KOMİSYON KONUŞMASI

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sayın Başkan, sayın milletvekili arkadaşlarım, değerli bürokratlar, basının değerli emekçileri, sivil toplumun değerli temsilcileri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; şimdi, Uğur Bey sunuşunda ekonomik reform programı çerçevesinde maddelerin buraya getirildiğini söyledi. Uğur Bey, sonuç olarak siz yasamanın bir temsilcisisiniz ve yürütmenin elbette belli planları söz konusu olabilir ki bunun yürütmenin gönderdiği bir torba yasa olduğunu biliyoruz.

Gelir İdaresi Başkanlığımıza hassaten teşekkür etmek isterim. Sonuç olarak bütünlük olduğunda yani hedef bütünlüğü olduğunda bir etki analizi de buraya ulaşmış; bu anlamda kendilerine teşekkür ediyoruz. Aynı zamanda, TÜRMOB'a da çok teşekkür ediyoruz. Henüz inceleme şansımız olmadı ama maddelerde inceleyeceğiz; bu anlamda teşekkür ediyorum. Bakın, böyle konu bütünlüğü olduğunda en azından böyle etki analizleri de buraya ulaşabiliyor ancak Uğur Bey, yürütme bir ekonomik reform programı açıklamış olabilir, bu ekonomik reform programıyla ilgili maddeleri buraya sevk etmiş olabilir ama işte, buraya, halkın, toplumun, ay sonunu getiremeyen memurun, intihar eden, atanamayan öğretmenin, vergi yükü çerçevesinde ezilen yurttaşın vicdanını yansıtacak olan milletin vekilleridir. Şimdi, yürütme ne diyor, gerekçelerinde ne söylüyor? Bakın, gerekçelerinde yalnızca bir paragraf: "Vergiye uyumlarını gözeteceğim. Vergi güvenliğini artıracağım. Rekabet ortamını güçlendireceğim. Yatırımları teşvik edeceğim." diyor, amacı bu ama Uğur Bey, ben burada "vergi adaleti" diye bir ifade görmedim. Yani "Vergi yükü kimin üzerinde bugün?" diye baktığımızda -eğer vergiyle ilgili yasaları konuşacaksak- bakın, bu yıl 1 trilyon lira vergi toplayacağız, bunun çok azını zenginler ödeyecekler. Bakın, servetin yüzde 55'ine şu anda nüfusun yüzde 1'i sahip ve bu yüzde 1 çok az vergi yüküyle karşı karşıya yani servetine ve gelirine oranla çok az vergi veriyor. Ya vergiden muaf... Diyelim ki rant olarak bakarsak: Bir arsa alıyor o zenginler 100 liraya, gidiyorlar, efendim imar geçiriyorlar, arsa bin lira oluyor, beş kuruş vergi alamıyoruz; bununla ilgili bir düzenleme yok. Bakıyorsunuz, servetine servet katıyor kamu ihalelerinde, diğer noktalarda; bunlara ek bir vergi yükü yok. Dar gelirlinin üzerinde olan vergi yükünü eksiltecek herhangi bir düzenleme yok. Bu 1 trilyon liralık verginin büyük çoğunluğunu dar gelirliler ödüyor, esnaf ödüyor, memur ödüyor, çiftçi ödüyor, hep beraber 84 milyon yurttaş ödüyoruz ama işte servetine servet katanlara dokunan tek bir düzenleme yok. O açıdan, buna "Ekonomik Reform Programı" demeyi ben zül addediyorum ve vergi adaletini sağlamayla ilgili de bu düzenlemenin herhangi bir iddiası yok Uğur Bey.

Bakın, Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; Pandora'nın kutusu açıldı; duydunuz değil mi, Pandora'nın bir kutusu açıldı. Pandora'nın kutusunun açılması ne demektir? Niye öyle bir isim vermişler? Çünkü dünyada da benzer bir durum var. Trilyonlarca dolar çok küçük bir azınlığın elinde. Büyük kesimler, 8 milyar nüfusun 7 milyarı, 7,5 milyarı sürünüyor, borç altında eziliyor ama küçük bir azınlık, bakıyorsunuz, trilyonlarca dolar servete sahip. Özellikle de bizim gibi hukuk güvenliği olmayan ülkelerden -kaynaklar- bizim gibi başka Orta Doğu ülkelerinden, Orta Asya ülkelerinden -hukuk güvenliği yoksa- bu servet sahipleri paralarını vergi cennetlerine götürüyor.

