KOMİSYON KONUŞMASI

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyorum.

Değerli arkadaşlar, ben de müsaadenizle bir iki konuyu izah etmek istiyorum, sonra, Bülent Bey, size söz vereceğim.

Öncelikle Başkan olarak benim görevim, usulün uygulanmasını sağlamak, bütün grupların usule riayet ederek verimli bir çalışma ortamı oluşmasını temin etmek; bu yönde gayret ediyorum. Hiçbir konuşmacının konuşmasının içeriğini belirleme yetkim yok, olsa olsa tavsiyelerim olabilir, bazen yönlendirmelerim olabilir ama sonuçta burada üyelerimiz de gelen hükûmet yetkilileri de kendi takdirleridir...

Bütçe, bildiğiniz gibi, her konunun konuşulduğu, her konunun tartışıldığı bir süreçtir. Bütçe, sadece teknik meselelerin konuşulduğu bir süreç değildir, hiçbir zaman böyle olmamıştır. Bütün memleket meselelerinin, ülke meselelerinin konuşulduğu, herkesin kendi siyasi anlayışına göre, önceliğine göre, yaklaşımına göre yorumladığı, yorumlarını, eleştirilerini ifade ettiği bir süreçtir. Bu da son derece demokratik bir süreçtir. Herkes birbiriyle uzlaşmak zorunda değil ama saygı içinde birbirimizi dinlememiz, anlamamız ve birbirimizden öğrenmemiz gerekir elbette bu süreçte. Ben usul açısından olabildiğince buna dikkat ettiğimi ifade etmek isterim. Ama konuşmacılar -herkes için söylüyorum- bir konuşmacının, bir hatibin içeriğini beğenebilirler, beğenmeyebilirler; tasvip edebilirler, etmeyebilirler; hakaret olmadığı sürece benim müdahale etme hakkım yok.

Bu çerçevede "gocunmak" kelimesini kullandı Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcımız. Az önce ben sözlük anlamına da baktım. Sözlük anlamını Google'dan hemen baktığınızda görebilirsiniz. "Bir davranıştan, bir sözden, bir durumdan alınmak, bir şeyden kırgınlık duymak." anlamına geliyor, sözlük anlamı bu. "Bu kelimeyi kullanmanızı tasvip etmiyoruz." diyebilir arkadaşlarımız. "Hayır, biz gocunmadık, siz öyle düşünüyorsunuz ama biz gocunmadık." diye itiraz edebilirler. Bunu saygıyla karşılarım ama bunun bir hakaret kelimesi olduğuna hiçbir şekilde katılmıyorum, bu, bir hakaret değil, bir görüş, bir ifade. Buna karşı siz de kendi ifadelerinizi kullanırsınız; katılmadığınızı söylersiniz, gocunmadığınızı söylersiniz. Bu da işin tabiatında, demokratik tartışmanın tabiatında olan hususlar diye düşünüyorum.

Diğer taraftan, Sayın Paylan bana bu arada bir metin getirdi. Anadolu Ajansına, sanki, konuşmadan önce Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcımızın konuşması yansımış gibi bir algıya kapılmışlar. Böyle bir durum söz konusu değil tabii. Bir destek dokümanı anladığım kadarıyla, Cumhurbaşkanı Yardımcımızın ekibinden arkadaşlarımız basından bazı arkadaşlarımızla paylaşmışlar, kapanışta değinilebilecek konular gibi bir metin; internette yok, ben araştırdım, hiçbir şekilde yayımlanmış bir metin değil. Kaldı ki Cumhurbaşkanı Yardımcımızın konuşması o metinle örtüşen bir konuşma değil. Anladığım kadarıyla, basına yardımcı olsun diye verilmiş bir notu sanki konuşmadan önce konuşma yayımlanmış gibi algılamışlar. Böyle bir hadise de yaşandı, şimdi o konuda da aydınlatmak isterim. Basından arkadaşlarımızın da bu konularda daha dikkatli davranmalarını rica ediyorum. Yayımlanmamış bir notu sanki yayımlanmış gibi bir algı oluşturunca ister istemez birtakım tepkiler oluştu, bu da hoş bir durum değil doğrusu. Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcımız hem genel ifadelerde bulundu hem de tek tek bazı sorulara detaylara girerek cevap verdi. O metinlerde olması mümkün değil bunların çünkü canlı yaşanan sorular ve cevaplar oldu burada. Dolayısıyla yarın gerekirse grup sözcüleriyle de oturup bu konuyu tekrar ele alırız, konuşuruz, onu da ifade etmiş olayım.