| Komisyon Adı | : | DIŞİŞLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Tekirdağ Milletvekili Mustafa Şentop'un, Paris Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi (2/3853) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 05 .10.2021 |
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Sayın Başkanım çok teşekkür ediyorum.
Sayın Bakan Yardımcılarımıza, size, Komisyon üyelerine saygılarımı sunuyorum. Sayın Çonkar ve Turan'a da geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.
Dışişleri Komisyonunun ilk kez bir toplantısına katılıyorum. Komisyon üyelerinin çok kısa kısa konuştuklarını gördüm yani Sayın Aydın'ın bahsettiği gibi değil, bizim diğer Komisyonlarda olsun, Çevre Komisyonunda olsun -ben daha önce İçişleri Komisyonundaydım- çok uzun konuşmalar olur, burada gayet güzel, keyifli, kısa kısa, hap gibi konuşmalar yaşanıyor. Bence buna şükredin yani, başka komisyonları görseniz herhâlde daha farklı olurdu. Başka komisyonları görseniz herhâlde dersiniz ki: "Eyvah, ne oluyor?"
KAMİL AYDIN (Erzurum) - Dışişleri Komisyonunun bir ayrıcalığı var yani.
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Evet, onu gördüm, fark ettim ben de. O yüzden ben de çok uzatmayacağım, çok kısa, hızlı bir şekilde konuşayım bari.
Efendim, olumlu bir anlaşma, evet. Biz de katkımızı veriyoruz, vereceğiz de. Sabah Çevre Komisyonunda konu konuşuldu, Sayın Bakan Yardımcısı Çevre Komisyonunu da bilgilendirmişti. Olumlu buluyoruz, destekliyoruz, doğru. Diğer arkadaşların sorduğu gibi, beş yıl niye gecikildi bunda? Niye gecikildi? İşte, bahsedildiği gibi para yüzünden gecikildi. Para işin içerisine girince, 3 milyar dolar girince, Sayın Erdoğan Amerika'ya gittiğinde Amerika'da 3 milyar dolarlık bir fon, İklim Fonu olduğu duyulunca, hemen apar topar dendi ki: "Biz bunu geçirelim." Peki, bu İklim Fonu için mi kullanılacak bu para yoksa başka bir yerde mi kullanılacak? Şüphesiz ki bu tartışılan önemli konulardan biri. Sayın Erdoğan Amerika'ya gidince, doların yeşilini görünce, ağacın yeşilini hatırladı ve ağacı...
BAŞKAN AKİF ÇAĞATAY KILIÇ - Değerli Vekilim, sözünüzü... Bir saniyenizi rica edeceğim.
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Buyurun.
BAŞKAN AKİF ÇAĞATAY KILIÇ - Komisyonumuzun bir özelliği daha var: Biz çok fazla siyaset içerisindeki konulara dikkatli giriyoruz, onu da hatırlatmış olalım. Şimdi, şahsi giriyorsunuz.
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - İzin verirseniz, ben bir milletvekili olarak ve Cumhuriyet Halk Partisinin Genel Başkan Yardımcısı olarak görüşlerimi aktarayım, olur mu Sayın Başkanım.
BAŞKAN AKİF ÇAĞATAY KILIÇ - Tamam, ona bir şey demiyorum. Ben size hatırlatıyorum efendim.
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Peki.
Bu doların yeşili görülünce ağacın yeşili akıllara geldi. Peki, ne olacak? Bu anlaşma imzalandı, onaya geldi; yarın inşallah Türkiye Büyük Millet Meclisinde oy birliğiyle onaylanacak. Bitiyor mu? Hayır, kâğıt üstünde kalmaması gerekiyor bunun ama muhtemelen kâğıt üstünde kalacak. Mesela ne yapılması gerekiyor? Mesela kömürle çalışan termik santrallere son verilmesi gerekiyor. Nereler, ben size söyleyeyim mesela arkadaşlar: Bakın, Soma Termik Santrali'nin 6 ünitesinden 4'ü, Kangal'ın 2'de 2'si, Afşin Elbistan Termik Santrali'nin 4'te 2'si, Tunçbilek'in 3 ünitesinden 2'si hâlâ çalışıyor, kömürlü termik santrali ve maalesef filtresiz çalışıyor. Filtresiz çalıştığı müddetçe burası, biz istediğimiz kadar Paris Sözleşmesi'ne taraf olalım, imzalayalım, onaylayalım, geçsin. Hiçbir anlamı yok ki! Kâğıt üstünde kalır. Vahşi madenciliğe istediğimiz kadar devam edelim, vahşi madenciliğe devam ettiğimiz müddetçe bu anlaşmayı imzalamışız, imzalamamışız; onaylamışız, onaylamamışız, hiçbir anlamı yok. Siyanürle altın ayrıştırma işi... Bu devam ettiği müddetçe Paris Sözleşmesi'ne taraf olsak ne, olmasak ne? Yeşil alanların betonlaştırılması, İstanbul'daki halin olduğu bölge, İETT garajının olduğu Ataşehir'deki bölge "Yeşil alan yapılacak." dendi ama şimdi betona açıldı. Eğer biz betonlaşmayı sürdürürsek Paris Sözleşmesi'ni istediğimiz kadar kabul edelim, istediğimiz kadar bunu onaylayalım, hiçbir faydası olmayacağını görüyoruz.