Dün, sarayın müteahhidi, şehir hastanelerinin müteahhidi, kamu ihalelerinin çoğunu alan bir müteahhit -Rönesans Holdingle ilgili- Pandora'nın kutusundan çıkan ilk isimdi. 600'den fazla isim varmış ama ilk isim olarak o çıktı. Bu kişi, 2005 yılında 500 milyon dolar olan servetini resmî olarak 4,4 milyar dolara çıkarmış kamu ihaleleriyle. Bu da bilinen kesimi kim bilir vergi cennetlerinde kaç milyar doları var? Şimdi, 210 milyon dolarını vergi cennetine kaçırdığına dair bir belge çıktı. Kim bilir daha neler kaçırdı? Ama biz bununla ilgili kıyameti kopardık, dedik ki: Arkadaş, bu nasıl olur ya? Bir: Sarayın müteahhidi, şehir hastanelerinin müteahhidi, bütün kamu ihalelerini alan bir müteahhit, bu anlamda bu parayı nasıl, nereden buldu? İki: Yurt dışına nasıl götürüyor? Ne dedi biliyor musunuz -Pandora'nın kutusunda açılan- müteahhit Rönesans: "Mevzuata uygundur yaptığımız işler." dedi. Haksız mı? Haklı. Mevzuata uygun. Yurt dışına para götürmekte herhangi bir engel yok, hatta ve hatta vergi cennetlerine para götürmenin üzerinde de herhangi bir engel yok. 2005 yılında bir yasa çıkardık, dedik ki: Vergi cennetlerine para götürene yüzde 30 vergi konulacak, öyle değil mi? Bu milletin iradesi koydu. Ama on altı yıldır bu iktidar o vergi cennetlerini tanımlamadığı için Türkiye'de servetine servet katanlar vergi cennetlerine parayı götürüyorlar ve kimse beş kuruşun hesabını soramıyor. Uğur Bey, bu yasanın böyle bir iddiası var mı? Sizin Manisa'daki çiftçiniz de eziliyor, Manisa'daki esnafınız da iflasla karşı kaşıya, Manisa'daki işçi de size "Geçinemiyoruz." diyor. Açlık sınırının altında bir asgari ücrete sahip Manisa'daki işçi de değil mi? Diyarbakır'da da aynı şekilde, Trabzon'da da Artvin'de de, bütün yurttaşlarımız o şekilde. Ama birileri kamudan beslenerek servetlerine servet katıyorlar ve bu paraları alıp vergi cennetlerine götürüyorlar. Bu sizin vicdanınızı sızlatmıyor mu? Eminim ki sızlatıyor, ben sizin vicdanınıza güvenirim ama getirdiğiniz teklifte bu vicdanın yansıması yok, bu anlamda da ekonomik bir reformdan bahsedilemez. Ekonomik reform yapacaksak vergi adaletini sağlayacağız. Efendim, böyle palyatif "Yok, şu ay beyanname vereceğiz, bu ay beyanname vereceğiz..." Tabii ki bunlar TÜRMOB için önemli olabilir ama TÜRMOB da şunu ister eminim: Vergide adaleti ister önce. Bütün yurttaşlarımız gibi mali müşavirler de zor geçiniyorlar. Bakıyorsunuz, birileri servetine servet katıyor; tüm yurttaşlarımız sürünüyor, borç altında. Sayın Bakan Yardımcım, vergide adaleti sağlama iddiası yoktur buraya getirdiğiniz önerinin, size söyleyeyim, vergide adaleti sağlamakla ilgili hiçbir madde yok. Bu açıdan, buna bir reform olarak bakacaksak gelir vergisi reformunu alacağız, kurumlar vergisi reformunu alacağız, önümüze koyacağız, bu milletin vekilleri yürütmeyle birlikte oturacak, çalışacak "Arkadaş, bu vergide adaleti nasıl sağlarız?" diye. Yüzde 1'in üzerinde bu kadar servet var. Bakın, size örnek vereyim, bunu reklam da ediyorlar: 4 kişi gitmişler, 28 bin lira hesap ödemişler, bunun fotoğrafını Instagram'a koyuyorlar; 4 kişi, 28 bin lira... Instagram'a koyuyor, hava atıyor, "Ben 28 bin lira harcadım." diyor 4 kişi, bir yemekte, bir öğünde. 28 bin lira 1 asgari ücretlinin bir yıllık geliri, bir yıllık; bir yıllık gelirini 4 kişi bir öğünde yiyor ama biz onları etkin şekilde vergilendiremiyoruz. Elbette birilerinin geliri olabilir, daha çok kazanabilir ama milletin vekiline düşen çok kazanandan çok vergi almak, etkin vergilendirmektir; az kazanandan da az almak, hatta hiç almamaktır sosyal adaleti sağlamak için.

