| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Manisa Milletvekili Uğur Aydemir ve 49 Milletvekilinin Vergi Usul Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/3854) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 06 .10.2021 |
ERHAN USTA (Samsun) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Az önce ben de yine burada verilen yetkinin Parlamentonun yetkisini gasbetme anlamına geleceğini ifade ettim. İlave olarak da bir iki konuyu gündeme getirmek istiyorum. Tabii, bir de vergide öngörülebilirlik olması lazım. Özellikle, bu tür yetkilerin kullanılmasıyla hakikaten yani vergide hiçbir öngörülebilirlik yok.
Şimdi, otomobille ilgili hususu düşünelim: Geçenlerde ne yapıldı? Bir düzenleme yapıldı, oradaki birtakım ÖTV'ye tabi matrahlara göre aynı silindir hacmi içerisinde işte üçlü oranlar var, oralarda bir düzenleme yapıldı, o eşikler artırıldı. İşte, nihai fiyatı 320 bin lira olan araçlarda yüzde 16, 50-60 bin liraya denk gelen bir fiyat indirimi söz konusu oldu. Bu piyasaya yansıtıldı mı, yansıtılmadı mı? Maliye Bakanlığı takip ediyordur herhâlde. Gidin, bakın, hiçbir tane o araçlardan sıfır araç bulamıyorsunuz. İkinci faturayı kesiyor, ondan sonra ikinci el şirketine gönderiyor, ikinci elde sıfır kilometrede plakası takılmış araç alıyorsunuz. Yani dolayısıyla burada vergi düşürüldü ama o kazancı... Bunu sektör niye yaptı? Çünkü o da şunu söyledi: "Kardeşim, benim elimde ÖTV'si yüksek oranda ödenmiş araç var, sen benim elimdeki aracın ÖTV'sini bir anda düşürdün, beni zarara uğrattın." diye bir mazeretle başlangıçta bu yapıldı ama şu anda sistem bu şekilde çalışıyor. Bir öngörülebilirlik de yok. Yani bu niye? İşte, bu yetkilerden kaynaklanıyor yani işte orayı değiştir, burayı değiştir, oranı farklılaştır, matrahı farklılaştır derken vergide öngörülebilirlik tamamen kaybolmuş oluyor. Burada bir maliye politikası falan da yok. Yani bu ne amaçla yapılıyor ben bunu bilmiyorum.
Artırmaya gelelim. Şimdi mesela kaçtı 1600 cc'nin altındaki araçlarda? Uzun süredir devam eden oran yüzde 45'ti yanlış hatırlamıyorsam üç beş yıl öncesine kadar, sonradan 60-80 falan getirildi. Yani şimdi, ben bir araç alıyorum, burada ÖTV'nin ilk çıktığı vakti hatırlarsanız. Yerli ile ithal arasında bir farklılaştırma yapılamadığı için doğrudan, dünyadaki uluslararası kurallara aykırı olduğu için. O zaman yerliyi nasıl teşvik ederiz biz? Genelde o dönemde, bundan yirmi yıl öncesini söylüyorum, işte 1600 cc'nin altındaki otomobiller yerli otomobildi, üstündekiler ithaldi, ithali cezalandıralım diye onlara yüksek oran uygulamıştık, ben o zaman devlette çalışıyordum. Fakat şimdi öyle oldu ki tabii şu anda satılan otomobillerin yüzde 95'i yanlış hatırlamıyorsam -ufak tefek oran değişmiş olabilir, belki de 96-97 oldu- 1600 cc'nin altında, zaten bizim o sistem şu anda çalışmıyor, o bir.
İkincisi, şimdi, biz sürekli vergiyi artırırsak... Buradaki amaç gelir toplamak, ikincisi de ithalatı kısmak, biraz da tüketimi kısmak çünkü tasarruf oranlarını artırmaya çalışıyor devlet fakat burada tüketimi kısıcı hiçbir etkisi olmuyor. Evet, ilk finansman gideri anlamında yani finanse edebilme anlamında bir zorluğu var ama aldıktan sonra sizin otomobilin sürekli fiyatı artıyor. Şimdi, böyle bir ortamda da işte o yüzden ithalatta da falan bir yavaşlama falan yok veya ithal-yerli oranına baktığımızda hâlâ yüzde 75-80'i yurt içinde tüketilen otomobilin ithal. Yani hakikaten burada bir politika çerçevesinde hareket etmek lazım, öngörülebilir olması lazım, bunların hepsini kaybettin. Şimdi, Parlamentoya da gelmiyor, işte olağanüstü orada Bakanlar Kurulu, geçmişte Bakanlar Kurulu, şimdi Cumhurbaşkanına verilmiş yetkiler çerçevesinde bu yoktur. Yani artık burada bir mantık, bir felsefe ortaya koymak lazım Sayın Bakan Yardımcısı. Yani Maliye Bakanlığı olarak bunu düşünmek gerekiyor ve verginin öngörülebilir olması lazım, aldığınız kararların da uygulanabilir olması lazım, az önceki şeyi söylüyorum. Yani efektif olarak sizin o vergi indirimi, yaptığınız indirim bir anlamda ÖTV düşüşü, piyasaya nihai fiyat olarak yansımadı. Bakın, bunu kontrol edin. Dolayısıyla şimdi birilerinin o zaman cebine gidiyor, devlet vergiyi düşürüyor, olmuyor.
Şimdi, özü itibarıyla da baktığımızda, hakikaten, tamam, şu veya bu nedenle hem tüketimi kısmak hem cari açığı düşürmek gibi nedenlerle bu yapılabilir ama nihayetinde otomobil alımı da çok zorlaştı, çok pahalılaştı. Yani en ucuz otomobili alırken 1 tane kendinize, 1 tane devlete alıyorsunuz. Biraz pahalı otomobil alayım derseniz 1 tane kendinize 3 tane devlete alıyorsunuz. Dünyanın hiçbir yerinde bu kadar yüksek otomobil vergisi yok, bunları tekrar bir gözden geçirmek gerekir.