KOMİSYON KONUŞMASI

KAMİL AYDIN (Erzurum) - Sayın Başkan, aslında gerçekten olay Dışişlerini çok doğrudan ilgilendiren bir olay olmadığı için, ben gerçekten milletvekili olarak, Komisyon üyesi olarak... Hani içinde bulunduğumuz şartlar ortada, belli, geçen yaptığımız toplantıların birçoğunda da aynı şeyleri yaşadık, yani olabildiğince siyasetüstü bir mevzu, çok fazla da polemiğe açık olmayan bir mesele. Normalde gerçekten konuya vâkıf, çalışma alanı olarak saptamış arkadaşların bir iki aydınlatıcı bilgileri ve yürütmeyi temsilen Bakan Yardımcısı arkadaşların bilgilendirmesi akabinde de böyle bir an önce deruhte edip çok rahat çıkarabileceğimiz bir meselede dahi bakıyorum ki sürekli politize ediliyor. Ben geçen toplantıda da sizden hassaten rica etmiştim, birçok arkadaşımız da katılmıştı, usulen ya bir zaman sınırlaması getirelim ya da gerçekten olayla doğrudan ilintili şeyleri konuşmakta yarar var diyorum, aksi takdirde, pandemi süreci yaşıyoruz, her defasında yeni arkadaşlarımızın yaşadığı birtakım, efendim, o kötü şeylerden dolayı geçmiş olsun dileklerimizi sunuyoruz.

Şimdi bunları söyledikten sonra, yine aynı şeyde ısrar ederek, yani Türkiye sanki bir anda salınımın, efendim sera gazının ilk 5'teki müsebbiplerinden bir ülkeymiş gibi hemen, bir an önce bir ameliyat masasına yatırdık, yargıladık, işte, şunlarda artış oldu, efendim nükleer santrallerde şöyle oldu, böyle oldu. Şimdi, mukayeseli tablolar, Allah aşkına, hepimizin yani çok rahat bir şekilde ulaşabileceği bilgi kaynakları var. Yani ben bir çırpıda söyleyeyim, Türkiye'nin şu anda dünyadaki sera gazı salınımı noktasında olsun, çevre kirliliği noktasında olsun, inanın tarihî sorumluluğu 0,6 yani yüzde 1 bile değil ve bizim kirlilikteki oranımız 1,1, yüzde 98,9'u konuşmuyoruz, efendim o küçük... Şimdi ülke sıralaması da elimde, utanarak okuyacağım yani Sayın Bakan Yardımcımız dedi "Biz şu anda alternatif..." Zaten aslında bunun özü Kyoto'da, Kyoto Sözleşmesi'ne imza koyup da uygulamayanlar belli, bu işten nemalanan ülkeler. Dolayısıyla, biz de tedbir, önlem adına birçok arkadaşımızın dilek, temenni olarak söylediği şeyleri başlatmışız. Neyi başlatmışız? Alternatif enerji kaynaklarına yönelimi başlatmışız ve gerçekten Avrupa'da ilk 6'dayız diyor istatistik bilgi -yanlışsam düzeltsin lütfen Sayın Bakan Yardımcımız- dünyada da 10-12 ülke arasındayız. Ama bu bağlamda en fazla müsebbipliği olan, sorumluluğu olan ülkelere bakıyoruz; Çin ABD, Hindistan, Rusya, Japonya, Almanya, İran, Güney Kore, Suudi Arabistan, Kanada, Meksika, Güney Afrika, Brezilya, daha sonra Türkiye. Ya, değerli arkadaşlar, biz zaten bu konuda hassasiyetimizi ortaya koymuşuz, yapıyoruz.

Şimdi, basit bir soru sorayım, Türkiye'yi gerçekten bu konuda böyle siyasi mülahazalar içerisinde yargılama yoluna giden arkadaşlara basit bir soru sormak istiyorum: Şu anda Kuzey Kutbu'nda büyük petrol arayışları var, müthiş kavga var, doğal gaz ve petrol arayışı. Türkiye'nin 1 tane sondaj gemisi var mı orada? Bu saydığım ilk 5 ülke orada büyük bir mücadele içerisindeler. Yani yüzde 20'lere, 30'lara varan sorumlulukları olan ülkeler dururken... Türkiye'nin zaten bu konuda öyle itibar mitibar kaybı da söz konusu değil, yani bu bizim zaten uygulamaya başladığımız bir süreç, bu konuda epey mesafe katettiğimizi de söylüyorlar. Dolayısıyla, ne olur, eleştirilerimizi yaparken ya da konuyla gerçekten doğrudan ilintili meseleleri gündeme getirirken yani böyle farklı yerlere çekip farklı eleştiriler yapmayalım, sonuçta bu ülke hepimizin, ülkemize zarar vermeyelim diyorum.

Ben usul konusunda da aynı şeyi tekrarlamak istiyorum, lütfen.

Teşekkür ederim.