Sizin bu teklifinize baktığımızda "Gelirin büyük bölümünü alanlardan, servetin büyük bölümünü alanlardan daha çok vergi alacağım." diye bir iddia yok Sayın Uğur Aydemir. "Bunda rant vergisini koyacağım." diye bir iddia yok. Mehmet Şimşek'in söylediği cümle devam ediyor. Mehmet Şimşek altı yıl önce, yedi yıl önce rant vergisinden bahsetmişti, Mehmet Şimşek gitti çünkü Tayyip Bey dedi ki: "Ben rant vergisi alsam ilçe başkanı bile bulamam." Bak, Ali Babacan da gitti; o da önermişti. Şimdi, işte sizin içinizden böyle vicdanlı sesler duymak istiyoruz. "Arkadaş, servetine servet katanlardan ben vergi alacağım, çok kazanandan vergi alacağım, rant vergisi alacağım." diye vicdanlı sesleri artık duymuyoruz. Niye? Çünkü "rant vergisi" diyenler gidiyor; işte, Mehmet Şimşek gitti, Ali Babacan gitti. "Ben de söylersem ben de giderim." diyor olabilirsiniz ama işte, cesaret böyle bir yerden geçiyor Sayın Uğur Aydemir, vicdandan geçiyor.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Yok, yok... Ben buna ne diyeyim?

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ben açıkça söylüyorum.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Ben buna cevap vermiyorum. "Uğur Aydemir cevap da vermiyor... Uğur Aydemir, Uğur Aydemir..." diyor...

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Yok tahrik değil, bunlar gerçeklik.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Neyin gerçeği ya?

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Halkın sırtına vergiyi yüklemişsiniz, KDV, ÖTV altında inim inim inliyor halk, asgari ücretliden vergi alıyorsunuz ama rantçıdan vergi almıyorsunuz. Vergi cennetlerine milyarlarca dolar götürenden vergi almıyorsunuz arkadaş, peşine de düşmüyorsunuz. Bakın, MASAK ne dedi geçen sene? "Bilgi paylaşımı yapacağız." dedi. Allah'ınızı severseniz Sayın Bakan Yardımcım, bilgi paylaşımını nerede yapıyorsunuz, kiminle yapıyorsunuz? Niye bu Rönesans gibi yandaş şirketlerin, vergi cennetlerine para götürenlerin bilgi paylaşımını yapmıyorsunuz, onlara "Nereden buldun?" diye niye sormuyorsunuz? "Ya arkadaş, senin vergin üç kuruş, sen milyarlarca doları yurtdışına götürmüşsün." diye niye sormuyorsunuz da esnafın peşine düşüyorsunuz, işçinin peşine düşüyorsunuz. Yapmanız gereken, vergi adaletini, sosyal adaleti sağlamak için onların peşine düşmek. O zaman, millet de görsün ki çok kazananın peşine düşüyor, ben vergi veriyorum...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Toparlarsanız lütfen...

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Şimdi, değerli arkadaşlar, bu açıdan, vergi adaletini sağlamayan bu tip palyatif torba tekliflere lütfen "vergi reformu" demeyin, "ekonomik reform" filan demeyin Uğur Aydemir, doğru kaçmıyor. Biz çok daha iyisini yaparız; yürütme böyle yasaları göndersin, biz vergi adaletini sağlayacak çok daha iyi bir reform yapabiliriz.

