| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 24 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 19 .03.2015 |
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Şimdiye kadar söylediklerimi kısaca özetlemek istiyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda kabul edilen bu tasarının ilgili maddeleri ile 2559 sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu'nda yapılması öngörülen bazı değişikliklerin, gene, 2911 sayılı Yasa'da yapılacak olan değişikliklerin gerek hukuk devleti ilkesi gerekse temel hak ve özgürlüklerin korunması bakımından ciddi sakıncalar doğuracağı kanaatindeyiz. Tasarının iç güvenliğin sağlanması noktasında polisin idari ve adli yetkilerinin yetersiz olduğu şeklindeki kabulü bizce yerinde olan bir kabul değildir, yanlış bir kabuldür. Ancak tasarının tespit edilen sorunların çözümü bakımından pozitif yönde bir katkı sağlamaktan ziyade yeni sorunlara yol açacağı, kaldı ki hâlihazırdaki yetkilerin dahi kamu düzeninin ve iç güvenliğin sağlanması bakımından yeterli ve hatta yer yer keyfîliğe yol açabilecek ölçüde geniş olduğunu söylemem lazım.
Tasarıda yer verilen düzenlemelerin ana özeti; cumhuriyet savcısına ait yetkilerin valiye, valiye ait yetkilerin kolluk amirlerine devredilmesi, kolluk yetkilerinin de genişletilmesinden ibarettir. Böylece suçlulukla mücadelede gerek önleyici gerekse adli kolluk sistemi bakımından tartışmalı bir yapı oluşturulmaktadır. Özellikle mevcut ceza muhakemesi sistemi açısından dikkat çeken en önemli sakınca ceza soruşturmasını yapma tekeline sahip olan cumhuriyet savcısının belirli durumlarda devre dışı bırakılması ve Anayasa'da güvence altına alınmış bulunan toplantı ve gösteri hakkının kullanılamaz hâle getirilmesidir. Ana özeti bunun budur Sayın Başkan.
Ne yapıyoruz? Zaten sona yaklaşıyoruz, yavaş yavaş özetlemem lazım. Emniyet teşkilatında bir tasfiye hareketi yapıyorsunuz. Bunu yaparken ben vicdanlarınıza danışmanızı öneriyorum. Ortada, bakın, tekrar ediyorum, ortada devlet hiyerarşisi dışında bir yapılanma var ise yakasına yapışın, ilgililerden hesabını sorun ve o devlet hiyerarşisi dışındaki yapıyı yok edin, ona hiçbir şey demiyoruz. Ama bunu yaparken cadı avı mantığıyla hareket edilmemelidir, kazanılmış haklar korunmalıdır, liyakate, ehliyete, deneyime önem verilmelidir ve bunu yaparken bu hususları mutlaka göz önünde bulundurmanız lazım. Siz, bugün efendim, orada yetişen çocuklar bir gruba mensup diye o okulları kapatıyorsanız o zaman suç işlenen tüm kurumları kapatın, öyle bir şey olamaz. Suçlar şahsidir, suçların şahsiliği ilkesinden vazgeçmemeniz lazım. O nedenle, efendim, topyekûn bir karalama kampanyası fayda sağlamaz. Siz şimdi polis okulunu kapatıyorsunuz, polis kolejlerini kapatıyorsunuz, Güvenlik Bilimleri Fakültesini kapatıyorsunuz, yarın askerî okulları kapatacaksınız, bunu kaç defa tekrar ettim, gene de iddiayla söylüyorum, sizin gizli ajandanızda, gelecekte askerî okulların kapatılması da vardır. Zaten yavaş yavaş bunun kilometre taşlarını döşemek istiyorsunuz.
Gelin, diyorum ki bu işten vazgeçin, kurumlar reforme edilecekse edin, buna bir şey demiyoruz, geçmişte de bu yapılmıştır. Devlet teşkilatıyla ilgili reform çalışmaları yapılmıştır, çok kapsamlı MEHTAP Raporu hazırlamıştır, KAYA Raporu hazırlanmıştır. İçişleri Bakanlığında kaç ciltlik İç-Düzen Yayınları hazırlanmıştır. Reforme edilebilir ama reaksiyoner bir tavırla kamu idaresini düzenlemeye çalışırsanız yapıyoruz derken yıkmış olursunuz.
Teşekkür ediyorum.
Süre de bitti zaten.