| Komisyon Adı | : | SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Denizli Milletvekili Şahin Tin, Samsun Milletvekili Fuat Köktaş ve 58 milletvekilinin, Türkiye İhracatçılar Meclisi ile İhracatçı Birliklerinin Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/3876) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 20 .10.2021 |
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Çok teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli Başkan, değerli arkadaşlarımız, değerli vekillerimiz; bildiğiniz gibi Türkiye 1990'lı yıllarda G20 ülkeleri arasına girmişti ancak en son Ekim 2021 IMF'nin Ekonomik Görünüm Raporu'na baktığımız zaman ne yazık ki Türkiye'nin G20 ülkeleri arasından düştüğünü görmekteyiz. Doğrudan yabancı sermayeye baktığımız zaman artık yabancıların ülkemize uğramadığını görmekteyiz. CDS primlerinde ülkenin riskinin yükseldiğini ne yazık ki görmekteyiz. Net rezervlerimizin, Merkez Bankası net rezervlerinin eksi 50 milyar dolarlara ulaştığı bir ortamda ihracatçılarımızın 211 milyar dolar gibi bir hedefle 2021 yılını hedeflemeleri ve bu yolda ilerlemeleri, geçen seneye göre -2019'a göre- artışların olması, özellikle de dünya ihracatındaki payımızın az da olsa -bir eşik değer- yüzde 1 değerini aşıyor olması önemli şeyler. Her ne kadar 2023 hedeflerinden fersah fersah uzakta olsak da 211 milyar dolarlık bir hedef ve bu hedefin tutturulacak olma ihtimali önemli.
Şimdi burada, evet bu rakamlar güzel, moral verici rakamlar belki ama burada esasında bizim ihracatımızın yapısına bir bakmamız lazım bence. Yani ihracatımız içerisinde yüksek teknolojili ürünlerin oranı ne? Kilogram başına ihracat rakamları ne? Bunları bir gözden geçirmemiz gerekli. TÜİK'in Dış Ticaret İstistikleri Mayıs 2021 Raporu'na göre ihracattaki yüksek teknolojili ürün oranı Mayıs 2020'de yüzde 3,8'miş, Mayıs 2021'de bu rakam yüzde 2,7'ye düşüyor. İlk beş aylık rakamlara baktığımız zaman yani ocak-mayıs rakamlarına baktığımız zaman, 2020 ile 2021'i kıyasladığımız zaman da bunun yüzde 3,6'dan yani geçen sene yüzde 3,6 olan oranın bu sene yüzde 3,1'e gerilediğini görmekteyiz. Yani ne yazık ki yüksek teknoloji gerektiren ürün ihraç edemiyoruz. İşin tuhafı, 2000'li yılların başında bu rakam yüzde 6,73'tü yani 2000'li yıllardan bugüne kadar bu rakamda ciddi bir gerileme var, bunun üzerinde Komisyon üyelerimizin mutlaka ve mutlaka düşünmesi gerekmekte.
Kilogram başına ihracat bedeline baktığımız zaman 2014 yılında kilogram başına ihracatı 1,59 dolarmış, 2020 yılında bu rakam 1,01 yani yüzde 33'lük bir düşüş var bakıldığı zaman.
AYHAN ALTINTAŞ (Ankara) - Dolar bazında.
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Dolar bazında yani bu da çok önemli bir şey. Bu senenin rakamlarına baktım ben, ilk dokuz ayın rakamlarına baktım; 1,11 dolar yani esasında batı cephesinde değişen bir şey yok ne yazık ki.
Şimdi, bu olay bize, bu ihracattaki... Yani baktığınız zaman ihracat rakamları neden yükselir? İşte, yüksek teknolojili ürün...
AYHAN ALTINTAŞ (Ankara) - Katma değerli ürün.
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Katma değerli ürün ihraç edersek, biz kilogram başına ürün ihracat bedelini yükseltirsek ihracat yükselir. Ancak bu rakamlara baktığımız zaman ihracattaki yükselişin sebebi bu değil. İhracattaki yükselişin sebebi, sizin "rekabetçi kur" dediğiniz, Türk lirasının değer kaybetmesinden kaynaklandığını ne yazık ki görmekteyiz.
