KOMİSYON KONUŞMASI

ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, uyarılarıma devam edeceğim ama sözümün başında gene Tüzük'ün bu Komisyonda çiğnendiğini, ayaklar altına alındığını, konuşma hakkımızın kısıtlandığını tekrar belirterek sözlerime başlamak istiyorum.

Biz, topluma ve vatandaşa güvenin esas olduğu bir toplumsal düzeni yaratmalıyız yani vatandaşımıza güveneceğiz, topluma güveneceğiz. Sizin getirdiğiniz tedbirler, vatandaşa güvensizlik üzerine kurulu tedbirler. Hâlbuki siz iktidara geldiğinizde vatandaşa güvenin esas olduğunu belirterek iktidara geldiniz. Şimdi, herkesi sanal düşman gibi görüyorsunuz yani AKP iktidarı, bilhassa Hükûmet ve Sayın Cumhurbaşkanı, Sayın Başbakan kendileri gibi düşünmeyenleri, muhalifleri, kendileri gibi yaşamayanları düşman gibi görüyor. Efendim, bu bir toplum için en tehlikeli anlayıştır değerli arkadaşlarım. Biz, vatandaşa güvenin esas olduğunu düşünmek istiyoruz ve tedbirlerin ona göre geliştirilmesi gerektiğini düşünüyoruz.

Şimdi, basına yansıyan haberler var gene. Biliyorsunuz, Ulukışla'da IŞİD militanları bir askerimiz, bir polisimizi şehit etti, bir yurttaşımızı da öldürdü. Onların ifadelerini muhtemelen okuyanlar vardır. Orada müthiş şeyler var yani ifadelere bakarsanız MİT tırlarıyla Suriye'ye silah sevk edildiğini görürsünüz orada. Zaten 2 bin tır başka ne olacak? "Efendim, yiyecek gönderdik." Bizim Kızılayımız var, niye ta dünyanın öbür ucuna Kızılayın organizasyonuyla yardım gönderiyoruz da burnumuzun dibindeki Suriye'ye niye Kızılay organizasyonuyla yardım malzemesi göndermiyoruz? Çünkü o gönderilenler yardım malzemesi değil, ne olduğunu herkes biliyor. Bakın, Hollanda basınına bile yansıdı, diyor ki: "Tırlarda ne olduğunu biz teker teker biliyoruz." Artık dünya böyle bir dünya, siz inkâr etseniz de etmeseniz de durum bu ve Türkiye uluslararası alanda büyük bir tehlikeyle karşı karşıya. Türkiye Cumhuriyeti devleti, terörist örgütlerle radikal örgütlerle anılır oldu arkadaşlar, bu hepimizi incitiyor, sizi de incitiyordur bizi de incitiyor yani biz inciniyoruz da siz incinmiyor musunuz? Öyle inanıyorum ki sizler de inciniyorsunuz ama bu durum, bu gerçek değerli arkadaşlarım.

Şimdi, o ifadelerden yola çıkarak basında yer alan haberler var, bunları lütfen inceleyin, elinizi vicdanınıza koyun, bu silahlar giderken Özgür Suriye ordusu diyorlar, yok ki ortada Özgür Suriye Ordusu diye bir şey var mı? Şimdi, Suriye'de değerli arkadaşlarım, egemen üç güç var. Bir: Hükûmet güçleri yani Esad'ın güçleri. İki: PYD'nin güçleri. Üç: IŞİD. Özgür Suriye Ordusu diye bir şey yok, siz Özgür Suriye Ordusu yaratmaya çalışıyorsunuz ama yok öyle bir şey, Eğit donat diyorsunuz, neyi eğitip donatacaksınız? Eğiteceksiniz, donatacaksınız ondan sonra gidecekler IŞİD'e katılacaklar. Bugüne kadar olan bu, El Nusra'ya yardım ettiniz, efendim El Nusra gitti, IŞİD ayrıldı gitti şimdi dünyanın en tehlikeli terör örgütleri hâline geldi.

Bir tarafta bu var, bir tarafta da Twitter hesabından yayınlanan bir şey var, siz hepiniz okumuşsunuzdur, hepiniz görmüşsünüzdür. Sayın Cumhurbaşkanı zannediyorum ya Siirt'e, bir yere seyahat yapacak, ne diyor: "Halife geliyor." Arkadaşlar, bunlar yanlış, bakın, bizim her söylediğimizi size karşı kötü bir şeymiş gibi anlamayın. O gün de söyledim keşke Cumhurbaşkanımız, keşke Sayın Cumhurbaşkanı tüm Türkiye'nin cumhurbaşkanı gibi hareket etse 77 milyon insanın Cumhurbaşkanı gibi hareket etse. Toparlayıcı olsa, birleştirici olsa, ayrıştırıcı olmasa, ötekileştirici olmasa ama öyle değil, öyle olmuyor. Öyle olmasını siz sağlayın, bizi zaten dinlemez, efendim biz muhalifiz öyle diyorlar "Sizin söylediğiniz yanlış." diyor. Ya şimdi il başkanı efendim "Halife geliyor" diye tweet atıyor. Değerli arkadaşlar, siz tasvip etmiyor olabilirsiniz, tasvip etmediğinizi öyle düşünüyorum ama olanı biteni de inkâr edemeyiz ki. Şimdi, şunu da diyebilirsiniz: "Bu münferit bir harekettir." de diyebilirsiniz ama yani bu münferit hareket bugüne kadar yoktu da niye şimdi çıkıyor? Bu, yaratılan gelen bir iklimin sonucudur değerli arkadaşlarım yani bu tür davranışlar yaratılan gelen bir iklimin sonucudur, siz böyle bir iklim yaratırsanız, böyle bir ortam yaratırsanız öyleleri de çıkar, provokasyon yapanlar da olur, provokatörler de ortaya çıkar.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) - Esas olan ülkeyi böyle bir ortama sürüklememek, ülkeyi böyle bir ortamdan korumak.

Sayın Başkan, izin verir misiniz yoksa...

BAŞKAN - Bir dakika olur mu?

ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) - Olur zaten İç Tüzük'ü uygulamıyorsunuz, hakkımızı elimizden alıyorsunuz, çoğunluğunuza güvenerek efendim tüzüğü de çiğniyorsunuz.

BAŞKAN - Yok, çok teşekkür ediyorum, talep ettiğiniz zaman verdiğimi biliyorsunuz.

İDRİS ŞAHİN (Çankırı) - Değerli Başkanım...

ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) - Kişisel değil... Sözünüzü kesiyorum, kusura bakmayın.

İDRİS ŞAHİN (Çankırı) - Estağfurullah.

Buyurun.

ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) - Biz diyoruz ki Tüzük uygulansın, yoksa kişisel çabanızla siz daha fazla söz hakkı, o ayrı ama biz hukuki anlamda diyoruz ki Tüzük çiğnendi, 31'inci madde çiğnendi, 82'nci madde çiğnendi diyoruz. 31'inci maddeyi öyle çiğnediniz ki efendim bir fıkrasını uyguluyorsunuz, bir fıkrasını uygulamıyorsunuz yani bu tamamen devriiktidarınızın adalet anlayışına uygun bir uygulama.

Teşekkür ediyorum.