KOMİSYON KONUŞMASI

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın katılımcılar, burada bütçe tartışmalarını yapıyoruz. Bütün dünyada aslında kapitalizm büyük bir kriz içerisinde; neoliberal kapitalizmin yarattığı gelir dağılımı uçurumu, yoksulluk, işsizlik ve sefalet üzerine kapitalist merkezlerde bile tartışmalar yürütülüyor ama burada görüyorum ki AKP hayatından memnun, hiçbir şeyi sorgulamak gibi bir düşünceye sahip değil. Hamaset ve ciddiyetten de oldukça uzak sunumlarla karşı karşıyayız. Pandeminin arkasına sığınan; pandemiyle yaşanan ekonomik krizin, yaşanan yoksulluğun, derinleşen yoksulluğun ve yoksunluğun, işsizliğin, sorunların üstünü örten bir yapıyla karşı karşıyayız.

Saray düzeninde, güvencesizlik insanı çürüten bir büyük pandemiye dönüşmüş durumda. Yarınımıza güvencesiz bakarak yaşamak âdeta cehennemde kavrulmaktan farksız. Halkın yaşadığı aslında bu. Gelir dağılımı giderek daha da bozuluyor ve 30 milyonu aşkın insanımız yoksulluk yardımlarına muhtaç. Gelir adaletsizliğini gösteren Gini katsayısı Türkiye'de ilk kez 0,47'ye dayandı. En zengin yüzde 10 tüm servetin yüzde 71'ini alıyor ve pandemi sırasında yine en zengin 26 dolar milyarderi, servetlerini yüzde 15 büyüttüler. Böyle çok şey sıralayabilirim. İşsizlik rekor tazeliyor ve istihdam çöküşte. Öte taraftan suç ekonomisi büyüyor. Türkiye narko-devlet olmakla suçlanıyor. Dünyada Türkiye limanlarına mal taşıyan gemiler potansiyel suçlu olarak görülüyor ve işçilerin daha uzun süreler çalıştırılması için de uyarıcı kimyasallar iş yerlerinde giderek daha çok kullanılıyor.

Zamanım çok az olduğu için daha fazla oradan devam edemeyeceğim fakat burada PR sunumu yapılarak anlatılan bütçe hikâyesi yoksulların, yoksun kalanların, işsizlerin, emekçilerin, kadınların, gençlerin, çiftçilerin, kâğıt toplayıcılarının, ev işçilerinin bütçesi değil. Bu bütçe, bir siyasi iktidarın kimin yanında olduğunu gösterir bir bütçe; sınıfsal olarak hangi pozisyonda olduğunu gösteriyor ve baştan söyleyeyim, burada halkın bütçesini konuşuyor olmamız gerekirken bunu konuşamıyoruz. Çığ gibi büyüyen işsizlik ve derinleşen yoksulluğa cevap aramalıyız, herkese ya iş ya da gelir güvencesi verebilecek bir bütçe yapmaya çalışmalıyız ve ekonomiyi nasıl demokratikleştirebiliriz, bu uçurumu nasıl ortadan kaldırabiliriz, toplumu ekonomide söz, yetki, karar sahibi nasıl yapabiliriz, bunları bizim konuşmamız gerekir.

Yine, şu anda savaş tezkeresi konuşuluyor. Bu bütçe bir savaş bütçesidir ve savaş tezkeresine "evet" diyerek halk için bütçe yapmak mümkün değildir. Yapılması gereken, barış politikalarıyla silahlanma yatırımlarını üretken sahalara aktarmaktır; bunun için çaba göstermek gerekiyor.

Türkiye'nin hâlâ 20'nci ya da 21'inci sırada yani büyük ekonomilerden olduğunu söyleyebiliriz, doğru ve Türkiye'nin büyüdüğünü söylüyorsunuz, doğrudur. Peki, ama o zaman şunu soruyoruz: Türkiye büyümüş, yoksulluk derinleşmişse o zaman paralar nereye gitti, bunu da açıklayabilir misiniz. Yani büyümenin rantını sermaye alıyor ve yoksulluk ve işsizlik derinleşiyor, bunu açıklamanız gerekiyor. Bakın, pandemi döneminde EYT'liler hala emekli olamadılar ve sağlık primlerini fazlasıyla ödedikleri hâlde pandemide paralı olarak sağlık hakkı elde edebildiler; sağlık hakları yok daha doğrusu. Emekliler korkunç bir sefalet yaşıyor, öğrenciler, barınamayanlar; bütün tablo bu. Yani bu tabloya verilecek bir cevabınız yok bu büyümede.

Büyümeden bahsediyorsunuz ama Sefalet Endeksi'nden de bahsetmeliyiz. Yani Türkiye, 156 ülke içinde 21'inci sırada -bundan hiç bahsetmiyorsunuz- Avrupa ülkeleri arasında da Türkiye Sefalet Endeksi'nde 1'inci sırada. Vergilerin yüzde 70'i dolaylı vergilerden alınıyor. Emme basma tulumba gibi halktan alıp zenginlere servet pompalıyorsunuz. İşsizlik, Türkiye tarihinin en büyük boyutlarında ve asgari ücretten hâlâ vergi alıyorsunuz. Kadınlarla ilgili söyleyeceğim...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Serpil Hanım, süreniz tamamlanmıştır. Son cümlenizi alayım.

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Birkaç sözle, son cümlelerimle hemen bitireyim.

Pandemide çalışan emekçiler kod 29'la atıldılar. Sendikalı olmayan, olmak isteyen işçiler terörist ilan edildiler ve yine kadınlar toplumsal cinsiyet eşitliği perspektifine sahip bir bütçe yapılmadığı için işsiz kaldılar ve güvencesiz kaldılar.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyorum.

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Bakım emeğinin bu bütçede "bakım ekonomisi" adı altında, istihdamı artırmaya da yarayacak şekilde kapsanması gerekirdi ancak biz bu bütçede bunu göremiyoruz.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyorum, epeyce aştınız.

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Bu bütçe aynı zamanda yine bir erkek bütçesi olmuştur diyorum.

Teşekkürler.