İklim krizi var mı? Evet var. Son yıllarda yaşadığımız, özellikle bu yıl yaşadığımız sel felaketleri iklim krizinin bir ürünüdür, doğru ama insanoğlunun, hiçbirimizin, yağmurun yağmasını, şiddetli yağmasını durdurma şansımız yok. Bu, kulun gücünün yeteceği bir şey değildir. Ne yapabiliriz? Seli engelleyebiliriz. Sel olduğu zaman can kaybını engelleyebiliriz, dere yatağına ev yapmayarak yapabiliriz bunu.
Orman yangınları... Evet, küresel iklim krizi nedeniyle Akdeniz çanağında, tümünde neredeyse, bu yıl yangınlar yaşandı. Engelleyebilir miyiz? Evet, engelleyebiliriz. Orman içi yollarla, orman işçilerini daha çok geliştirerek, mevsimlik işçi statüsünden vazgeçerek... Pek çok şeyi var, ben tek tek burada Dışişleri Komisyonuna çevreyle ilgili bir şey vermek istemiyorum ama bunları sağlamamız gerekiyor, bunları sağlamadığımız müddetçe biz Paris Sözleşmesi'ni onaylamışız, onaylamamışız, pek bir anlamı olacağını düşünmüyorum. Müsilaj meselesinde günlerce konuşuldu, tartıştık, hepimiz konuştuk, komisyon kuruldu ama bir adım ileri gidemedik. Maalesef, milletvekillerimiz gidiyor, bütün partilerden milletvekillerimiz gidiyorlar, işte, dalış yapıyorlar, komisyonlar çalışıyor ama ciddi anlamda bir çalışmanın olmadığını da hep birlikte görüyoruz.
Ben bir kez daha hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyorum. İnşallah önümüzdeki süreçte bu Paris İklim Anlaşması'nın getirdiği bütün uygulamaları hayata geçiririz yani yurt dışına karşı sorumluluğumuz neyse dışarıya karşı, biz kendi adımıza bunu gerçekleştiririz ama kimse, Hocam, Türkiye'yi suçlamıyor, biz Türkiye olarak dünyayı kirletmiyoruz. Hiç kimsenin de böyle bir suçlaması, böyle bir iddiası yok zaten. Biz üzerimize düşeni yapacağız. Mesela, Afşin Elbistan Termik Santrali de hâlâ kül saçmaya devam ediyor, bunu durdurmamız gerekiyor. Bunları anlatmaya çalışıyoruz.
KAMİL AYDIN (Erzurum) - Alternatif gelişti, artıyor. Azalacak bu.
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Umarım, biz de o dertteyiz. Bakın, beş yıldır zaten muhalefet partileri bunu söylüyorlar. Beş yıl sonra sayın bakan yardımcılarının, sayın bakanların, Sayın Cumhurbaşkanının bu noktaya gelmesi mutluluk verici bir olay. Zaten beş yıldır biz aynı şeyleri söylüyoruz, burada hemfikiriz.
Özel uçak meselesine gelince, son olarak onu söyleyeyim. Yani, ben anlayamadım ne demek istediğinizi ama Ceyda Hanım, biz mesela en son özel uçağı Genel Başkanımızla Kastamonu ve Sinop sellerinde kullanmak durumunda kaldık, ulaşım nedeniyle ama parasını Genel Merkezimiz kendi bütçesinden ödedi. Sizin Genel Başkanınızın bindiği uçakların parasını devlet ödüyor, farkında mısınız bilmiyorum.
Teşekkür ediyorum tekrar, sağ olun.
Çok teşekkür ederim Sayın Başkanım.