Şimdi, bu sene başında Cumhuriyet Halk Partisi bizlere bir görevlendirme vermişti. Biz bölgemizdeki ihracatçı firmaları dolaştık, onlarla bir arada bulunduk. Bizim bölgemiz, Manisa bölgesinde genelde tarıma dayalı, tarım ürünleri ihracatı söz konusu. Onlarla yapmış olduğumuz sohbetlerde şöyle bir şeyden bahsettiler bize, bugün Dünya gazetesinde de ondan bahsedilmiş: Evet, Türk lirasının değer kaybetmesi, doların Türk lirasına göre değer kazanması bizde bir rekabet gücü oluşturdu ancak elin oğlu da bizim kurlarımızı takip ediyor. Geçen sene 1 eurodan sattığı ürüne bu sene karşıdaki firma, partner diyormuş ki: "Geçen sene ben bunu 1 eurodan aldım ama geçen sene euro sizde 8 liraydı, bu sene 10 lira oldu, bunu artık 0,8 eurodan bana sat." Buna benzer bir şey konfeksiyon ve tekstil sektöründe de varmış yani partnerlerimiz, özellikle Avrupa Birliği ülkeleri, yurt dışındaki alıcı olan firmalar TL'nin değer kaybetmesini bir fırsat hâline getiriyorlarmış, bunu da gördük. Burada şöyle bir şey var esasında: Esasında bu olay yani biraz evvel anlatmış olduğum olay, Türk malı imajının henüz oturmadığını bizlere göstermekte, Türkiye'nin markalaşma yolunda da alması gereken bir hayli mesafe olduğunu göstermekte. Hâl böyleyken, biz, Türk Tanıtım Grubunu lağvediyoruz yani "Türk Tanıtım Grubu" dediğimiz -2018'de kuruldu galiba- bu kurumun amacı "Türk malı" imajını dünyada yerleştirmek. Hâl böyleyken, biz Türk Tanıtım Grubunu lağvediyoruz, kaldırıyoruz. Yani bu işlevsiz miydi? Yani kaldırdığımıza göre ve talep ihracatçılardan, TİM'den geldiğine göre -ben öyle zannediyorum- demek ki işlevsiz bir şeydi. Bunun yerine ne koyacağız? Bence sorulması gereken konulardan bir tanesi bu.
Ayrıca -şimdi, yanlış biliyor olabilirim- ilk madde işte, İhracatçılar Meclisi ile İhracatçı Birliklerinin Kuruluş ve Görevleri Hakkındaki Kanun'un 18'inci maddesinde düzenleme getiriyor, diyor ki: "Müsteşarlık ibaresini değiştirelim." Fakat kanunun -zannedersem en son 2014'te değişiklik olmuş- her tarafında "Müsteşarlık" ibaresi zaten var yani yapmışken bir değişiklik, hepsini birden değiştirelim. Ben yanlış biliyor olabilirim, ben kanuna baktım, işte, 1'inci maddesinden itibaren "Müsteşarlık", ilgili işte "Bakanlık" gibi ibareler var, ben bunların da elden geçmesi gerektiğini düşünüyorum.
Bir de bu Türk Dağıtım Grubunu lağvedeceğiz, bunun varlıkları da yeni kurulan -kurulmuş olan daha doğrusu- anonim şirkete aktarılacak, bunların bir kısmı aktarılacak ve bunun takdiri de Bakanlıkta olacak. Bu grubun ne kadar varlığı var -mesela, onu da burada, Komisyonda tartışsak- ve bunun ne kadarı aktarılacak, neden tamamı aktarılmıyor? Çünkü burada toplanan paralar ihracatçıların parası. Bakanlık hepsini aktarmazsa geri kalanını ne yapacak? Bunun da burada tartışılması gerektiğine inanıyorum ben.
Genel itibarıyla söyleyeceklerim bunlar, maddelerde de ayrıca görüşlerimizi bildireceğiz.
BAŞKAN ZİYA ALTUNYALDIZ - Vehbi Bey, teşekkür ediyorum.