| Komisyon Adı | : | İÇİŞLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 24 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 19 .03.2015 |
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Geçmiş maddelerde de söylediğim gibi, önce bir defa hukuksuzluğu kayıtlara geçirmek istiyorum. Başkanlık makamının gayrihukuki tutumunu ve AKP çoğunluğunun bu gayrihukuki tutuma destek veren anlayışını kayıtlara geçsin diye bir daha söylüyorum çünkü bu tasarının bu maddelerinin yani Komisyona geri çekilen maddelerin Komisyonda tekrar görüşülmesi sırasında İç Tüzük uygulanmamıştır, İç Tüzük'e aykırı hareket edilmiştir, Komisyon üyelerinin ve diğer milletvekillerinin konuşma hakları kısıtlanmıştır. 82'nci madde uygulanmamıştır, 31'inci maddenin bazı fıkraları uygulanmış bazı fıkraları da uygulanmamıştır. Öncelikle bunu dikkatinize sunmak istiyorum.
Şimdi, önceki konuşmalarımda belirttiğim bu IŞİD meselesine devam etmek istiyorum değerli arkadaşlarım. Geçmiş maddede söylediğim bu gazeteci şöyle diyor: "Kaçakçıların konuşma için IŞİD'in izin vermesi gerektiğini söylüyor." Yani bir IŞİD mensubu konuşmak istiyorsa IŞİD yetkilileri izin verecek ondan sonra konuşacaklar.
Bazı savaşçıların Suriyeli olduğunu söylüyor bu. Çünkü bunların aksanlarından Suriyeli olduklarını anlıyor. Bazıları Orta Doğu'nun diğer ülkelerinden, bir bölümü de hiç Arapçayı bilmiyor veya çok az konuşuyor. Yani nereden gelmiş bunlar? Bunlar muhtelif ülkelerden gelmişler. Bir bölümü Avrupa ülkelerinin ve diğer ülkelerin yurttaşı, bir bölümü de orada oturma hakkını kazanmış olanlar.
Gene İngiltere'den gelen bir haberde Londra'da Heathrow Havaalanında -biliyorsunuz Heathrow Londra'nın en büyük havaalanı- Türkiye'den giden bir kadının Suriye'yle terör bağlantısı gerekçesiyle gözaltına alındığı gene basına yansıdı. Yani Türkiye'den Londra'ya dönüyor ve terörle bağlantısı var diye orada gözaltına alınıyor.
Gene güvenlik birimlerinin son tahminlerine göre IŞİD saflarında 20 binden fazla yabancı savaşçı var. Bunların beşte 1'inden fazlası yaklaşık 4-5 bini ya Avrupa Birliği ülkelerinin yurttaşı veyahut da orada oturma hakkını kazanmış olanlar. Bunlar gemilerle, göçmen gemileriyle yurt dışına kaçırılıyor, aynen göçmen gibi kendilerini gösteriyorlar ve bu şekilde yurt dışına geçme imkânı elde edebiliyorlar. Bunlar yeni bir krizin habercisi gibi algılanıyor. Evet, ülkemizin karşı karşıya bulunduğu en büyük tehlikelerden biridir.
Değerli arkadaşlarım, Türkiye'nin Pakistanlaşma ihtimali var. Bakın, bunu ciddi bir iddia olarak ortaya atıyorum. Gaziantep ve havalisinin de Peşaverleşme ihtimali var. Tarihe biraz geri gidin. Gaziantep ve havalisi Peşaverleşme tehlikesiyle karşı karşıya. Gaziantep'i bir lojistik merkez olarak kullanıyorlar. Hükûmet merkezleri Gaziantep'te. Her gün bir heyet geliyor bir heyet gidiyor. Biraz evvel ifade ettiğim gibi "NGO" adı altında tüm ülkelerin orada servis faaliyetleri devam ediyor ve böyle bir durumla karşı karşıyayız.
Zamanım azaldığı ama bir noktaya temas edeyim sonra da gene ileriki maddelerde devam edeceğim.
Bakın, işsizlik rakamları açıklandı. Türkiye'de işsizlik oranı 10,7. Genç işsizlerin yüzde 20'den fazla. Şimdi, biz, Suriye'den gelenlere nasıl iş imkânı sağlarız diye bir çaba içerisine giriyoruz. Bu yanlıştır. Olması gereken nedir? Suriye'nin bir an önce sükûnete kavuşması, oranın güvenli bir hâle gelmesi ve ülkemize gelen Suriye yurttaşlarının tekrar ülkelerine salimen dönmelerini sağlayacak bir ortamın oluşması. Yani Türkiye'nin yapması gereken budur. O nedenle, Türkiye bir an önce Suriye'de barış ortamının oluşması ve Suriye'de sükûnetin meydana gelmesi için çaba göstermelidir diyorum.
Teşekkür ederim.