| Komisyon Adı | : | DİJİTAL MECRALAR KOMİSYONU |
| Konu | : | Yeni yasama yılında Komisyonun çalışma usul ve esaslarının belirlenmesine ilişkin görüşme |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 21 .10.2021 |
BAHAR AYVAZOĞLU (Trabzon) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Herkesi saygıyla selamlıyorum.
Burada konuşulanlardan, hem iktidarın hem muhalefetin konuşmalarından kendimce bir çıkarımım oldu. Mesela, biraz önce Deniz Bey'in söyledikleri de bence bunu destekler nitelikte. Bir üst kavramımız olmalı. İşte, bütün yaşayacağımız bu sorunların üstesinden gelebileceğimiz, bundan yirmi yıl sonra, elli yıl sonra, yüz yıl sonra da yaşanabilecekler üzerinden yeni okumalar yapabileceğimiz bir tanımlamamız olmalı. O tanımlamamızın da "özgürlük" kavramının yeniden dizayn edilmesinden geçtiğini düşünüyorum. Yeniden şekillendirebileceğimiz bir "özgürlük" kavramımız olmalı çünkü artık bunun içinin boşaltıldığını düşünüyorum. Buna bir "tanımsal arazi" diyebilirsek eğer bunun etki alanı üzerinden de oluşturduğumuz mantıksal bir çerçevemiz olsun ve sayısız başlıktaki o tırnak içerisindeki özgürlük yaklaşımını sağlıklı değerlendirebileceğimiz ve fikrî mutabakata erişebileceğimiz bir alanımız olsun. Ben, zira, sahada çokça dolaştım. Hele şu üç ayda neredeyse evime gitmedim. Sadece kendi seçmenlerimizle değil, muhalif seçmenlerimizle de oturdum, sohbet ettim; gençlerle oturdum sohbet ettim. Şöyle bir çelişki var: Muhalefetin belki çok kullanışlı bulduğu bu özgürlük tanımı üzerinden yerleştirmeye çalıştırdığı muhalefetini sahiplenenler de sosyal medya üzerindeki bu sınırsız özgürlüğü eleştiren çevreler. Bir taraftan, sosyal medya üzerinden yapılan hadsizlikler, haksızlıklar, hukuksuzluklar eleştirilirken bir tarafta da bu ülkede özgürlüğün olmadığı çıkarımına varabilecek garip bir çelişkiler yumağı var. Ben bunun açıklamasını kendi adıma yapamadım çünkü ben şuna inanıyorum: Türkiye'deki özgürlük dünyanın hiçbir ülkesinde yok, Türkiye'deki "demokrasi" kavramı dünyanın hiçbir ülkesinde yok. Bu anlamda, işte dijital hukuk, dijital sağlık, dijital siyaset, dijital ahlak, dijital din, demokrasi hatta itiraz -adına ne söylerseniz söyleyin- o mecralardan yapılabildiği müddetçe kendini özgür hissedebilen bir kitle var, bunun da çok sorunlu olduğunu düşünüyorum.
Yine, sosyal medya platformlarının patronlarına baktığımız zaman, nalıncı keseri gibi sürekli kendilerine yontan, böyle marazi bir özgürlük tanımları var onların ve o özgürlük tanımının da her ülkenin kıta sahanlığına monte edilebilirliğinin de doğru olmadığını düşünüyorum. Burada, hepimizin bir itirazı gerekmekte. Komisyonda Başkanımız dedi ya: "Çok güzel bir şekilde, demokratik bir platformda, birbirimize saygı çerçevesi içerisinde sürdüregeldiğimiz bir alandayız." Bu itirazı da hep birlikte verebilmeliyiz diye düşünüyorum ama o itirazı yöneltebileceğimiz reel bir mecramız yok sosyal platformda ve sanal zafiyetler üzerinden birtakım yerlere gidiyoruz, o da bizi hiçbir yere götürmeyecek.
Son olarak, hukuki zeminde baştan aşağı sorun olan eylem ve söylemlerle verilen zararların boyutları ortadayken, zaman zaman, yine muhalefet etmek adına bu zararın üstünün kapatılmaya hatta bu zararın kutsallaştırılmaya, masumlaştırılmaya çalışılan meslekler grubu marifetiyle örtülmeye çalışılmasının da çok sorunlu bir alan olduğunu düşünüyorum. Böylesi -yine tırnak içerisinde- üstün bir demokrasinin dünyanın hiçbir yerinde olmadığını düşünüyorum. Velhasıl "Benim sosyal medyam, senin sosyal medyan." "Benim galibiyetim, senin mağlubiyetin." diye ortaya çıkarsak eğer sorunu çok spesifik olarak ele alacağız ama yıllar sonra aynı sorunla belki farklı insanların oluşturduğu bir Komisyon burada toplanır hâlde olacak.