Maddelerle ilgili bir iki şey söyleyip bitireyim Sayın Başkanım müsaadenizle. Küçük esnafı basit usulde vergilendirmeyi kaldırıyorsunuz. Esnafı bitirdiniz, esnafı batırdınız, tamam mı, esnaf beş kuruş para kazanamıyor zaten, esnaf zaten vergi ödeyemiyor, diyorsunuz ki "Arkadaş, ben esnaftan vergi almayacağım." Ya, zaten kaç paralık vergi indiriyorsunuz? 235 milyon lira, 835 bin kişide kişi başına 200 lira yapmıyor Uğur Aydemir. Böldün mü hiç 835 bini 235 milyona? 200 lira yapmıyor ya. "Ortalamada 200-300 lira indirim yapıyorum." diyorsunuz, 200-300 lira mı destekleyeceksin batırdığın, bitirdiğin, pandemi sürecinde beş kuruş destek vermediğin esnafı? Böyle mi ağızlarına bir parmak bal çalacaksın? Bu doğru değil. Sonra çiftçiye diyorsun ki: "Arkadaş, ben senden vergi almayacağım bu desteklerle ilgili." Ya, arkadaş, tarımı bitirmişsin, çiftçi batmış, girdi maliyetleri altında inim inim inliyor; bununla ilgili bir reform getireceğine "Ben stopaj kesintisi almayacağım." diyorsun. Böyle mi kurtaracaksınız çiftçiyi?

Sosyal medya vergilendirilmesiyle ilgili Sayın Uğur Aydemir... Şimdi, bu "blogger"lar var, "YouTuber"lar var; bunlardan vergi almaya çalışacaksınız ama -bununla ilgili maddelerde de söylerim ama şimdiden söyleyeyim- "650 bin liraya kadar yüzde 15 alacağım." demeniz adaletsizdir çünkü şu anda 650 bin lira kazanan bir esnaf hangi vergi dilimine giriyor? Yüzde 35'in üzerine kadar vergi dilimine giriyor. Bu kişiler 650 bin lira kazandığında masrafı çok düşüktür yani bir bilgisayarla, bir serverla bu işlerini yapıyorlar. Bu açıdan "Yüzde 15 vergilendireceğim." demeniz adaletsiz bir durumdur diye düşünüyoruz, bunu söyleyeyim.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Daha mı fazla olsun?

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Elbette çünkü o rakamı düşürmemiz gerekir yani muafiyet rakamını daha aşağı bir rakama çekmemiz gerekir. Bir "YouTuber" neyle yapıyor işlerini? Bir bilgisayar, bir modem... Yani bir mal alıp bir mal satmıyor 650 bin lira ciro üzerinden. Diyelim ki ev kadınlarına ne yaptık? Dedik ki: "Muafiyet..." Ama ev kadını yün alıyor, örüyor, satıyor yani bir şey alıyor, satıyor, çok az bir kâr kalıyor. O açıdan, bu rakamın yüksek olduğunu düşünüyorum.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın Paylan, detaya maddelerde gireriz, tamamlarsanız memnun oluruz.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Tamam.

Yani bu yüzde 5 indirimle ilgili genişletmenizi de anlıyorum Uğur Bey ama asgari ücretten hâlâ vergi alan bir ülkeyiz. Bu anlamda, asgari ücretliler veya memurlar, işçiler biliyorsunuz ki vergiye bordro mahkûmu olarak uyumlular yani onlara herhangi bir indirim önermeyen, dar gelirliye herhangi bir indirim önermeyen... Ve özellikle uyumlu mükelleflerin de zaten durumu iyi olan mükellefler olduğunu biliyoruz yani büyük mükellefler olduğunu biliyoruz. Bu anlamda, bir genişletmeye gitmeniz de vergi adaletini sarsar diye düşünüyorum. Bir indirim yapacaksak da özellikle dar gelirli kesimlere dönük vergi indirimleri yapmanın sosyal adaleti sağlayacağını düşünüyorum.

Teşekkür ederim Sayın Başkan.