarafından yapılan sunumlara ilişkin görüşmeler |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 03 .08.2021 |
HAYRETTİN NUHOĞLU (İstanbul) - Teşekkür ederim.
Ben Sayın Sarı'ya ve Sayın Okyar'a birer soru soracağım ama ondan önce bir evvelki bölümde Sayın Salihoğlu'na sorduğum çok net bir soruya cevap alamamanın üzüntüsünü yaşadığımı ifade etmek istiyorum. Çünkü Sayın Cemal Saydam, ODTÜ'de hayatını denize, özellikle Marmara Denizi'ne adamış, emekli olmuş bir bilim insanı. Çok net ifadeler kullanıyor diyor ki: "Kanal İstanbul açıldıktan sonra Karadeniz'in suyunu Marmara'ya taşırsa Marmara'da sadece hayat biter değil aynı zamanda bölgedeki insanların birkaç yıl sonra yaşama imkânı kalmayacak." Bu kadar net bir ifadeye rağmen Ulaştırma ve Altyapı Bakanı konuyla ilgili diyor ki: "Müsilajı da temizlemiş olur." Zaten süreç içerisinde konuyu takip edenler bilecekler ki "Çılgın Proje" diye ortaya çıkmasına rağmen işte, "Boğaz'daki tarihî yalıları koruyacağız, trafik kazalarını önleyeceğiz"in arkasına dünyaya sükse yapacağız, oradan para kazanacağız bunun benzeri birçok başka gerekçeyle Kanal İstanbul gündemdeki yerini işgal ediyordu yangınlar çıkana kadar. Yangınlardan sonra muhtemel yine devam edecektir. Bir bilim insanı üstelik de kendisine güvenen bir bilim insanı olarak ben sormuştum. Ya anlamadı ya not almadı ve benim soruma cevap vermedi; net cevap bekliyorum ben. Bu, tutanaklara bakarsa, görürse...
HASAN KALYONCU (İzmir) - Verdi.
HAYRETTİN NUHOĞLU (İstanbul) - Vermeyebilir Sayın Kalyoncu, doğru ama bir bilim insanı, diyebilir ki: "Bu, benim konum değil." onun da denizde ne kadar çalıştığını biliyoruz biz.
HASAN KALYONCU (İzmir) - Şimdi, öbür hoca kendi teorisini söyler, öbür hoca kendi görüşünü söyler.
HAYRETTİN NUHOĞLU (İstanbul) - Herhangi bir cevap verebilir ama duymamazlıktan gelemez; bu, kabul edilir değil. Türkiye Büyük Millet Meclisinde kurulmuş olan Komisyona konuşmaya, sunum yapmaya gelen bir bilim insanı buna cevap vermekten kaçamaz. O şekilde tutanakta zaten yer alıyor. Bu bakımdan da ifademi tekrarlamış oldum ve bu konudaki teessüflerimi tekrarlıyorum çünkü ben bir inşaat mühendisiyim, İstanbul'da yaşıyorum, İstanbul Milletvekiliyim. Kanal İstanbul hakkında çok uzun zamandır gerçekten emek veriyorum, gece geç saatlere kadar çalışıyorum, endişelerim var, endişelerimin giderilmesi açısından inandığım bir bilim insanına sordum, o da kanaatini söylerse -belki de gerçekten ben yanılıyorum- bir olumlu katkı sağlayacaktır ve ben rahatlayacağım ama bu cevabı alamadım.
HASAN KALYONCU (İzmir) - Şimdi...
HAYRETTİN NUHOĞLU (İstanbul) - Sayın Kalyoncu, size sormadım, lütfen ben bitireyim.
HASAN KALYONCU (İzmir) - Bilim insanları veri üzerinden konuştuğu için...
HAYRETTİN NUHOĞLU (İstanbul) - Ben tabii, size sormuyorum, sizin konunuzda uzmanlığınızı biliyorum, o ayrı bir konu yani ama ben bu konuda cevap beklediğimi tekrar ifade ediyorum.
HASAN KALYONCU (İzmir) - Veri üzerinden...
HAYRETTİN NUHOĞLU (İstanbul) - Burada sunum yapan herkese teşekkür ediyorum ama özellikle Sayın Sarı'ya duyduğu heyecanı bize de yaşattığı için ayrıca teşekkür ediyorum. "Bilim insanı" sıfatıyla gerçekten, bizzat kendisi, dalarak çalıştı, oradan çektiği videoları bize izlettiği için ve sanki olayı biz yaşıyormuşçasına aynı zamanda da öğrenmiş olduk. Çok teşekkür ediyorum.
Ama bir sorum var. Kasım ayında bu konudaki ikazlarını yaptığını ifade etti Sayın Sarı. Bunları ben duymamış olabilirim ama kamuoyunda duyulduğuna dair bir yazıya şu ana kadar rastlamadım. Şüphesiz, emeklerinin bir sonucu olarak bunları ifade etmiş. Nerede, nasıl yayınladığını bilmiyorum ama Sayın Sarı, ilgili kurum ve kuruluşlara ya da medyaya bunları ulaştırdınız da mı yayınlanmadı? Bunu merak ediyorum, sorum bu.
Sayın Okyar'a da sorum şu: Cumhurbaşkanıyla yaptıkları toplantıda Cumhurbaşkanı, çok açıkça, balıkların yenilip yenilemeyeceğini sormuş ama sizin ne cevap verdiğinizi ben anlayamadım. O sorunun cevabını öğrenmek istiyorum. Cumhurbaşkanına "Balıklar yenebilir ya da yenemez." diye bir cevap verdiniz mi, verdiyseniz nedir?
Teşekkür ediyorum.