SELİN SAYEK BÖKE (İzmir) - Başkanım, teşekkür ediyorum.

Bir önerim, bir de tarihe not düşmek üzere birkaç sözüm var.

Birincisi, önerim şu, maddenin gerekçesinin ilk cümlesini şöyle değiştirmeyi talep ediyorum: "Tarım sektörünün geliştirilmesi ve desteklenmesi, bu sektördeki verimliliğin artırılması, doğal biyolojik kaynakların korunması ve tarım sektöründeki refah düzeyinin yükseltilmesi amacıyla Tarım Kanunu'na uyulacaktır." Ya, bizim Tarım Kanunu'muza uysak esasında pek çok destek verilebilecek. O desteklerden bu kesintinin yapılmaması doğru, buna hiçbir itiraz olamaz ama kanunda, esasında çiftçinin hakkı olan, veriliyor olması gereken destekler verilmiyor. Dolayısıyla, temelden kanuna uymuyor olmakla ilgili bir problemle karşı karşıyayız. Hani, maalesef öyle gözüküyor ki yasaya uyulacağına dair bir ibareye ihtiyaç var. Bu şu açıdan önemli: Çiftçinin içinde bulunduğu yapısal sorunları neredeyse tüm vekil arkadaşlarım zaten dile getirdi ama kanuna uyulmuyor olmasından kaynaklı olduğunun altını çizmek gerekiyor. Burada bir siyasi irade var; siyasi iradenin ilk yapması gereken iş, çiftçiye hakkı olan, yasada güvence altına alınmış olan, millî gelirin yüzde 1'i düzeyinde verilmesi gerekiyor olan desteği vermekle başlamak gerekiyor, en az yüzde 1. Bu verilmediği için çiftçi borç yükü altında. Borç yükü altında olduğu için de bir düzenleme ihtiyacı daha çıkıyor; o da borcun nasıl ödeneceği sorusu. Buna da yanıt yok. Dolayısıyla, yapılan işin çok yetersiz olduğu, bunun bir reform olmadığı, hâlbuki bütüncül bir paketin içerisinde bir detay madde olacağı gerçeğinden uzaklaşmamamız gerektiğini düşünüyorum. Bu, siyasi iradenin devamlılığı açısından çok kritik.

İkinci mesele: Bunu Sayın Sındır söyledi, ben de tarihe not düşmek adına bir daha tekrar etmek istiyorum; esasında buradaki düzenleme çiftçinin mücadelesiyle kazanılmış bir siyasi hak, bir kez daha. Şanlıurfa'da 4 çiftçinin, mazot ve gübre desteği kapsamında yapılan destek ödemelerindeki stopaj vergisinin kaldırılması için ve yapılan kesintinin iade edilmesine dair Danıştaya yapmış olduğu başvurunun sonucunda ortaya çıkmış olan bir şey yani bir siyasi lütuf falan da yok ortada. Burada esasında çiftçinin bir hak mücadelesinin, olması gereken sonucuyla karşı karşıyayız. Onun için ben siyasi iradeye bir kez daha hatırlatmak istiyorum, bunu da tarihe not düşelim, Tarım Bakanı birkaç gün önce dedi ki: "Toplumda eğer kayırılan bir kesim varsa bunlar çiftçi kesimidir." Kayırıldığı iddia edilen çiftçi kesimine millî gelirin yüzde 1'i düzeyinde destek veriliyor olsa idi bugün esasında 220 milyar liraya yakın destek daha almış olurdu; almamış durumda olduğunun altını çizelim.

Teşekkür ediyorum.