Ben, yineleyerek devam etmek istiyorum. Özgürlük tanımında hep bize "Başkasının özgürlük alanına girmediğiniz müddetçe özgürsünüz, sınırınız orasıdır." diye söylendi. Bunun biraz daha genişletilip herkesin anlayabileceği, herkesin kabul edebileceği ve hukuki normlarla da sabitlenebileceği bir tanımla ortaya çıkarsak, bu tanımın içerisinden yeni gelen problemlerin, yeni oluşan alanların da kendi zeminini dizayn edebileceğini, bunun daha sağlıklı olduğunu düşünüyorum.
Son olarak da Tuncay Bey biraz önce vekilimizin konuşmasında, yanlış...
AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - Sayın Vekilim, muhalefet iktidar olmayı istememeli, sorumlu davranmalı!
BAHAR AYVAZOĞLU (Trabzon) - Hah, işte ben, burada, size sataşma hakkımı kullanmak istiyorum müsaade ederseniz.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - İktidar olmak gibi bir derdi yok.
BAHAR AYVAZOĞLU (Trabzon) - Şöyle ki: Buraya kadarki söyleminizi çok saygıdeğer buluyorum. Buna sonuna kadar inanıyorum, bence de muhalefetin böyle bir derdi yok, iktidar olma gibi bir derdi yok.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - Bunu siz belirliyorsunuz!
BAHAR AYVAZOĞLU (Trabzon) - Yok, siz söylediniz ya "Bizim iktidar olmak için..."
AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - Felsefi olarak özgürlüğü...
BAHAR AYVAZOĞLU (Trabzon) - Bunu seçmen kitlenize de bu şekilde ifade edip "Bizi muhalefette bırakın, biz muhalefette daha yararlı olabiliriz." derseniz işte orada çok daha saygıdeğer olabildiğini yoksa diğer türlü muhalefet...
AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - Öyle olsun, siz nasıl isterseniz!
BAHAR AYVAZOĞLU (Trabzon) - Yok, ben öyle bir şey söylemiyorum; yok, yok, hayır.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - Özgürlük alanımızı siz belirleyin, iktidar alanımızı siz belirleyin...
BAHAR AYVAZOĞLU (Trabzon) - Hiç öyle bir şey söylemedim. Biraz önce söylediğim her şeyi çöpe atarak gene farklı bir alana kaydırmaya çalışıyorsunuz da ben o alana gelmem Tuncay Bey, merak etmeyin. Ne söylemek istediğimi herkes çok iyi anladı.
MUSTAFA CANBEY (Balıkesir) - Türkiye'yi Orta Çağ'a benzetene hiçbir şey demiyorsunuz.
BAŞKAN HÜSEYİN YAYMAN - Mustafa Hocam, arkadaşlar, ya karşılıklı konuşmayalım.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - Benzediği yerler de var.
MUSTAFA CANBEY (Balıkesir) - Onu söylerken insan biraz ar eder ya.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - Orta Çağ'a benzetenler ar etsin.
BAHAR AYVAZOĞLU (Trabzon) - Başkanım, ben, aslında, çok şirince bir şey söylemeye çalıştım ama.
BAŞKAN HÜSEYİN YAYMAN - Bahar Hanım'ın bir sözünü kesmeyelim arkadaşlar, bir dinleyelim. Bahar Hanım'ı bir dinleyelim, tamamlasın.
BAHAR AYVAZOĞLU (Trabzon) - Bence Tuncay Bey beni anlamak istemedi, anlamamak için de sürekli sözümü kesti. Ben aslında onu destekler nitelikte bir şey söyledim. Kendisinin söylediğini de çok saygıdeğer buldum, ben zaten bunu savunuyorum. Türkiye'deki gördüğüm muhalefet örneğinin iktidar olma gibi bir derdinin olmadığını her platformda söylüyorum, bunu ilk defa burada söylemiyorum. Bunu seçmeninize de anlatabilirseniz, seçmeniniz oy verirken "Ben gerçek bir muhalefete oy veriyorum; iktidara gelmesin, muhalefette kalsın, katalizör görevi görsün, iktidarı denetlesin, iktidara 'Bunu güzel yaptın ama bunu da yapmalısın.' diyebilsin diye ben ona oy veriyorum." diye söylerseniz, daha şeffaf bir siyasi anlayış içerisinde olursunuz diye düşündüğüm için söyledim.
Tekrar teşekkür ediyorum Başkanım.